Eğitimde Öğretmene Düşen Görev Nedir?

İnsanlığın başlangıcından itibaren insan hayatının özünde bulunan öğrenme ihtiyacı günümüze kadar süregelmiştir. Hz Âdem’e verilen sahifeler okumanın ve öğrenmenin ilk adımını oluşturmuştu. Okumak o gün olduğu gibi bugün de insana rehber ve kılavuz oldu. Yolumuzu aydınlatan bir fener durumuna geldi. Bu fener insanların önünü aydınlattığı gibi zihnine de sıcaklık ve ferahlık vermiştir. Peki, okumak insana bu kadar güzellik katarken neden insanlar okumak istemez?
İnsanlara her zaman beyaz kanatlı bir melek dokunuşu yapacak kahraman bulmak imkânsızdır. Fakat küçük yaştaki çocuklar için öğretmen, öğretici olmanın yanında bir kahramana dönüşebilir. Ama o kahraman ya çok güçlü bir etki bırakır ya da okumaktan ve üzerine düşünmekten soğutacak bir etki ile uzaklaşır öğrencinin hayal dünyasından. Hayatınıza renk kattığına inandığınız öğretmenleriniz olmuştur illaki. Onun bulunduğu dersi iple çektiğiniz, onunla muhabbet etmek için can attığınız… Belki de size kızması yanlışlarınızı söylemesi bile sizin için çok önemlidir.
İşte bunun için eğitimde en önemli etkenlerden birisi hiç şüphesiz öğretmenlerdir. Şüphesiz öğretmenlerin fark oluşturması gereken birçok nokta vardır.
En başta öğretmenlerimiz ne kadar kutsal bir görev üstlendiğinin farkında olmalıdır. Öğretim yaptığı her öğrencisinin cennetine vesile olabileceğini unutmamalıdır.
Öğrencilerinin kendisine çok değer verdiğini unutmamalı buna karşın kendisi de öğrencilerine umumi özen göstermelidir.
Öğrencilerle samimi ama dengeli ilişki kurulmalıdır. Yerine göre onlarla arkadaş yerine göre ciddi bir öğretmen olabilmelidir. Mümkünse okul dışında farklı sosyal etkinlikler düzenleyebilmelidir. Eğer bunlar mümkün değilse ders saatinin bir kısmında onlarla farklı etkinlikler planlayabilmelidir.
Öğretmenlerimiz öğrencilerinin başarılı ya da başarısız olmasına değil odaklanıp odaklanamadıklarına bakmalıdır. Öğrencilerine küçük başarılar yaşatmalı bununla öğrencilerinin motive olmasını, başaracağına inancının artmasını sağlamalıdır.
Öğretmenlerimiz öğrencilerinin ailevi durumlarını bilmeli mümkünse evlerini ziyaret ederek aileleri ile bağ kurmalıdır. Öğrencilerin ihtiyaç duyduğu gereksinimleri gerekli yerlerle irtibat kurarak gidermelidir.
Öğretmenlerimiz öğrencilerinin amaç ve hedeflerini iyi bilmeli onların kişilik ve ihtiyaçlarına binaen yönlendirme yapmalıdır.
Öğretmenlerimiz anaokulundan itibaren öğrencilerine insani ilişkilerde aile ile irtibatlı olarak ahlaki kuralları benimsetmelidirler. Öncelikle kişinin kendisine karşı saygılı olmaktan başlayarak anne ve babasına ve diğer bireylere karşı nasıl davranması gerektiği iyi öğretilmelidir.
Öğretmenlerimiz her zaman ve her koşulda rehber öğretmenini bulamayabilirler. Bundan dolayı her öğretmenimiz rehberliğin inceliklerini tam anlamıyla öğrenerek öğrencilerine rehberlik yapabilmelilerdir.
Öğretmenlerimiz öğrencilerini her şartta motive edebilmeli onlara moral ve ümit verebilmelidir. Onların her zaman başarı elde edebileceklerini bilmelerini sağlamalıdır. Ahlaki kuralların bütün başarılardan daha üstün olduğunu benimsetmelilerdir.
Bütün öğretmenlerimiz temelde her ilmin Allah’ın izni ile olduğunu benimseyerek bütün ilimlerin Allah’ın bilgisi dâhilinde olduğunu fark etmelilerdir. Her öğrencinin çalıştığında Allah’ın yardım edeceğini bilmeli, başarının Allah’tan olduğunu derinden hissetmelidirler.
Bir milyona yakın öğretmenimizin bu kurallara az da olsa uyması çok büyük etkiler yaratacaktır. Hayali, büyük bir hedefi ve öğretme derdi olan öğretmenlerin ilk günkü aşk ile görevlerine devam etmesi büyük etkiler oluşturacaktır. Yaptıkları işlere takdir ve teşekkür beklemeden çalışmaları gerekir. Bu çalışmalarını ahiret yolculuğunda azık olarak kullanacaklarını bilmelilerdir.
Hiç şüphesiz öğretmenlerimizin dikkat etmesi gereken temel görevler olduğunu söylediğimiz gibi öğrencilerin de uymaları gereken kurallar vardır. Ama temelde çok çaba harcayarak ve bu mesleğe özenle yaklaşarak genç nesillere ışık olacak öğretmenlerimizdir.