HADİS İKLİMİ-Evlilik

Hz. Aişe’den nakledildiğine göre, Rasulullah aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim… “ (İbn Mace)
Ailenin temeli olan evliliğin fert ve toplum açısından pek çok faydası vardır. Her şeyden önce evlilik, karşı cinsler arasında huzur ve sevgi kaynağıdır.
Evlilik, kişiyi günahlardan ve çeşitli kötülüklerden alıkoyar. “İffet” kavramıyla ifade edilen bu koruma, Kur’an’da kurtuluşa eren mü’minlerin özellikleri arasında sayılmıştır. Ancak iffetli olmak sadece mahrem yerlerin haramdan korunmasıyla sınırlı değildir. İffeti korumak, günaha yaklaştıracak vesile ve ortamlardan uzak durmayı da kapsar.
Kur’an’ da evlilik için, muhafazalı ve iffetli olmak anlamına gelen “muhsan” tabirinin kullanılması da çiftlerden her birinin evlenmekle günahtan, şehvetin baskısından, hayatın birtakım tehlikelerinden korunmuş olacağını göstermektedir. Nitekim bazı rivayetlerde, “Kişi evlendiğinde dinin yarısını tamamlamıştır. Diğer yansı için de Allah’tan korksun!” denilmektedir.
Sevgili Peygamberimiz özellikle gençlerin evlilik hayatıyla yakından ilgilenmiş, onlara maddi ve manevi yardımlarda bulunmuştur. Evlenmeye gücü yetenlerin gecikmeksizin evlenmelerini tavsiye etmiştir. Çünkü evlilik, iffetli, huzurlu ve güvenli bir hayatın temel taşıdır. Nesil emniyeti, temiz ve sağlıklı bir toplumla ancak bu sayede güvence altına alınabilir.
Bekârların evliliği konusundaki sorumluluğu bütün mü’minlere yükleyen Yüce Allah şöyle buyurur: “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Nur, 32)
Evlilikte çoğu zaman göz önünde bulundurulan tercih sebepleri zenginlik, soyluluk, güzellik ve dindarlıktır. Ancak insanlar genellikle geçici vasıflar olan zenginlik, soyluluk -ki günümüzde bunun yerini kariyer evliliği almıştır- ve fiziksel güzelliğe önem verirler ancak esas kalıcı olan ahlak güzelliğini ve dindarlığı ihmal ederler.
Peygamber Efendimiz, “Kadınla dört şey için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanını seç ki iki elin bereket görsün!” buyurarak, evlenecek kişileri geçici heveslere ve zevklere kapılmama konusunda uyarmış, dindarlık ve huy güzelliğini öncelikli olarak değerlendirmelerini, bu sayede berekete nail olmalarını istemiştir. Çünkü kadın ile ruhi kaynaşmayı sağlayan, şeklî ve zahirî beraberliği samimi kılan, onun iffetidir yani kötü huylardan uzak, temiz ve pak bulunması, çirkin sayılan şeylerden arınmış olmasıdır. Aynı durum erkek için de geçerlidir.
Evlenecek çiftler rızkı verenin Allah olduğunu hatırlamalı, ekonomik endişelerin evliliklerini zedelemesine izin vermemelidirler. Aileler de bu konuda anlayışlı davranmalı, evliliği kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapmalıdırlar. “En hayırlı nikâh en kolay olanıdır.” hadisi hem evlenecek çiftlere hem de ailelerine rehber olmalıdır. Aksi takdirde evlilik yolu tıkanır, toplumda bozulma ve ahlakî çöküntü başlar.
Netice olarak İslam, iffetli bir toplum oluşturmak için evlilik dışı ilişkileri şiddetle yasaklamış, buna karşın evliliği özendirmiş ve kolaylaştırmıştır. Yapılan ideal bir evlilik, eşlerin hem dini hayatlarını hem de ırzlarını ve nesillerini koruma altına alacaktır.
Müslüman bir bireyin mutluluğu, uygun bir evlilikle; huzurlu bir toplum ise sağlam temeller üzerine kurulmuş aile yuvalarıyla sağlanacaktır. Diğer bir ifade ile ailenin korunması, toplumun da korunması ve geleceğe ümitle bakabilmesi anlamına gelecektir. Şüphesiz herkes mutlu bir evlilik yapmak ister. Bu amaçla gerekli çabalar gösterildikten ve şartlar yerine getirildikten sonra, aile huzurunun devamı için ayrıca dua da edilmelidir.
Bu noktada Kur’an’da, Rahman’ın kullarının ağzından mü’minlere öğretilen şu duayı dilden düşürmemekte fayda vardır: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle. (Furkan, 74)