Evde Misiniz? Misafiriniz Var!

Birçoğumuz bu soruya “Evdeyiz buyursun kimmiş misafirimiz” dedik değil mi? Misafirimizin kim olduğunu söylüyorum hazır mısınız? Evet, misafirimiz ümmeti olmakla şeref duyduğumuz her fırsatta ve her zaman çok sevdiğimizi söylediğimiz peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v).
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) bir günlüğüne de olsa evimize misafir gelse, çok sevinip, mutlu olmakla beraber, sıkıntıya gireceğimizde aşikardır. İbadetlerimiz geldi birden aklımıza, daha sonra evdeki eşyalar, aman yarabbi bizlere senin emanetin olan yavrularımız, onların, bizim, konuşmalarımız, kılık ve kıyafetlerimiz. Telaşımız gittikçe artmaya başladı.
Hadi peygamberimiz sorarsa çocuklarınızı neye göre yetiştirdiniz? Eşya alırken nelere dikkat ettiniz? Evdeki konuşmalarınızın konuları nelerdir? daha sorular arttıkça artacağını düşündükçe işin içinden çıkamaz olmaya başladık.
Sonucunda çok sıkıntı çekip, utanacağımız durumlar kendini gösterecektir diye düşünüyorum: Mesela: Âlemlere nur, huzur ve sürur getiren o yüce önderimiz, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile beraber olduğumuz anda saatlerce TV karşısında diziden diziye geçip izleyebilir miyiz? Konuşmalarımızdaki gıybet, dedikodu v.b. yanlışları aynen yapabilir miyiz? İbadetlerimizi bu birliktelik anında terk edebilir miyiz? Kısacası hayatımızda var olduğunu bildiğimiz yanlışlara yüzümüz kızarmadan devam edebilir miyiz? Yapılan yanlışlardan bahsedebilir miyiz? Müslümanların, faiz, içki, kumar v.b. haramların içine düştüğünü söyleyebilir miyiz?
Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Bize düşen, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) her birimizin evine sanki her gün misafir gelmiş gibi davranıp, yaşayışımıza, söz, eylem ve davranışımıza her an, her zaman dikkat etmek olmalıdır.
Ahzab Suresi 21. ayeti kerimede; “Resulullah’ta sizin için güzel örnekler vardır” buyuruluyor.
Kâlem Suresi 4. ayeti kerimede ise : “Muhakkak ki sen ey habibim yüksek bir ahlâk üzeresin buyurulmaktadır.
Peygamber (s.a.v) efendimiz de "Beni Rabbim terbiye etti ve ne güzel terbiye etti" buyurmaktadır.
Bizlerde hayatımızın her döneminde peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’i örnek almalıyız. O’na tabii olmalıyız.
Kuran ve Sünnete uygun hayat yaşamalıyız. Kısacası; Allah ve Resulünün emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmalıyız. Kuran’ı Kerimi en iyi anlayan ve yorumlayan kişi muhakkak ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) dir. O kendi nefsinden, heva ve hevesinden konuşmaz, vahiyle konuşurdu. Vahiy olmadığı hususlarda şahsi görüşlerini ifade eder, yapılan istişarelerde sahabelerin ileri sürdüğü görüşlerin de kabul gördüğü ve uygulandığı, hendek savaşında olduğu gibi bilinen tarihi gerçeklerdir.
Mahşerde, hesap günü mahcup olmak istemiyorsak, hayatımızı Kuran ve Sünnete uygun yaşamalıyız. Ailemizi ve evlatlarımızı her türlü kötülüklerden uzak tutmalıyız. Nesillerimizden Allah (c.c.)’a ibadet ve itaât edecek nesillerin gelmesi için duada bulunmalıyız. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’ e gerçek Ümmet olduğumuzu, O’nun Sünnetine sarılarak göstermeliyiz ki, bir günlüğüne de olsa misafirimiz olarak geldiğinde mahcup olmayalım, gerçek âlemde kurtuluşa erenlerden olalım.