İLKADIM KİTAPLIĞI / Babam Abdülhamid / Şadiye Osmanoğlu

İLKADIM KİTAPLIĞI / Babam Abdülhamid / Şadiye Osmanoğlu

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız. Bu ay sizlerle Timaş Yayınlarından çıkan 2. Abdülhamid Han’ın kızı Şadiye OSMANOĞLU hanımefendinin hatıralarından oluşan Babam Abdülhamid isimli kitabı inceleyeceğiz.

Şadiye Osmanoğlu 1886 yılında doğmuş, 2. Abdülhamid Han hal edilip Atina’ya sürüldüğü vakit, o da babasının maiyetinde Atina’daki Alatini köşkünde bir süre sürgün hayatı yaşamış, hanedan üyeleri ile birlikte sınır dışı edilmiş, yurt dışında çeşitli ülkelerde yaşamış, 1. ve 2. dünya savaşlarını görmüş, 1977 yılında da İstanbul’da vefat etmiştir.

Şadiye Osmanoğlu hatıralarını 2. Abdülhamid ile ilgili tezviratlardan rahatsızlık duyduğu için yazdığını belirtiyor. “Babam kadar mu’tekid, babam kadar munis, babam kadar uzağı gören ve yüksek vicdanlı insan azdır. Babamın aczinden değil, fakat tabiatındaki mülayemetten istifade eden maiyetindeki bazı zevat, onun hakkındaki asılsız şayialara sebep oldular. Maksadım, bu vesile ile melek hassasiyetindeki babamın bazı hususiyetlerini de kendi hatıralarım içinde kaydetmektir… O’na isnat olunan kötülüklerin bin türlü fazlasını ondan sonra gelenler icra ettikleri için, halkın nazarında bu hakikatler daha kolay ortaya çıkmıştır. Zaten asılsız şayialar ne zaman olsa hakikati karşılarında bulurlar.”

Kitap 7 bölümden ve bir de albümden oluşuyor. 1. bölümde Şadiye Osmanoğlu’nun gözünden 2. Abdülhamid Han’ı ve sarayı tanımaya çalışıyoruz. Şadiye Hanım babasıyla ilgili: “Şahsiyetimin hamuru, babam ve onun tatlı okşayışlarıyla ifadesini kazınmıştır.” diyor. Ayrıca bu bölümde sarayda yapılan merasimleri, sarayın içini, saraydakilerin eğitimini, yetiştirilme usullerini, bayramlaşmaları, haremi, 2. Abdülhamid’in eşleri ve çocuklarına karşı davranışlarını, 2. Abdülhamid’in özel zevklerini öğreniyoruz.

2. bölüm de ise 2. Abdülhamid Han’ın hal ve sürgün yılları anlatılıyor. Kitabın bizleri duygulandıran bölümü. 33 yıl cihan devletine padişahlık yapabilme kabiliyetini göstermiş bir padişahın basit sebeplerle tahttan indirilme sürecinde yaşananlar, Atina’daki Alatini Köşkünde mahpus hayatı, 1. Dünya Savaşı çıktığı için tekrar İstanbul’a getirilişi, Beylerbeyi Sarayı’ndaki ömrünün son zamanlarını ve vefatını gözlerimiz dolu dolu olarak okuyoruz.

Daha sonraki bölümlerde Şadiye Osmanoğlu’nun diğer hanedan üyeleri ile birlikte sınır dışı edilmesi ve sınır dışında iken yaşadığı ülkeler, tanıştığı kişiler anlatılıyor.

Son bölümdeki şu ifadeler dikkat çekici: “Diyebilirim ki, babam imparatorluğun inkırazını durduramamış, fakat hiç olmazsa dümenini sahile kırmış ve bir kumsala oturtmaya muvaffak olmuştur. Enkazından da bilahare semereli bir şekilde faydalanılması mümkün olmuştur. İmparatorluk, daha fena bir idare ile denizin açıklarında da batırılıp izi bulunmayacak şekilde sulara gömülüp gidebilirdi.”

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.