DUHAN SURESİ

DUHAN SURESİ

Allah’ın rahmeti, inayeti, affı, yardımı hepinizin üzerine olsun kardeşlerim. Zor zamanlardan geçiyoruz. Rabb’imiz gücümüzü artırsın; imtihanlarımızı kolay kılsın. Ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın. Son nefesimize kadar O’nun adını yüceltmeyi nasip etsin. Amin amin…

Bu sayımızdaki yazımıza işleyeceğimiz Duhan Sure’mizin bir ayetiyle başlamak istiyorum. Rabb’imiz buyuruyor ki:“ Onlar için ne gök ağladı ne de yer. Kendilerine aman da verilmedi.“(29.ayet) Kendileri için yerin ve göğün ağlamadığı, yas tutmadığı kişiler kimlerdir? Kendileri için yerin ve göğün ağladığı, yas tuttuğu kişiler kimlerdir? Kendisine yerin ve göğün ağlamadığı kişiler ne yaptılar ki bu rahmetten uzak kaldılar? Yerin ve göğün gözyaşı döktüğü kişiler neler yaptılar da bu rahmete gark oldular. Kardeşlerim ne yaparsak yapalım Allah’ın rahmetini kazanacak şekilde, O’nun rızasını alacak şekilde, ihsan derecesinde bir yaşantımız olsun…O zaman belki yer ve gök bizler için de gözyaşı döker….

Suremiz Mekke’de, Zuhruf suresinden sonra, Câsiye suresinden önce nazil olmuştur. İniş sırası 64’tür.Ayet sayısı 59’dur. Bu sûrenin adı “duman” manasındaki Duhân’dır.

“Kuran-ı Kerim’de Mümin suresinden Ahkaf suresine kadar yedi sûre Hâ-mîm harfleri ile başlamaktadır. Bu yedi sureye ülkemizde “Hâmîmler” denir, ancak herbirinin, bazen “Hâ-mîm” ile birlikte de söylenen özel adları vardır. Nitekim bu sûrenin adı “duman” mânasındaki Duhân’dır. Aynı harflerle başlayan sûrelerin konuları arasında da önemli ölçüde bir ortaklığın bulunduğu dikkat çekmektedir. Hâ-mîm harfleriyle başlayan Duhân sûresi de bundan önceki Hâmîmler gibi, ana konu olarak Kur’an’ın gerçek Allah kelamı olduğuna ve insanlar için önemine dikkat çekmektedir. Bu münasebetle suremizde şu konulara da yer verilmiştir:

1. Kur’an’ın nazil olduğu gecenin önemi ve değeri.

2. Kur’an’ı gönderen Allah’ın birliği ve büyüklüğü.

3. Firavun ve kavmi ile Tubba gibi geçmiş kavimlerin peygamberlere karşı takındıkları tavır ve peygamberlerin tevhit mücadelesi.

4. Peygamberlere inanmayanları dünyada ve âhirette bekleyen akıbet, kıyamet, yeniden dirilme, cennet ve cehennem.(1)

Geceyi değerli kılan şey Allah katından vahyin inmesidir. Geceyi önemli, değerli kılan şey bizim hayatımıza inerse neler olmaz ki…Hayatımız anlam bulur, sıkıntı ve sorunlar hallolur, çözüm yolları bulunur. Merhamet kuşanır ve kuşatırız. Ölüm de yaşam da değer kazanır…Cennete giden yollar açılır. Kuran bir şehre iniyor orası Mekke oluyor anlam ve değer buluyor. Kuran yıkık bir kalbe giriyor orayı imar edip, kalbi diriltiyor. Yine suremizde konu edilen tevhid mücadelesi, birçok peygamber tarafından verilmiştir. Peygamberlerin izini takip eden müminler tarafından da bu mücadele devam ettirilmiştir. Kıyamete kadar da devam edecektir. Önemli olan şey biz bu mücadelenin neresindeyiz? Bu suremizde geçmiş kavimlerin kendilerine gönderilen peygamberlere takındıkları tavırlar ele alınır. Acaba bizim peygamberimize karşı takındığımız tavrımız ne hiç düşündük mü? O’nun yolunu takip ediyor muyuz? Kuran ahlakıyla ahlaklanıyor muyuz? O’nun sözleri ve amelleri bize ne kadar örnek oluyor? Hiç hadis külliyatı bitirdik mi? Resulullah bize hayatıyla, yaşamıyla ,mücadelesiyle, önderliğiyle, sözleriyle neler bıraktı?…Cevaplar hep bizde, sorular da….Yine suremizde insanın kaçınılmaz sonu ele alınır. Yapılan her eylemin Allah katında bir yeri ve değeri var. İnkarcıların hoşuna gitmese de o gün yaklaşıyor…Hesapların görüleceği o gün çok yakın hepimize de…

Bu ayki konumuz olan Duhan Suresi’nin bir önceki konumuz olan Zuhruf Suresi’yle olan münasebeti bir tefsirde şu şekilde verilir: Zuhruf Suresi’nin sonu tehdit ile kapanırken, bu sure şiddet­li bir uyarı ile başlamaktadır. Zuhruf Suresi’nin sonunda Hz. Peygamber’in «Ey Rabbim! Onlar iman etmeyen bir kavimdir» sözü yer alırken, burada Rasûlullah’ın kardeşi Hz. Musa’nın «Bu, müc­rim bir kavimdir» diye Rabbine bulunduğu talep yer almaktadır. (2)

Suremize ad olan “Duhan” kelimesi surenin 10.ayetinde geçer

“10-11, Göğün bütün insanları kuşatan belirgin bir dumana bürüneceği günü bekle. Bu acı veren bir azaptır.

12. “Rabbimiz, üzerimizden azabı kaldır, bizler artık inanmaktayız” (diyecekler).

13-14. Kendilerine apaçık bir elçi geldiği, sonra ondan yüz çevirerek “Bu, kendisine bazı şeyler öğretilmiş biri, bir deli!” dedikleri halde onlar mı bundan ibret alıp akıllarını başlarına toplayacaklar!

15. Biz azabı biraz hafifleteceğiz, kuşkusuz siz de hemen eski halinize döneceksiniz.

16. Amansız bir şekilde yakaladığımız gün yaptıklarının cezasını hakkıyla vereceğiz.

Duhân (duman) mucizesi, olup bitmiş bir olay mıdır yoksa kıyamet yaklaştığında gerçekleşecek bir alâmet midir? Bu soruya iki farklı cevap verilmiştir. “Henüz olmadı” diyenlere göre duman olayı, kıyamet yaklaştığında vuku bulacak, bu uyarıya rağmen insanlar inkârdan vazgeçmeyecekler, arkasından kıyamet kopacak ve herkes ettiğini bulacaktır. “Duman olayı Hz. Peygamber hayatta iken gerçekleşti” diyenlere göre ise “duman”dan maksat, açlık yüzünden meydana gelen görme bozukluğudur. Buhârî, kitabının tefsir bölümünde bu yorumu, sahabe rivayetlerine dayanarak şöyle açmaktadır: Hz. Peygamber, müşrikler çağrısına karşı direnince Allah’a yalvararak, Hz. Yûsuf’un kavmine yaptığı gibi bunlara da bir kıtlık vermesini istedi. Duası kabul edildi, kıtlık geldi, yiyecek içecek bir şey kalmadı. İnsanlar derilere ve kemiklere varıncaya kadar ne buldularsa yediler. Açlıktan öylesine zayıfladılar ki sonunda görme bozukluğuna yakalandılar, baktıklarında kendilerini kuşatmış bir duman görüyorlardı. Hz. Peygamber’e başvurarak bu azabın kaldırılması için dua etmesini, artık inandıklarını söylediler. O ise “Azap kalkınca yine eski halinize dönersiniz” buyurdu. Nitekim duası üzerine azap kaldırıldı, onlar da derhal eski inkarcılıklarına döndüler. Allah bu dönekliğin, inkâr ve zulümde ısrar etmenin cezasını Bedir savaşında verdi.(3)

Suremizin 17-33.ayetleri arasında Firavun’dan haber verilir. O’nun özellikle üç özelliği eleştirilir. Bunlar nelerdir? Diyanet’in Tefsirine göre bunlar:

1-Beşerî ölçüyü aşıp kendini ilâhlaştırması,

2-Allah’ın kullarını yönetirken haksızlık ve adaletsizlik etmesi,

3- Kendini başkalarından hep üstün görüp insanlara tepeden bak­ması.

 

Bu surenin fazileti hakkında Ebu Hureyre’den Rasûlullah’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: «Kim Duhan Suresi’ni bir gecede okursa, yetmiş bin melek kendisine af talebinde bulunduğu halde sabahlar.»

Ebu Hureyre’den başka bir rivayet şöyledir:

«Kim Duhan Suresi’ni cuma akşamı okursa, sabaha affedilmiş olarak çıkar.»

Suremiz şu ayetlerle son bulur:

“ Biz O’nu (Kur’ân’ı) iyi düşünüp anlasınlar diye senin dilinle ko­laylaştırdık. O halde bekle, onlar da bekliyorlar. “58-59

 

KAYNAKLAR:

1-Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu: IV/679.

2-Ali Arslan, Büyük Kur’an Tefsiri, Arslan Yayınları: 14/222.

3-Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Kur’an Yolu: IV/682.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.