Cennete Otostop

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay da İlkadım Kitaplığımıza güzel bir eser daha kazandıracağız. Adem ÖZKÖSE’nin Pınar Yayınları’ndan çıkan Cennete Otostop -Hidayet Öyküleri- isimli eseri inceleyeceğiz.

Sehl İbni Sa’d radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlemiştir:

“… Allah’a yemin ederim ki, Allah Teâlâ’nın, senin sebebinle bir tek kişiye hidayet verip doğru yola iletmesi, senin için, kızıl develerin olmasından (ve bunları tasadduk etmenden) çok daha hayırlıdır.” (Buhari, Fedailu’l-ashab 9, Meğazi 38, Cihad 102, 1)

Müslüman olarak ana gayelerimizden birisidir, birinin hidayetine vesile olmak. Emri bil maruf nehyi anil münker yapmak bizler için en önemli görevlerden biridir. İslam bu yüce düstur sayesinde kıtalar aşmıştır. Bir iken yüzlere, yüz iken on binlere, on bin iken milyonlara, milyon iken milyarlara ulaşmıştır Müslümanların sayısı. Ama vazifemiz bitmiş midir? Bitmemiştir tabi. Namazdan uzak olanları namazla tanıştırmalıyız. İslam’ı hayatın bir bölümünde yaşanan bir din zannedenlere İslam’ın bir bütün olarak yaşanması gereken din olduğunu anlatmalıyız.

Adem ÖZKÖSE, bizler için önemli bir gazeteci. İslam coğrafyasını yakından tanımaya çalışan samimi bir Müslüman kardeşimiz. Bu eserinde de İslam coğrafyasını gezerken 2006 yılından itibaren tanıştığı, sonradan Müslüman olmuş kardeşlerimizin hikâyeleriyle bizleri buluşturuyor. Her bir hidayet hikâyesiyle vazifemizin ne kadar ağır olduğu gerçeği bir kez daha karşımıza çıkıyor. Her bir hidayet hikâyesiyle bir kardeş daha kazanmanın sevincini yaşıyoruz. Dünyanın bizlere ihtiyacı var. Amerika’da, Avrupa’da İslam karşıtı yayınların çoğaldığı ve insanların algı mühendisleri tarafından yönlendirildiği bir dünyada işimiz vaktimizden çok Müslüman kardeşim. Ama buna rağmen Japonya’da, Latin Amerika’da, Malezya’da, Tayland’da İslam’ın hızla yayılması bizlere davamız adına yeni bir güç veriyor.

Adem ÖZKÖSE, bu kitabında bizleri 19 farklı hidayet öyküsüyle buluşturuyor. Kendi ifadesiyle: “… Hepsinin birbirinden farklı, birbirinden ilginç hikâyesi vardı. Kimisi papazken, kimisi ünlü bir müzisyenken, kimisi bir misyonerken, kimisi de uyuşturucu kaçakçısıyken İslam’la tanışmış ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlardı. Bu röportajlar esnasında mühtedilerin gözyaşlarına, sevinçlerine ve heyecanlarına da şahitlik ettim. Onlardan yaşadıkları zorlukları, hayal kırıklıklarını, geleceğe dair umutlarını dinledim.”

Şahsen bu hidayet öykülerini okudukça kardeşlerimin, Kur’an-ı Kerim hayranlıklarına, Kur’an-ı Kerim’den etkilenmelerine, imanlarına, dinimizi yaşama mücadelelerine gıpta ettim.

Kendimize çekidüzen vermemiz açısından güzel bir eser.