İDEALİZMİN ÖLÜMÜNE AĞIT

“Yaşamak hakkın, yaşatmak vazifendir”
Hz Ali(radıyallahuanh)
Hayalinde canlandırdığı mükemmelliklere ulaşmak için, hiçbir menfaat beklemeksizin ardı arası kesilmez çabalara girişmek idealist insan tavrıdır. İdealist insan, değerler uğruna yaşayan insandır. Bu insanın mükemmelliklere yönlendirdiği duygu ve düşüncelerin tamamına idealizm diyoruz.
“İnsan idealist bir varlıktır, bir ideal aşığıdır. O hiçbir zaman olanla yetinmez olanı olması gerekene doğru değiştirmeye çalışır. Bundan dolayı hep yeniden yaratma işiyle uğraşır. O her şeyi hep idealine uygun yapmak ister. İnsana değer ve üstünlük kazandıran şey, değerler için beslediği yüksek saygı ve duygulardır.” (1)
“Her çeşit dünya içinde gözüm hep yüksek olana çevrildi, yaşlandıkça hayatımı hep eksiklerle dolu görüyorum. Yetmiş beş yıllık ömrümde rahat geçirdiğim dört hafta olmamıştır”(2)
“Hayat bir yolculuktur. Düşünce de tutulan yol. Gidecek yol kalmayınca insan durur. Hedef kaybolmuş, güç ölmüştür. Artık kaderin dilediği yargıyı verme yetkisi vardır. Değneğiyle bizim manevi varlığımıza bile dokunabilir. Umutsuzluk, keder ruhun işten el çekmesi gibi bir şeydir. Ancak çok büyük ruhlar buna dayanabilir; o bile şüphelidir.”(3)
“Fikirlerin kağıt üzerinde ilerledikleri kadar, tatbikatında herkes ilerleyemez.fakat nihayet mükemmellik noktasına kadar gidilemezse de , bu noktayı tanımak faydasız değildir. Hedefe ulaşma gayretiyledir ki ekseriye daha fazla yaklaşılır.(4)
Dava ihtiraslardan soyunmakta. İhtiraslar yolumuzu karartan sis. Arzuları nasıl susturabiliriz? Kendimizi bir ideale bağlayarak. Esaret bencillikte. Amacı haz olan bocalar, yürümez. Kurtuluş karşılık beklemeden didinenindir.(5)
“Ruh, ebedi hayat düşüncesi, fizik ötesine uzanan irade, aşk, tapınma, nasıl olmak, ne yapmak ve nasıl düşünmek gerektiği, doğanın sırrını, eşyanın ruhunu ve hayatın anlamını çözmeye çalışmak ve sonunda gabya inanmak, kahir güce yaklaşmak, oluşlar araştırmak ve olayların nedenlerini bulmaya çalışmak insanı araştırmaya, ilerlemeye ve yorumlara itmiştir.”(6)
“İdeal insan tabiattan Allah’a gider. Elinde Sezar’ın kılıcı,göğsünde Hz İsa’nın yüreği, Sokrates’in beyniyle düşünür. Allah’ı Hallac’ın kalbiyle sever. Aleksi Karel’in özlediği gibi bilimin ve tanrının güzelliğini görür. Hem Paskal’ın, hem Descartes’in sözlerine kulak verir. Buda gibi eğlenceyi bırakır. Leo Tse gibi yaratılıştaki gizli hikmetleri, Konfüçyüs gibi toplumun akıbetini düşünür. Spartakus gibi kölecilere baş kaldırır. Hz İsa gibi aşk ve barış, Hz Musa gibi cihat ve kurtuluş mesajı taşır. Felsefi düşünceleri onu insanların akıbetlerine ilgisiz bırakmaz. Siyasetle uğraşır ama. Şöhretperestliğe ve demagojiye sapmaz.” (7)
İsmine ister ideal, ister gaye, ister mükemmellik arzusu, isterse hedef diyelim, insan daima yüksek ve kusursuz olanı arayacaktır.Olanla yetinmeyen insan, olması gerekenlerin peşinden koşacaktır. Bu fıtri özellik bütün ilerlemelerin, yükselmelerin, yücelmelerin tetikleyicisidir.İslam da bu haleti ruhiye “Allah’a (celle celaluhu) adanmışlık” diye ifade edilebilir ki idealizmden öteyedir. Eşya ve insan ihmal edilmemiştir ama aşılmıştır. İki günün birbirine eşit olmasına rıza göstermeyen müslüman hep daha güzel daha hayırlı olanın peşindedir. Bütün çabaların nihai hedefi rızayı Bâridir. (Allah rızasıdır)
O asla, olanı olması gereken olarak kabul etme eğiliminde değildir. O, gayretler içinde saf ve samimi yüreğini Allaha açarak “zaafımı kusur ve kesirimi gider ya Rabbi..” diye dua eder.
Sözün burasında idealizmi, adanmışlığı, kendini bir gayeye vakfetmeyi tam olarak açıklamış sayılmayız belki ama, bunların yokluğundan kaynaklanan basitlikleri net olarak göstermemiz mümkündür:
Ne yana dönsen boşlukla karşılaşıyorsun. Boş kafalar, boş gönüller, boş bakışlar, boş sözler, boş hitaplar, boş kitaplar, boş okullar, boş camiler, boş cemaatler, boş tarlalar, boş bahçeler, boş bağlar. İnsanlık çöllere sapmış küçük bir dere gibi yok olup gitmektedir.
“Varlığın bütünlüğü, insanın yüceliği göz önünde tutularak dünyanın düzenlenmesi gerekirken, günümüzde insanın şuurlanması ve insan olarak güzel bir dünyada yaşaması amaç olmaktan çıkmış ve insan teknolojinin, idari ve mali güçlerin hakir bir aleti, bir hizmetkarı haline gelmiştir.
Varlığın bütünlüğü yerine teknolojinin küçük ürünlerine insanın neredeyse tapması olağan hale gelmiş, dünya fiziki, kültürel, ruhi alanlarda kirlenmeye terkedilmiştir. İnsanın görevi bu duruma karşı çıkmak, şuur ile dünyayı güzelleştirmektir. Bu çabası sırasında insanın varlığa, tabiata, insana saygılı, içersinde varlığını yüceliğini idrak edeceği bir çevreyi, bir mimariyi geliştirmesi zaruridir.”
Bu tespit ve temenniler Turgut Cansever rahmetliye aittir.(7)
Yarının dünyasını kuracak olanlar yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi insan yetiştirmek olacaktır. Hünerleri hep fedakarlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin aks-i sedasını sonsuzluktan dinleyeceklerdir.”(8)
İdeal ve iddialarını kaybeden toplumlar, suların sürüklediği çöplere döner. Kendi dünyalarını kurmaktan vazgeçip “düşmanlarının mezarlarını kubbe yapmaya başlarlar.”
İdeal hayatın ruhu ve insanı hep kendine doğru çeken ufukta parlayan bir yıldızdır vesselam…
1-ALİ ŞERİATİ. Marksizm ve diğer batı düşünceleri,s.22,23. 4. baskı
2-W.HUGO.deniz işçileri, TRC N. ALTINOVA s.353.İSTANBUL 1970
3-J.JROUSSEAU, EMİL,s. 76 TRC H.Z ÜLKEN 2. baskı İSTANBUL 1948
4- CEMİL MERİÇ bir dünyanın eşiğinde s. 46 İSTANBUL 1979
5- ALİ ŞERİATİ biz ve ikbal s170 TRC E. KILIÇTUTAN İSTANBUL 1985
6-ALİ ŞERİATİ toplum bilim üzerine s. 126 2. baskı
7-TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ. Sayı 426 s. 31
8- N. TOPÇU Yarınki Türkiye s. 12 İSTANBUL 1972
**
DUA
Elhamdü lillahi rabbil alemin. Ve’ssalâtül vesselâmül alâ rasuline Muhammedin ve alâ êlihi ve sahbihi ecmain.
Ya Rabbel âlemin! Bizleri zat-ı ehadiyetine has kul, Rasul-ü ekremine layık ümmet eyle. Lütfeylediğin varlık ve imkânlarımızı, güç ve kabiliyetlerimizi rızana uygun kullanmayı nasip et. Bizlere kuvvetli iman, ihlâs, saf ve samimi duygular bağışla.
Ya İlahel âlemin! İman esaslarımızı bilmek, bildiğimizle amel etme gayreti ver. Bizleri eşyanın hakikatine, hayatın mahiyetine, yaratılış gayemize âşina kıl.İbadetlerimizi vaktinde ve kemâli ciddiyetle ifâ gayreti ver. Tâatimizi şuur uyanıklığımıza vesile kıl.
Ya Erhamer Rahimin! Bizlere peygamberane bir direniş ve sabır nasip et. ardı arası kesilmez hayırlı faaliyetler gerçekleştirmeye muvaffak kıl. İman ve amellerimizle yüksek duygu düşüncelere ulaştır. Güzel hislerden nezih davranışlara, nezih davranışlardan uyanık nazarlara, keskin bakışlara ilet, Cennet ve Cemaline kavuştur.
Ey tevazu buyurup bizimle konuşan Rabbimiz! Bizlere, Kelâm-ı Kadimin istikametinde, sünneti seniyye doğrultusunda değerlendirilmiş günler , bereketli ömürler nasip eyle. Bizleri ilim, irfan, şuur ve nur çağlayanlarına dönüştür. Rızana uygun alanlarda bitmez tükenmez cehdü gayret bağışla. Bildiklerimizi öğretme, bilmediklerimizi öğrenme azmimizi daim eyle.
Duaları kabul buyuran yüce Allah! Bizleri hak ve hakikate tutunarak yaşama saadetine erdir. Hak ve hakikatini yüksek tutan vakıf insanlar haline getir. Hizmetlerimizi adap, usûl, erkân ile bereketlendir.
Bizleri “hizmette sınır ve sinir olmaz” anlayış ve idrakine ulaştır. Gönüllerimizi sevginle doldur. Sevdiklerini sevdir, yerdiklerini yerdir. Bizleri dostlarına dost, düşmanlarına düşman haline getir. Lekesiz sevdamızı, bereketli topraklarda solmayan güllere dönüştür. Kalplerimize, kabirlerimize nur, tedirgin yüreklerimize huzur, evlere köylere bolluk ve bereket doldur Ya Rabbel alemin.
Dünya ve ahirette sevdiklerimizle beraber olmayı nasip et. Rasul-i Ekremine hem civar et.
Vücutlarımıza sıhhat ve afiyet lütfeyle.hastalarımıza şifalar, borçlularımıza edalar nasip et. Korku ve kaygılarımızı güven duygularına, gönül şenliklerine tebdil eyle.
Bu cemiyetimizi hayırlara vesile kıl. Uzaktan yakından teşrif etmiş bulunan cemaati müslimini her iki cihanda aziz eyle. Korktuklarından emin, umduklarına nail eyle.
Ahirete irtihal etmiş bulunanlarımızın kabirlerini pür nur, mekanlarını cennet eyle.
Amin amin amin bi hürmetil Taha ve’l yasin
Velhamdülillahi rabbil alemin..