GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ-GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ-GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

Hamd, âlemleri yaratan, süsleyen, insanlığın hizmetine sunan ve biz aciz kullarını iman nimetiyle şereflendiren Allah’a olsun.

Salât ve selam, kâinatın yaratılmasına sebep olan Fahri Kâinat Efendimize ve O’nun seçkin ashabına olsun.

“Geçmiş zaman olur ki” adlı yeni bir yazı dizisiyle bu sayımızdan itibaren siz değerli kardeşlerimle beraber olacağız inşallah. Daha önce tefekkür ekseni köşesinde “Kaliteli İnsan” adlı yazı dizimizle beraberdik. Rabb’ime sonsuz şükürler olsun ki, bugüne kadar olumsuz hiçbir tenkit almadım. Bütün bu güzelliklerin Rabb’imin lütfuyla, O’nun yardımı ve sizlerin dualarıyla olduğunu biliyorum. Buna candan inanıyorum ve bundan sonra da bu köşeden sizler için yazdığım yazıların tesirli olması için ben her zaman dua ediyorum. Sizin de dualarınızı candan arzuluyorum.

 “Geçmiş zaman olur ki” derken; geçmişle gelecek arasında köprü kurmak, geçmişle geleceği kaynaştırıp birbiriyle birleştirerek günümüze ve yaşadığımız şu ana geçmişi yansıtmaktır. Geçmişin güzelliklerini tıpkı bir ışık huzmesi gibi günümüze düşürürken maksadımız iyiyi, daha güzeli yakalamak olacak inşeallah.

 “Geçmiş zaman olur ki” ile bizim hedefimiz, geçmişle geleceği birbirine bağlarken geçmişe takılıp kalmamak, ancak ondan ibret alarak ve onu günümüze aktararak bir şeyler öğrenmek asıl amacımız olacak. Rabb’im nasip ederse biz burada geçmişteki fazilet tablolarından kesitler sunacağız. Bunları okuduğumuz zaman tatlı bir haz alacağınıza candan inanıyorum. Sanki ağzınıza bir parmak bal çalmış gibi olacak inşallah. Önemli olan bu duygusal ortamları günümüze yansıtmak ve geleceğe ışık tutmaktır. Yazılarımız yayımlandığı müddetçe bunları hep beraber göreceğiz inşallah.

 “Geçmiş zaman olur ki” ifadesi beni yıllar öncesine götürdü. Yetmişli yıllarda Nevşehir İmam-Hatip Lisesinde yatılı okurken bizlere kitap ve defterler verilirdi. Belki günümüz çocukları için bir defterin, bir dolmakalemin, kitap-kırtasiyenin hiç önemi yok. Çünkü her istediklerine kolayca ulaşabiliyorlar. Ama bizim için bir defter, hatta bir kurşun kalem almak çok önemliydi. İyi biliyorum ödev yazmak için dolma kalem sayılı kişilerde vardı. Her yıl dağıtılan defterlerimizin üzerinde şöyle bir ibare yazardı:

 “Anlat bana bir parçacık tarihimden anlat,

Anlat da içine birazcık masallar da kat.”

Şimdi kendi kendime tatlı bir tebessümle “Geçmiş zaman olur ki” diyorum. Siz değerli kardeşlerime bir parça tarihimizden, bir parça ötelerden anlatabilirsem kendimi çok bahtiyar hissedeceğim. Size geçmişten bir şeyler anlatırken becerebilir miyim bilemiyorum ama hem geçmişten anlatacağım hem de içine masallar katacağım. Geçmişte kalan yıllardaki defterimin kapağında olduğu gibi anlatacağım. Ağızlara bir parmak bal çalmaya çalışacağım inşallah. İbret sahnelerini, fazilet tablolarını ve örnek alınası insanları bu günümüzle kaynaştırmaya şu anımızla barıştırmaysa çalışacağım.

 “Geçmiş zaman olur ki” diye başladık. Sizlere şarkta edebiyatın zirvesine ulaşmış şeyh Sadi Şirazî’den, Anadolu’yu aydınlatan Mevlana’mızdan, aşk eri Yunus’tan, peygamber aşığı Fuzûlî’den ve daha nice gönül dostlarından, gönlümüzün kapısını aralayan menkıbeleri, nesirleri ve enfes şiirleri burada bulacaksınız bi iznillah.

 “Geçmiş zaman olur ki” derken hemen aklımıza merhum Zeki Soyak hocamızın Kıssalar Hisseler kitabı gelecek. Belki içerik olarak bu yazılarımız onun gibi olmayacak ama tarihin akışını bir başka açıdan günümüze yansıtırken onunla aynı sancıları yaşadığımızı ve aynı yolda olduğumuzu daha iyi göreceksiniz. Çünkü o da hayatı boyunca geçmişe özlemle bakan ve geleceği de geçmiş gibi yaşamanın hasretiyle yanıp tutuşan bir Allah dostuydu. Onu çok seven ve çok özleyen bir kardeşiniz olarak onun hislerine tercüman olmanın bahtiyarlığını da yaşayacağımdan, inanın benim için bu yazı dizisi daha değişik ve daha başka bir anlam taşıyacaktır.

Belki buna değişik isimlerde verilebilirdi. Mesela; klasiklerimiz, geçmişten günümüze, ibret levhaları vs. adı ne olursa olsun amacımız siz değerli kardeşlerimize faydalı olmaktır. Anlatabildiğimiz, gücümüzün yettiği kadar bir şeyler anlatabilmektir. Toplumsal çürümenin hızla devam ettiği günümüzde özellikle gençlerimize geçmişini hatırlatıp dikkatlerini çekmektir. Bir tusinami yaşayan şu zaman diliminde tufana kapılmış odun parçası misali insanları oradan çekip almak için hepimizin var gücüyle çalışmasıdır. Gayemiz yavrularımızı, gençlerimizi azıp sapmışların elinden kurtarmak için gayret sarf etmektir. Hiç birimiz onların başarısız olmalarını istemeyiz. Üstüne titreyip tüm sevgimizi verdiğimiz bu yavrularımızı arkamızda iyi bir mirasçı olarak bırakmalıyız. Cehenneme odun olarak değil. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ:

“Ey İman edenler! Nefsinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan Allah’ın ateşinden koruyun.” (Tahrim 6) buyurmaktadır.

Bu ayetteki Allah’ın ateşinden korunmak, O’nun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmakla olur. Canımız, cananımız Hazreti Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-  efendimiz hadisi şeriflerinde:

 “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır.” buyurmaktadır. Bu aciz kardeşiniz “Geçmiş zaman olur ki” diye karşınıza çıkmış. Burada, bu köşede insanlığa faydalı olmak istiyor ve sizden dua bekliyor. Yazdığımız tüm yazılarda bir iyiliğe sevk ve tesir varsa Rabb’imdendir. Tüm olumsuzluklar fakire aittir. Bunun için de Allah Teâlâ’dan af ve mağfiret diliyorum. Eğer karaladığımız şu satırlardan okuyucularımıza bir katre kadar da olsa faydamız dokunursa kendimi mutlu ve bahtiyar addedeceğim.

Şunu çok iyi bilelim ki, tekrar ayağa kalkacağız eskiyi yeniyle yoğurarak. Bilim adına, teknoloji adına ne varsa alıp; biz kalarak, değerlerimizi koruyarak ayakta kalacağız. “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal” anlayışında olduğu gibi öz benliğimize sadık kalarak yeni hale geçiş yapacağız. Değişeceğiz ama dönüşmeyeceğiz. İslam’ı hayatımıza hâkim kılacak ve taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Eski hal muhal ama yeni hal eskide saklı eskimeyen eski de, bazı şeyler eskidikçe değer kazanır. Kültürde öyle birbirinden kopmadan büyüyerek sımsıkı sarılarak geçmişe, geleceğe ulaşacağız hep birlikte, hep beraber omuz omuza inşallah.

Selam ve dua ile.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.