Esas ve Asıl Dünya

Esas ve Asıl Dünya

Nimetler içindeki nankörlüğümüzü, imanlar içindeki gafletimizi, samimiyetler içindeki riyamızı ve aşırılığımızı rahmetiyle kuşatan ve azımızı çok gören Allah’a hamd; O’nun Resulüne salavat ile…

Nefes aldığımız şu dünya genel anlayışa göre esastır ve asıldır. Lakin güzel bilgiler detaylardan çıkar. Baki davalar ise detaylar ile güçlüdür. Buna dayanarak diyebiliriz ki esas ve asıl olan dünya her insanın içidir yani kendidir. Her insan kendi içindeki dünyaya göre konuşur, düşünür ve şekillenir. Bu yüzden bütün fikir akımlarının hedefi hep insanın zihni olmuştur. Her devir insanın dünyasının şekillendirilmesi ile açılmıştır ve yine bu yolla son bulmuştur.

İslam’ın manası teslim olmaktır. İnsanın içindeki milyonlarca fikri, gelip geçen sayıklamaları yüce öğretilere esir etmesidir. Bu yolla milyonları bulan sayıklamalar belki binlere düşer, belki yok olur ve sonunda içinden gelen şeyleri hak bir süzgeçten geçirebilen, huzura kavuşan insan modeli ortaya çıkar.

İnsanın anlamı çelişki olsa da ve bir anı bir anını tutmasa da yaratılış görevi olarak ağır bir sorumluluğa ve güçlü bir iradeye sahiptir. Bu sebeple insanın görevi asla küçük amaçlar içinde kaybolmak, buhranlar içinde kaybolmak, psikolojik dehlizler içinde yüzmek değildir. Bu ağır sorumluluk her ne kadar taşınamayacak tarzda gözükse de insanın saadeti ancak dertli, gayeli ve iradeli olmasından geçer.

Son 200 yıldır iç âlemi tek bir materyalist dünyaya bağlanan İslam âlemi birçok dünyasını kaybetmiştir. Bahsi geçen yerler kanların oluk oluk aktığı yerlerdir. Bu düzeni kuranlar Müslümanların tepki verme yetisinden yararlanarak ortalığı daha çok karıştırmakta, fırkalara bölmekte ve ayrılıkları arttırmaktadır. Müslümanlar saf duygularını ilan ederken bu kesimin ekmeğine yağ sürmemeli, tepkinin bile doğrusunu vermelidir. Şiiler kendini döverek Hz. Ali’nin düşmanlarına tepki verdiğini sanarken bu propagandayı yapanlar Şiileri Ehli Sünnete düşman etmektedir.

Doğu Türkistan, Moro ve Arakan gibi zulmün baş gösterdiği yerlerde büyük planlar dönmektedir. Müslümanlar bunu fark etmeli, tepkisini vermeli ve bundan katbekat daha önemlisi kendi işiyle meşgul olmalıdır. Çünkü İslam âlemi kendi işiyle uğraşmadığı, iç dünyasını ihmal ettiği, ömrünün hakkını vermediği ve gözünü hep dışarıda tuttuğu için bu hallere düşmüştür. En büyük tepki herkesin şeriata ve fıtrata uygun işiyle uğraşması olacaktır. En büyük protesto budur.

Allah nimetleri fark edenlerden ve en doğru amele niyet edenlerden eylesin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.