Haksız Yere Cana Kıymak ve Müslüman’ın Kısasa Bakışı Nasıl Olmalı

Tefsir Yazıları (İsra, 33)
Rahman ve Rahîm Olan Yüce Allah’ın adına başlarım…
İsra, 33: “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bir kimse haksızlıkla öldürülürse velisine yetki verdik. Ancak o da öldürme hususunda haksızlığa sapmasın. Çünkü o yeterince yardıma mazhar olmuştur.”
Hak, Rasulullah aleyhisselamdan rivayet olunan bir hadiste zikredilen hususlardır. Rasulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Müslüman bir kişinin kanı ancak üç sebeple helal olur: Müslüman olduktan sonra dinle alay edip dinden çıkmak yahut evlendikten sonra zina etmek yahut hukuka aykırı olarak adam öldürmek”[1]
Yüce Allah hukuk dışında adam öldürmeyi yasaklamıştır. Çünkü adam öldürmenin mubah kılınmasında Allah’ın âlemi yaratmasındaki gayenin yok olması söz konusudur.
Kısas ise; suç ve cezada denkliktir. Süleyman bin Amr’ın naklettiğine göre Rasulullah ile veda haccına katılan babası şöyle demiştir: “Hz. Peygamber Veda Haccında önce Allah’a hamd ve sena edip sonra şöyle nasihat etmiştir: Bilesiniz ki! Kişi ancak kendi suçundan dolayı cezalandırılır. Baba evlâdının suçundan dolayı evlat da babasının suçundan dolayı cezalandırılmaz.” [2] Kısas Hz. Peygamber’in uyguladığı en ağır ceza olarak tarihe geçmiştir. Kısas toplumun “hayat hakkını güvence altına almayı hedeflemektedir.” Kısas cezası sayesinde hem insan hayatına yönelik haksız tecavüz önlenmek istenmiş hem de suçluya işlediği suça denk bir ceza verilerek adaletin sağlanması arzulanmıştır. “Öldürmeyi yok eden en iyi şey yine öldürmedir.” şeklindeki atasözünde ifadesini bulan kısas Müslümanların adalet anlayışını en iyi şekilde yansıtmaktadır.
Kısasla ilgili en dikkat çekici hikmetlerden birisi başkasını öldürdüğü takdirde öldürülebileceğini bilen kimse de adam öldürmekten kaçınır. İşte bu sebeple : “Kısasta sizin için hayat vardır.”[3]
Kısasla ilgili en dikkat çekici hükümlerden birisi kısasın hür ve kölelerle, Müslümanlar ve zımmîler arasında vacip olmasıdır. Allah Teâlâ genel olarak haksız yere bir insanı katletmenin ne kadar vebal olduğuna dikkat çekmiştir. Çünkü Peygamber aleyhisselam şöyle demiştir: “Kim kölesini öldürürse biz de onu öldürürüz. Kim kölesinin bir organını keserse biz de onun organını keseriz.”[4]
Bir kimse haksızlıkla öldürülürse velisine yetki verdik. Yani hüküm verme ve kahretme imkânı verdik. Veliden kastedilenin ölünün terekede halefi olan vârisler olma ihtimali vardır.
Öldürme hususunda haksızlığa sapmasın ayetine gelince bazıları şöyle demiştir: Velâyet hakkının bulunduğu katil dışındaki kimseleri öldürme. Çünkü Arapların âdetinde katil olmayanı öldürmek de vardı. Bazıları da ‘Öldürme hususunda haksızlığa sapmasın’ yani Allah’ın kısasta koyduğu öldürme ve yaralamadaki sınırı aşmasın demişlerdir. Allah’ın, bununla öldürülenin velisine hitapta bulunma ihtimali vardır. “Felâ yüsrif fi’l – katl” buyurdu. Yani kendisi için belirlenen sınırı aşmasın. Nitekim Efendimiz aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “Öldürdüğün zaman güzel bir şekilde öldür”[5]. İkincisi, bununla katile hitapta bulunmuş ve şöyle söylemiştir “Öldürme! Çünkü öldürmek haddi aşmaktır.” En doğrusunu Allah bilir.
Sözün özü, Müslüman adam bebek katili, çocuk katili, haksız bir insanın katili olamaz. Zalime meyledemez. En büyük düşmanı zalimlerdir. Zalime düşman ve şedit, mazluma kalkan ve şefkatli olmakla yükümlüdür. Müslüman adam, kısasta hayat olduğuna inanan ve kısasın insanlığı dirilttiğine inanan bir mümin olmakla mükelleftir. Adalet, zalimi biçen kılıçtır. Müslüman hukukun üstünlüğünü her daim savunmalıdır. Aliya’nın buyurduğu gibi “Hukuk benim için bir meslek değil. Bir yaşam felsefesi.” Unutmayalım ki “İyi ve güzel olan her şey İslam’dır. İslam iyi ve güzelin, hayrın ve bereketin membaıdır.”
Her şeyin en doğrusunu Yüce Rabbim bilir. Selâm ve Duâ ile…
Kaynaklar
- Ebu Mansûr el-Mâtürîdî, Te’vîlâtü’l Kur’ân, Ensar Neşriyat,2019/İSTANBUL
- Hadislerle İslâm, DİB YAYINLARI
[1] Buhârî, “Diyât”,6
[2] Tirmizî, “Tefsîrul Kur’ân”,9
[3] Bakara,2/179
[4] Dârımî, “Diyât”,7
[5] Tirmizî, “Diyât”,14