EMK Gelişim Süreci

İstanbul’daki İlk İstişare Ekibimiz
Aslında macera 13 Nisan 2015’de İstanbul Çapa’daki öğrenci evinde 4 kişilik bir istişare ile başladı… Bu istişarede, üniversite öğrencilerimize yönelik Enderun Eğitim Vakfı adına yakışır şekilde rehberlik ve mesleki formasyon hususunda çalışmalar yapılması gerektiğine dair kararlar alınmıştı. Şahsım adına bu yönlendirmeden mahrum kalmış birisi olarak konunun ne derece önemli olduğunu yaşayarak tatbik etmiştim. Gençler heyecanlı idi, enerjileri yüksekti fakat gözlemlerimiz sonucu şunu gördük ki kontrolsüz güç motivasyon kayıplarına, verimsizliğe, hayal kırıklığına ve savrulmalara sebep oluyordu… Bu süreçte eksik olan tek bir şey vardı… Mühendislik öğrencisi J
İstanbul’da resmi olarak vakıf görevlisi olduktan sonra tercih dönemlerinde aktif rol almaya çalıştık ve Nevşehir’de vakfımızın lise gurupları ile ilk tanışmam bu vesile ile oldu. Şahsım yetebildiğim kadar yönlendirmeye çalıştım ya da branşa göre liseli kardeşlerimizi, meslek hayatından ilgili kişiler ile görüştürdüm. Tercihler sonucunda bir bereket oldu ve İstanbul’umuza öğrenci gelmeye başladı. Artık 6 tane mühendislik öğrencimiz vardı ve hayal kurmak için bize yeterli geldi. Hamdolsun ki ilk halkamızın mezuniyetini görmek ve bağlarımızın kuvvetlendiğini tecrübe etmek de nasip oldu.
1 Ekim 2016’da aldığımız kararlar neticesinde; “Mesleki rehberlik ve formasyonun planlı yapılması ve mesleki kulüp adı altında organize edilen gençlere İslami hizmette istidatlarına uygun alanlar açılmalıdır” kararı ile vira bismillah denildi. Bir diğer önemli vizyonuz; “Düşünceler vakıf çatısı altında filizlenmeli, ancak müminleri istifadesi için genele hitap etmelidir.” Camia olarak insanlara ulaşmak, dokunmak, tebliğ vazifemizi yerine getirmek gibi bir sorumluluğumuz vardı. Neden mühendisler bunu kendi argümanlarını araç edinerek yapamasın ki.? Eğitim sadece öğretmenlerin işi değil; bütün Müslümanlar üzerine vazifesi idi. Ancak istidat ve eğilimler göz ardı edilmeksizin profesyonel bir çalışma ile mühendislerden istifade edilebilirdi. Biz bunu Allah’ın izni ile yaparız dedik.
Ayrıca tebliğ metodu ve dilinin değiştiği bu çağda eğer bir insanla irtibat kurmama, meslek ya da teknoloji yardımcı olacak ise onu kullanmamak herhalde dar bir görüş olurdu. Gençlerin meslek kaygısına düştüğü bu günlerde, onların kaygılarının doğru yönde evirirken, mesleki yönlendirme de yapabilmek pek ala mümkündü. Yeni gençlerle, yeni bir dil oluşturmak onları anlamak için bir adımdı. Biz bu adımı Enderun çatısı altında atmış olduk. Gençlere koşturacakları, hizmet edecekleri yepyeni bir saha açılmış oldu. Hamdolsun.
11 Nisan 2017’de logo tasarımı, vizyonuz ve misyonumuz ortaya çıkmıştı. Tabi 2017 tercih sürecini yine boş geçirmedik ve 7 öğrenci daha getirmiştik öğrenci evimize. “Vizyonumuz” ve “Neden Mühendis Oldum?” başlıkları ile ilk seminerlerimi icraa ettikten sonra gençlerin sadece şahsımın ufku doğrultusunda yönlenmeleri yerine kapasitelerini zorlayarak engin ufuklara yelken açmalarını arzu ediyordum. Bunun için belirlediğimiz strateji şu oldu; Mühendislik eğitimi ile ilgili müsbet yapıları araştırmak için ilk arama Key Word’üm olan “MÜSLÜMAN MÜHENDİS GRUPLAR” ibaresini Google’a yazdım ve karşıma çıkan ekipler ile iletişim kurarak onları tanımaya çalıştım. Bizim bu niyetimiz bizi güzel insanlarla buluşturdu. Mimar Sinan Mühendisler Birliği Başkanı Doç. Dr. Muhammed GARİP. Muhammed GARİP hocamızı öğrenci evlerimize davet ettik ve birkaç kez ağırladık. Kendisinin öğrencilik yılları da İskenderpaşa Fatih öğrenci evlerinde geçtiği için bizlere ayrı bir yakınlık duydu. Birlikte öğrenci evlerimizden birinde organize ettiğimiz sahur yemeğinde, “Bu evlerden çıkıyor kalite…Bu evler yetiştiriyor insanı…” tespiti de notlarım arasındadır. Velhasıl sahih bir niyetle, 3 5 kişi ile emekleyerek çıktığımız bu yolda Allah Teala karşımıza bu alanı tecrübe etmiş bir Müslüman dava adamı akademisyeni çıkarttı ve ufkumuzun genişlemesini nasip etti…
Doç. Dr. Muhammed GARİP Hoca ile birlikteliğimizden bir kare
2018 yılında artan mühendislik öğrencisi sayımızla sorumluluğumuz daha da artmıştı. Mühendislik eğitimine katkıda bulunmamız gerektiğini düşünüyorduk. Ve ilk kurslarımızı kendi evimizdeki öğrenciler için açtık. Katı modelleme ve yazılım kursları yapmaya başladık. Aslında bu çalışmalar ilerde atılacak adımların birer küçük provası idi.
Bütün bunlar da az gelmeye başlamıştı. Uygulama şart idi çünkü mühendislik lisans eğitimi ile kazanılacak bir yeterlilik değildi. Teknofest serüveni de bu adımla başladı aslında. İlk projemiz olan gemi makine dairesinde otonom yangın söndürme sistem modülü kurguladık ve çocuklara teklif ettik. Bir atölyemiz yoktu ama evimizin birinin salonunu atölyeye çevirip aramızda para toplayarak araç gereç aldık. Gençlere yapabileceklerini inandırmak belki de en zor aşama. Çok zorlandık. Neden yapıyoruz? Gerek var mıydı abi? Derslerimiz çok yoğun abi? Ben inşaat okuyorum bana ne kazandıracak ki bu proje? gibi bir yığın soru ile uğraşıyorduk elbette. Ama sonunda birlikte gecelemekten hoşlanan bir ekip oluşmaya başlayınca aranan ruh bulunmuştu. İlk projemizi öğrenci evimizin salonunda yapmış olduk. Benim için öğrencileri çok yakından tanıma fırsatı da olmuştu. Bugün halen o gün ki izlenimlerim bana yardımcı olmaktadır. Aynı zaman da ekipte birbirini tanıyordu. Kim erteler? kim acelecidir? Kim önemsemez? Kim baskı ile iş yapar? Kim kırılgandır? Vesair…
İlk resmi yarışmamız 2020 Teknofest Model Uydu dalında 6. olduk. Ve gençler artık “Kendi dronumuzu yapalım” demeye başlamışlardı. Henüz 2. Sınıf öğrencisi idi çoğu. Gençlik inanır ise Allah’ın izni ile doğru yönlendirme ile her işin üstesinden gelir. Sadece başlarda çıkacak olumsuzluklar ve motivasyon bozucu zihinlere karşı dik durabilecek liderlerin olması şarttır. Ve olmazsa olmaz bir diğer şart: Gönül birlikteliği.
Bu birliktelik bugünlerde farklı çalışmalara da yelken açtı. Üniversite öğrenci çalışmamızın yanında liselere mentörlük faaliyetine başladık. Butik ama etkili bir ekip olmayı başardık. Bizden mentörlük talep eden başka STK’lar da oldu ve şu an onlarla da çalışmaktayız. Ağırlıklı İç Anadolu olmak suretiyle Türkiye genelinde 100’e yakın üyemiz oldu ve biz bu sayının muazzam bir sayı olduğunu düşünüyoruz. Bugün yaşayan bir örnek verecek olursak, ikinci bir bayraktar bu 100 kişinin içinde ise o bir kişiyi bulup çıkarmak adına kaliteden ödün vermeden kontrollü genişlemeyi tercih ediyoruz. Sayıdan ziyade niteliği önemsiyoruz ve olmazsa olmaz sürekliliği. Bugün ben olmadığım da çalışmayı yürütebilecek kardeşlerimiz yetişti. Onlara da mutlaka kendilerini yedeklemelerini söylüyorum ve isim isim çalışıyoruz.
Bizim en önemli avantajımız da gençlerimiz bu çalışmaları henüz öğrenci iken işin mutfağında öğrendiler. En büyükleri bendim ve her işe birlikte koştuk. Vakıf insan zihniyetine bürünmüş bir mühendis eminim ki iş hayatında da kendisini hemen belli edecektir. İnsanı ilişkiler, fedakarlık, iş ahlakı ve disiplini, insan yetiştirme… Ekip çalışmalarının birer meyvesi olmuştur gençlerimiz için. “Biz yapamayız abi okul çok yoğun” diyen gençler 2 yıl üst üste Model Uydu finalisti, Roket yarışmasında 396 başvuru arasından 4.cü olarak fırlatma rampasına yürüdüler.
Peki bu iş 20 30 kişi ile ne kadar devam ederdi ki.? Allah Teala hedeflerimize bir bir eriştirdi ve bizlere daha fazla çalışma sorumluluğu binmiş oldu. Bu başarıları paylaşmak, daha fazla gence dokunmak gerekiyordu. Hamdolsun 2016’da bizlere emanet edilen gençler okullarını bitirmekle kalmadı ve bir teşkilat kurmuş oldular. Vakıf çatısı altında hizmet edilecek bir yapının ilk erleri oldular ve çalışmaya koyuldular ve bugün yeni gençlerle tanışıyor, kaynaşıyor, birliktelikler kuruyoruz. Bizi en çok mutlu eden, projemizin ilk mezunları yönlendirmemiz doğrultusunda iş kaygısı çekmeden meslek hayatına girdiler ve biz onları esas kaygılanmaları gereken, dertlenmeleri gereken işlerle meşgul ediyoruz.
Bir zamanlar bir masada dört kişi ile taşıdığımız kaygıları ve yaptığımız istişareleri bugün bir salon dolusu gönüllümüz ile paylaşıyoruz. Hamdolsun.
Bugün içinde bulunduğumuz çalışmaları özetleyecek olursam: Bu sene ilk mezunlarımız meslek hayatına girdiler ve teşkilatın ilk görevlileri oldular. İlk olarak Ankara ve İstanbul şubesi kuruldu. Ankara’da 4 ayrı mühendislik dalında zümre kuruldu: Yazılım, Siber güvenlik, Mekanik-otomasyon, Yapı ve Çevre olmak üzere. Sadece Ankara’da 60’a yakın aktif üyemiz mevcut. Konya ve Nevşehir çok yakında inşallah… Vakfımızı tanıyan ama bizim tanışmakta geciktiğimiz nice kaliteli insan bizlere katıldı ve güç verdiler. Vizyonumuz ve misyonumuz tam olarak oluşmuş oldu ve 2 şubemizin de teşkilat görevlileri belirlendi. EMK’nın eğitim faaliyet planı ana hatlarıyla belirlendi.
- Teknik ve Sosyal Eğitim Faaliyeti
- Liselere Mentörlük ve Rehberlik Faaliyeti
- Teknofest Yarışma Mentörlüğü
- İlgili STK’lar ile İş/Eğitim Birlikteliği
“Yerli ve Milli Şuurla”…Başarı Allah’tandır.