HADİS İKLİMİ- İhtiyarlık

HADİS İKLİMİ- İhtiyarlık

Enes b. Malik’in rivayet ettiğine göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar.” (Tirmizi)

Yaşlılık, insanoğlunun, iyisi ve kötüsü ile geride bıraktığı ömrünü sorgulama zamanı… Kimine göre son demleri zamanın, kendini ölüme her zamankinden bir adım daha yakın hissettiği… Kimine göre ise vuslata uzanan son kıvrımı yolun… Ölüm bir yok oluş değil, Yaratıcı’ya açılan bir kapıdır.

Her hastalığın bir şifası vardır. Ancak Allah ihtiyarlığın tedavisini yaratmamıştır. İnsan her geçen gün vücudundaki değişime tanıklık eder. Çocuk iken büyümüş, güçlenip olgunlaşmış ve gün gelmiş yine çocuk gibi zayıflamıştır. Artık eskisi gibi göremez, işitemez ve rahat davranamaz hale gelmiştir. Kısacası önceden yaptıklarını yapamaz olmuştur. İlahi kanun gereği, artık cildi kırışmış, beli bükülmüş, saçları ağarmıştır. Düşünce ve idrak gücü de zayıflamıştır.

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de, ihtiyarlık dönemini “erzelü’l-umr” yani ömrün en rezil/sefil/düşkün dönemi olarak ifade etmektedir. Her insanın ömrü farklıdır. Kimisininki kısa, kimisininki ise uzundur. Ayet-i kerimede uzun süre yaşayacak kimselerin ömrün en düşkün dönemine ulaşacağı vurgulanmaktadır. Bu dönem insanın akli ve bedeni birçok kabiliyetinin zayıflayacağı hatta yok olacağı bir dönemdir.

Peygamber Efendimiz bu durumu bildiği için dualarında sık sık ihtiyarlık ile gelen acizlikten Allah’a sığınmaktadır: ”Allah’ım! Cimrilikten, tembellikten, ömrün en rezil/düşkün zamanından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.”

Nasıl dünya ahiretin tarlası ise, yaşlılık da bir yönüyle gençliğin hasat vaktidir. İnsan gençlikte zamanını ne ekerek geçirirse yaşlılığında onu devşirir.

İnsan, birlikte yaşamanın gereği olarak çevresi ile sürekli irtibat halinde olmak, insani ilişkilerini sürdürmek ister. Yaşlılık döneminde çevresine olan bağlılığı daha da artar. Bu dönemde yaşlıları sosyal ortamlardan uzaklaştırmak, dışlamak onları mutsuzluğa ve yalnızlığa itmek demektir. Hâlbuki Allah Resulü, “Beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler ve otlayan hayvanlar olmasa idi, üzerinize azap yağardı.” buyurarak ağarmış saçı, bükülmüş beli ile yaşlıların, içinde yaşadıkları toplum için bir rahmet kaynağı olduklarını, diğer insanların onlar sayesinde nimete kavuştuğunu bildirir. Bundan dolayı yaşlılara yapılacak ziyaretler onların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacaktır. Özellikle eşlerini kaybetmiş ihtiyar kimseleri yahut da çocuklarından uzak kalmış anne babaları ziyaret etmek onları hayata bağlayacak, yalnızlığın sebep olacağı sıkıntı ve bunalımlara engel olacaktır.

Evlatların, ihtiyarlamış anne babalarına kolayca ulaşabilecekleri halde onları ziyaret etmemeleri büyük bir vefasızlıktır. Peygamber Efendimiz, “Rabbin rızası, anne babanın rızasına bağlıdır. Rabbin öfkesi ise anne babanın öfkesine bağlıdır.” buyurarak, anne babayı hoşnut etmenin Allah’ı hoşnut etmek gibi olduğunu ifade etmiştir. İşte yaşlandıklarında onları hoşnut etmenin en güzel yolu da sık sık ziyaretlerine gitmektir.

Peygamber Efendimizin, “Akrabalarıyla ilişkisini kesen kimse cennete giremez.” şeklinde koyduğu genel kural, elbette öncelikle anne baba için geçerli olacaktır. Anne ve babası yanında yaşlanıp da onlara hürmet ve ihsanda bulunmayan kimsenin durumunun ne derece vahim olduğunu anlatırken Sevgili Peygamberimiz, “Burnu yere sürtünsün!” buyurur. Ve bu sitem dolu ifadeyi üç defa tekrarlar. Ashab, “Ya Resulullah, kimdir o?” diye sorunca Hz. Peygamber, “Yanında annesi ile babasından biri yahut her ikisi ihtiyarlayıp da cennete giremeyen kişidir.” açıklamasını yaparak cennete gitmeyi anne babanın hoşnutluğu ile ilişkilendirir.

Bu nedenle her geçen gün anne, baba, dede veya ninesinin yaşlılıklarına tanıklık eden insan, ilahi buyruk gereği, özellikle yanında yaşlanan anne ve babasına hoş muamele etmeli, onlara karşı sorumluluk, hassasiyet, şefkat, destek ve yardımlarını artırmalıdır. Evlat, anne babasına bol bol dua edeceği gibi aynı zamanda anne babanın hayır dualarını da almaya çalışmalıdır. Çünkü onların duası reddolunmayacak dualar arasındadır. Hatta sadece anne baba değil, diğer yaşlılar da duası kabul edilen kimseler arasındadır.

”…Allah’ım! Tembellikten, bunaklık derecesinde yaşlılıktan, günahtan ve borçlu kalmaktan sana sığınırım.” (Müslim)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.