HADİS İKLİMİ- Temizlik

HADİS İKLİMİ- Temizlik

Ebu Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Allah temizdir ancak temiz olan şeyleri kabul eder…” (Müslim)

Peygamberimiz bir gün ashabına arınmışlıktan bahsediyordu. Namazla dirilmeyi, kendine gelmeyi, bedenen ve ruhen temizlenmeyi ve var oluşun tadına varmayı anlatıyordu. “Bir düşünün bakalım.” dedi. “Evinizin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o suya girip çıksanız üzerinizde kir diye bir şey kalır mı?” Onun sözlerini pür dikkat dinleyenler için cevap çok kolaydı: “Hayır ya Resulullah, onun kirinden hiç iz kalmaz.” Beklediği cevabı alan Hz. Peygamber, maksadını hemen aktardı: “İşte beş vakit namaz da böyledir; Allah onunla hataları silip süpürür” (Buhari, Müslim). Allah Resulü, abdest ve namaz örneğiyle aslında hem beden hem de ruh temizliğine dikkat çekiyordu.

İslam dininin temeli temizliktir. İslam’ın doğasında ruhun arınması kadar bedenin paklığını da gerektiren iki yönlü bir temizlik anlayışı vardır. Müslümanlık, ruhu temizlemeye odaklanıp bedenin bakımını göz ardı etmeyi onaylamadığı gibi sadece beden temizliğiyle yetinip ruhu göz ardı etmeyi, ona gereken özeni göstermemeyi de kabul etmez. Hz. Peygamber’in (sav), “Temizlik/abdest, imanın yansıdır.” (Müslim) ifadesi de abdestle arınmanın hem beden hem de ruh temizliği açısından önemine işaret etmektedir. Şöyle ki iman ve ibadetler, manevi temizliği sağlarken su, bedeni hem maddi hem manevi kirlerden arındırır.

Hadis kitaplarında, “İman” konularından hemen sonra “Taharet” yani “Temizlik” bahsinin ele alınmış olması, Müslüman toplumlarda temizlik bilincinin yerleşmesini sağlamıştır. Hz. Peygamber’in bıraktığı sünnet mirası, müminin bu vazifesini nasıl yerine getireceğini gösteren örnek ve tavsiyelerle doludur.

Temizlenme imkânına sahip olduğu halde, üstü başı kirli, saçı sakalı bakımsız, evi barkı düzensiz olan kişi, insanların yanında olduğu gibi Allah’ın katında da makbul değildir. Çünkü Allah’a hakkıyla ibadet ederek O’nun rızasını kazanmak ancak temizlikle mümkündür. Unutmayalım ki abdest ve gusül, eşsiz bir temizlik sistemidir ve başta namaz olmak üzere birçok ibadetimizin ön şartıdır. Beden temizliğine, ağız ve tırnak bakımına özen göstermek, haftada en az bir defa bilhassa Cuma günü yıkanmak Peygamberimizin sünnetidir.

Yaşadığımız salgın hastalık karşısında temizliğin ne kadar önemli olduğunu tüm insanlık bir kez daha kavradı. Ayrıca temizliğe bu kadar önem veren dinimizin de cihanşümul din olduğu anlaşılmış oldu. Hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım. Elbette Rabbimizin bir takdiri vardır. Mümine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir.

Resul-i Ekrem (sav), ayrıntılarına varıncaya kadar kişisel temizliğin nasıl yapılacağım “tıpkı bir baba gibi” ashabına özenle öğretmiş, bakımlı bir bedene sahip olmaları için günlük, haftalık ve daha geniş aralıklı birtakım temizlik işlemlerini yapmalarım öğütlemiştir. Bu işlemlerin başında el ve ağız temizliği gelmektedir.

Temiz ve bakımlı olmak, kişinin hem kendisiyle hem de çevresiyle barışık olmasının, kendine ve sosyal çevresine karşı saygınlığının bir gereğidir.

Temizlik ve beden bakımı ile ilgili, Peygamber tavsiyelerinden öğrendiğimiz hakikat şudur: Müslüman, ne vücudunu bakımsız bırakıp dağınık ve pasaklı dolaşmalı ne de aşırılıklara gitmelidir. Bir birey olarak dışarıdan nasıl göründüğümüz ve algılandığımız bizim için önemlidir. Çevresi için rahatsız edici olmamak, söz ve tavırları kadar dış görünümüyle de huzur ve güven aşılamak Müslüman’ın vazgeçilmezi olmalıdır. Ama daha da önemlisi, vücudumuza gereken özeni göstererek beden ve ruh temizliğinde dengeyi kurabilmemiz ve bu noktada kendimizle barışık olmayı başarabilmemizdir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.