Birlik ve Beraberlik

Birlik ve Beraberlik

“Allah’a ve Resulü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da devletiniz (gücünüz) gider. Bir de sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 46)
Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyuruyor; “Kim birliği bozarak ayrılık yaparsa bizden (kâmil ümmetimizden) değildir.” (Taberani)

“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın, parçalanmayın.” (Âl-i İmran, 103) Allah’ın ipinden maksat, İslam dini veya Allah’ın kitabıdır. Allah Teâlâ topluca Allah’ın ipine sımsıkı yapışın buyurmaktadır. ‘Hablullah’ kendisi ile Allah’a varılan bütün vesilelerdir. Allah’ın ipine sarılan, iyi ameller ve hakka götüren vasıtalarla Allah’a yaklaşmış olur. Allah’ın ipine yapışma yok ise bu mutlaka hem zahiren hem de batınen tefrikaya sebep olur.

Nitekim peygamberimiz aleyhisselam “Ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılacaktır. Kurtuluşta olan fırka ise sadece bir tanedir. Ashab-ı Kiram ‘Ya Rasulullah, peki kurtuluşa eren fırka hangisidir?’ diye sorunca Hz. Peygamber aleyhisselam, benim ve ashabımın bulunduğu hal üzere olandır.” (Tirmizi) buyurmuştur.

Sehl radiyallahu anh şöyle diyor; “Kulun mevlasından başka hiç kimsesi yoktur. Kulun en güzel hali, isyan ettikten sonra tekrar Mevla’sına yönelmesidir. Kul ‘Ya Rab günahımı ört.’ der. Allah Teâlâ günahını örtünce ‘Ya Rab tevbemi kabul buyur.’ der. Kabul edince ‘Ya Rab beni muvaffak kıl da güzel ameller işleyeyim.’ der. Bu amelleri işleyince ‘Ya Rab beni muvaffak kıl ki ihlâslı olayım.’ der. İhlâslı davranınca da ‘Ya Rab bu amellerimi kabul buyur.’ der. Öyleyse akıllı kişi bu sapasağlam ipe sarılmalıdır. Peygamberimiz aleyhisselam bir hadis-i şeriflerinde Müslümanın özelliklerinden birini şöyle beyan buyuruyor; “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir.” (Müslim)

Müslümanlar Allah’a tevekkül eder. Zira Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; “… Allah kendine tevekkül edenleri sever.” (Âl-i İmran, 159) ve onlara kendileri için hayır ve salah bulunan işlerde yardım eder. Tevekkül, işi Allah’a bırakmak ve Allah’ın o işlere kâfi geleceğine inanmak demektir. Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır; “Şayet Allah’a hakkıyla tevekkül etseniz, Allah sabahleyin karnı bomboş olan bir kuşu rızıklandırıp akşam vakti karnını dolu olarak yuvasına döndürdüğü gibi sizi de rızıklandırır.” (Tirmizi)

Müslümanlar hep birlikte İslam’a ve Kur’an’a sımsıkı yapışmalı, dinin emirlerinden dışarı çıkmamalı, birbirinden asla kopmamalıdır. Bu Allah’ın emridir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.” (Tevbe, 71) “Kâfire karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler.” (Maide, 54)

Bu sebeple herkes içinde yaşadığı toplumun huzurunu korumaya çalışmalıdır. İç ve dış düşmanların tuzaklarına düşmeden, tuzaklarını bertaraf edip ensar ve muhacir gibi kardeş olmamız ve yeri gelince yine ensar ve muhacir gibi, ihtiyacımız olsa da kendi nefsimize mü’min kardeşlerimizi tercih etmemiz gerekmektedir. Huzurumuzu bozmak isteyenlere fırsat veremeyiz.

Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e yardım et. Ümmet-i Muhammed’i muhafaza eyle. Ümmet-i Muhammed’i aziz ve düşmanlarını zelil eyle. Sen her şeye kadirsin. Senin tuzakların, tuzakların en hayırlısıdır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.