Evet, İnsan…

Evet, İnsan…

Evet, insan  bir “meniyyi yumnâ” dandır.

Evet, insan kendiyle ilgili hakikatleri düşünmekten imtina etmektedir.

Evet, insan kendini tanıyamadığından dolayı neler kaybettiğinin farkında olamıyor.

Evet, insan kendinin sebeb-i hikmetini bir türlü kavramak istemiyor.

Evet, insan verdiği misakı çabukça unuttu.

Evet, insan “Eşref-i mahlûkat” olarak yaratıldığını kabullenmiyor.

Evet, insan başıboş bırakıldığını zannediyor.

Evet, insan dünyada yanlış varlıkların temsilcisi olmak için oldukça fazla çaba harcıyor.

Evet, insan ödev yapmamak için “kalemim tandıra düştü” demeye devam ediyor.

Evet, insan dünyaya niçin ağlayarak geldiğini hala fehmedemedi.

Evet, insan ağlamanın mı, gülmenin mi hakikat olduğunu ayırt edemedi.

Evet, insan her şeyi bildiğini zannediyor lakin en çok Bilinen’i bilmiyor.

Evet, insan nefsini her şeyden daha çok seviyor.

Evet, insan dünya hayatını sadece oyun ve eğlence yeri zannediyor.

Evet, insan hiç tanımadığı kişilerle vebcamlarda yarenlik ederken, akrabaları ile barışık olmadan yaşamaya devam ediyor.

Evet, insan zengin olduğu halde öyle cimrileşiyor ki, kendi fakir gönlüne bile zekât vermekten imtina ediyor.

Evet, insan bütün ömrünü geleceği planlamakla geçiriyor, lakin “en yakîn” gelecek için bir şeyler yapmak aklına gelmiyor.

Evet, kâinatın Yaratıcısı “Karada ve denizde insan eliyle bozulma başladı.” buyurdu.

Evet, insan etrafını tahrip ediyor, çağlar boyu…

Evet, insan kendi benzeri makineler yapmak için nice benzerlerini yok etmekten usanmıyor.

Evet, insan her şeyi çoğaltırken, çocuklarını azaltarak mutlu olacağına inanıyor! 

Evet, insan gökyüzünde yıldızların var olduğunu bile unutmaya başladığının farkına varamıyor.

Evet, insan son zamanlarda yapıp ettikleri ile ancak ve ancak felaket üretmekten başka bir şey yapamıyor.

Evet, insan böyle ilerlemeye devam ederse, kıyametin belli başlı sebebi de kendisi olacak.

Evet, insan ısınmak için iğne ucu kadar delik bırakmıyor evinde, sonra çareler arıyor yalnız ölümlerde…

Evet, insan takdirde cimri, tenkitte cömert olmayı marifet sayıyor.

Evet, insan kardeşinin ölü eti ile beslendiğinden manen obez olabileceğini kabul etmek istemiyor.

Evet, insan üç beş kuruşluk menfaat uğruna babasını bile ifna etmek için gerekli cesarete şeytan gazı yakarak otuz saniyede ulaşabiliyor.

Evet, insan büyük büyük evlerde zindan hayatı yaşadığının farkına varamıyor.

Evet, insan gülümsemeyi unutup; surat asmayı kanıksadı.

Evet, insan hiç gülümsemeden içten içe mutluluklar vaat ediyor kendisine…

Evet, insan saçının bakımını yapmak için neler kullandığına bakmadan, ozon tabakasını nelerin delebileceğini araştırma konusu yapıyor.

Evet, insan tabiata arkadaş olmak yerine ona egemen olmaya gayret ediyor.

Evet, insan yaratılmış her şeyin genetiği ile uğraşmayı fazilet sanıyor.

Evet, insan varlıkların fotokopisini çekmenin neye karşılık geleceğini düşünme cesareti gösteremiyor.

Evet, insan kış ortasında domates yemenin nelere mâl olduğunu itiraf etmek istemiyor.

Evet, insan yeşil rengin, yerini beton renksizliğine bıraktığını gözlerindeki çağdaş lensler sebebiyle göremiyor.

Evet, insan lüks hayat yaşamakla övünüyor, ama her şeyi herkese şikâyet etmekten geri durmuyor.

Evet, insan dedelerinin üç beş eşya ile elde ettiği saadeti, kat kat fazlasına sahip olduğu eşyalarla bile elde edemediğinden yakınıyor.

Evet, insan eşyaların arasında, eşyalardan bir eşya olmak üzere olmak üzere olduğunu idrak edemiyor.

Evet, insan saatte 200 km yol alıyor; geride neler bıraktığına bakmıyor.

Evet, insan her şeyi yönetmek istiyor, fakat kimler tarafından yönetildiğini düşünmek istemiyor.

Evet, insan sıcak sımsıcak kürkler giyiyor ama bir türlü kış uykusuna yatmıyor!

Evet, insan “hazır”ı her şeyden daha fazla seviyor.

Evet, insan herkesten “gözü açık” olmanın her şey olduğunu vehmediyor.

Evet, insan önce çalışmamakla övünüyor, sonra da tedavi olmak için çok çalışmak zorunda kalıyor.

Evet, insan her işini makineyle yapmaya bayılıyor; sonra da, eskiden bu kadar hastalık yoktu diye sızlanıyor.

Evet, insan her şeyi tadıyor günümüzde; ama ağız tadının kalmadığından yakınıyor.

Evet, insan komşusundan habersiz tok yatıyor; sonra da insanlar neden bu kadar yalnızlaştı diye ağlıyor.

Evet, insan kendisine verilen emanetleri benimdir diyerek iç etmeye kalkışıyor.

Evet, insan almaya bayılıyor; verenlere nefretinden ölmek istiyor.

Evet, insan bir yerlere tırmanabilmek için kardeşlerinin sırtına bölünmüş yol yapıyor; sonra da geldiği yere paraşütle indiğini zannediyor.

Evet, insan kışın kar yağdı diye sinirleniyor; yazın pınarların kurumasına kahroluyor.

Evet, insan, insanın zararda olduğunu söyleyenlere kulak tıkıyor.

Evet, insan kurtulmak istiyor; ama bir türlü  “ Ya Rabbi nefsimize zulmettik –Bize doğru yolu göster“diyemiyor.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.