HARAM KILINAN HAYVANLAR

Bir arabanın çarptığı veya boğularak ölen hayvanların dindeki hükmü nedir?İsmail ALTIN-İSTANBUL
Her canlıyı ve her şeyi yaratan Allah olduğu gibi öldüren, dirilten, hayat bahşeden de Allah Teala’dır. Yaratılanlar üzerinde Allah Teâlâ insanlara tasarruf hakkı vermiştir. Ancak kendi istek ve arzuları üzerine değil. Allah Teâlâ her şeye bir düzen bir ölçü koyduğu gibi insanların faydalanacağı eşyayı nasıl kullanacağına dair bir ölçü koymuştur. Bunlar da Kur’an ve sünnette mevcuttur. Aklıselim sahibi kişiler bu ölçülere göre hareket ederler. İnsanoğlunun yiyecekleri, içecekleri eşyada da haram ve helaller bellidir. Bu yazımızda, Rabbimizin izni ile bunların bir kısmından bahsedeceğiz. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yukardan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş, canavarların yediği hayvanlar, ölmeden yetişip kestikleriniz hariç, dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır.” (Maide 3)
Bu ayet-i celilede Allah Teâlâ nice haramlardan haber veriyor. Bununla beraber ümmeti Muhammed bu Kur’an’dan uzak yaşamaktadır. Bu Kur’an’ki Allah kelamıdır. Hiçbir beşerî küfür ve şirk sistemi Kur’an’la kıyas edilemez. Çünkü ilahi nizam vahye dayanır, beşeri sistemler akla dayanır. Allah her şeyi en iyi bilen hüküm ve hikmet sahibidir. Allah Teâlâ kullarına kâfidir. Bu ayet-i celilede zikredilen haramları izaha çalışalım.
1. Leş, boğazlanmadan ölen hayvanın eti haram kılındı. Leş, boğazlanmadan ruhu bedenden ayrılan hayvana denir.
2. Kan, yani akıtılmış kan haram kılındı. Yani hayvanların damarlarındaki kan haramdır. Yoksa ciğerler ve dalakta donup kalan kan değil. Cahiliye döneminde insanlar bağırsaklara doldurup kızartıyorlar ve onun hacamat yapılan kimse için haram olmadığını söylüyorlardı.
3. Domuz etinin ise kendisi haramdır. Onun haramlığı leş olmasına bağlı değildir. Boğazlanarak öldürülen bir domuzun eti de haramdır. Köpek, kurt gibi bazı yırtıcı hayvanlar burada sayılmamaktadır. Bu, birçok küfür ehlinin domuz eti yemeyi alışkanlık haline getirmiş olmasındandır.
İslam âlimlerinden bazıları demişlerdir ki gıdalar yiyenlerin bir parçası haline gelir. Kişi yediği gıdada bulunan özelliklerden ahlak ve sıfatları bakımından etkilenir. Domuz ise müthiş hırslı ve arzularına düşkün olması ile tanınır. İnsanların bu çirkin sıfatlardan etkilenmelerinin önlenmesi de domuz etinin haram oluşunun hikmetlerindendir. Domuzun pis özelliklerinden biri de eşini kıskanmaması ve namus gayretinden yoksun olmasıdır.
4. Allah’tan başkası adına boğazlanan, yani boğazlanırken Allah’tan başkası adına kesildiği söylenen hayvanın eti haramdır. Mesela cahiliye döneminde Lat ve Uzza adına demeleri gibi. Bu hususta fakihler şu görüşü belirtmişlerdir. Bir hayvan boğazlanırken Allah’ın adının yanında peygamberinin adı da anılarak, Bismillahi Muhammed denilse o kesilenin eti haram olur.
İmam-ı Maverdî şöyle demiştir:
“Buhara âlimleri sultana (devlet başkanına) yaklaşmak için onu karşılarken kesilen kurbanın etinin haram olduğu fetvasını vermiştir. Çünkü o, Allah’tan başkası adına kesilmiş olmaktadır.”
Rafade der ki:
“(Keserken Allah’ın adı anılmak şartıyla) devlet başkanını karşılamak üzere kesilen kurbanın eti haram değildir. Çünkü onlar yörelerine öyle bir devlet adamının gelişini kutlamak üzere kurban kesmektedirler. Bir yönüyle akika kurbanına benzer nitekim akika da doğanın doğumunu kutlamak üzere bir sevinç belirtisi olarak kesilmektedir. Böyle şeyler haramlığı gerektirmez.”
5. Boğulmuş, boğularak öldürülmüş hayvanın eti de haramdır. Boğmak hayvanın boğazını sıkıp nefes alıp vermesini engelleyerek öldürmektir. Boğmanın bir insan fiili ile olması ve başka bir sebepten olması hükmü değiştirmez. Mesela bir havyanın başını bir ağacın iki dalı arasına sokup boğularak ölmesi de aynıdır.
6. Ölene kadar taş ve tahta ile vurup öldürülmüş hayvanın eti de haramdır. Hayvan darbenin tesiriyle o anda ölse de hüküm aynıdır. Katade radıyallahu anh der ki cahiliye döneminde insanlar etini yiyecekleri hayvanı sopa ile döverek öldürürler ve etini yerlerdi. Bu da kanı akıtmadığı için aynen boğularak öldürülen gibidir. Bir araba bir tavşana çarpsa ölmeden kesilirse eti yenir. Çarpmanın tesiri ile ölürse eti haram olur.
7. Yukardan yuvarlanıp ölmüş yani yüksek bir mekândan yere veya bir kuyuya düşen yani boğazlanmadan bu hallerden biriyle ölen hayvanın eti haramdır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Adiy b. Hatem’e şöyle buyurmuştur.
“Vurduğunda av yuvarlanıp suya düşerse onunu etini yeme! Çünkü onun ölümünün senin attığın oktan mı, yoksa sudan (boğularak) mı olduğunu bilemezsin.”
Hz. Ömer radıyallahu anhın şöyle dediği rivayet edilir: “
Biz faize düşme korkusu ile on helalden dokuzunu terk ettik.”
8. Boynuzlanıp ölmüş, diğer bir hayvan tarafından boynuzlanan ve bunun tesiri ile ölen hayvanın eti haramdır.
9. Yırtıcı hayvanların yediği hayvanlar, yani yırtıcı bir hayvanın yaraladığı ve bu yaralamanın tesiri ile ölen hayvanın eti de haramdır. Cahiliye devrinin insanları onu da yerlerdi. Yırtıcı hayvandan murat köpekdişi olan saldırıp parçalayan aslan ve benzeri hayvanlardır.
10. Eti helal olan bir hayvana, eti haram kılacak bir ölümle ölmeden önce yetişip de canları çıkmadan boğazlanırsas ve onlar kesilmiş bir hayvanın çırpınması gibi çırpınırsa bu takdirde onların eti helal olur. Ancak yırtıcı hayvanın yaraladığı hayvan ölmeden boğazlansa da leş hükmündedir, eti yenmez. Bununla birlikte yukarıdan düşmüş veya boynuzlanmış hayvana henüz diriyken yetişip de boğazlanırsa eti helal olur. Keza havadaki bir av vurulup yere düşünce ölürse onun eti helal olur. Çünkü havada isabet alan avın yere düşmesi kaçınılmazdır.
Şayet havada vurulan av bir dağa veya bir ağacın dalına düşer sonra da tekrar yere düşerse ve ölürse bu takdirde onun eti haram olur. Artık o yüksek yerden düşerek ölen hayvanın hükmüne tabidir. Fakat havadaki bir ava atılan ok avın boğazına isabet ederse artık o yere ne şekilde düşerse düşsün eti helaldir. Çünkü okun boğazına isabet etmesiyle kesmekle elle edilecek netice hâsıl olmuştur. Fakat boğazlanmadan önce parçalanan av leş hükmündedir.
Ruhu’l Beyan tefsirinde geçtiği şekilde bir ayet-i kerimeden çıkarılan haram hükümlerini izaha çalıştık. Kur’an’ı gerçek manada anlayabilsek, mucibince amel edebilsek bize ne mutlu. Çünkü biz Kur’an’ın hem lafzına hem de manasına imanla müşerref olan kişileriz. Korkarız bunu yeterince hissedemedik. Belki de hüküm ve hikmetlerini öldükten sonra anlarız. O günkü anlamanın ve mazeretin bizim için bir faidesi olmaz. Allah Teala Kur’an-ı Kerimde bir mümin-i kâmilin imanını şöyle beyan ediyor:
“Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65)
İman kuru bir sözden ibaret değildir gönülden bağlanmak, inanmak ve kabullenmektir. Hem Allah ve Rasûlüne inandım deyip hem de hükümlerine razı olmamak tipik münafıklık alametidir. Şeriatın kestiği parmak acımaz denilmiştir. Acımaz çünkü müminin kalbinde o acıyı unutturacak kadar sarsılmaz bir iman vardır.
Allah’ım ümmet-i Muhammedi Kur’an’a mahkûm et. Âmin.