Başa Taç Edilesi Anneler

Başa Taç Edilesi Anneler

Anadolu; her köşesinden bereketin fışkırdığı, tarihi ve kültürüyle dünyanın en güzel yerlerinden biri. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, çeşitli kültürleri bağrında büyütüp beslemiş ve dünya mirası haline getirmiş bir coğrafya. Alparslan’ın kapılarını Türklere açmasıyla anlamı kat kat artan bu toprakların bereket kaynaklarının hangi birini sayayım bilmiyorum.

O Anadolu ki, taşı iman, toprağı iman, havasında suyunda iman. O topraklar şehit kanlarıyla sulanmış, iman dolu sinelerin alın terleriyle bereketlenmiş… O toprakların kokusuyla yetişmiş iman dolu sinelerin diyarı… Kâbe’nin bekçisi, İslam’ın kalesi…

Selçuklulardan günümüze kadar yurdumuz yaptığımız Anadolu anlamını çok şeyden alıyor ama belki de en çok uğruna can veren şehirlerden, o şehitleri yetiştiren ve “Git oğlum git, ya gazi ol ya şehit” diyen yiğit annelerinden alıyor. Askere gönderdiği oğluna kına yakan annelerden. Ve evinin direği annelerden.

Toprağın Bereketi Anneler

Vatan sevdasını yavrusuna yaşayarak öğreten annelerin torunları olmak bizim için paha biçilemez bir şereftir. Nice isimsiz kahramanımız, tarihin tozlu sayfalarında kalmaya mahkûm ettiğimiz nice vatanperver ecdadımız, vatanları uğruna her şeylerinden geçtiler.

Ne Şerife Bacı düşmandan korkup yolundan döndü ne de Nene Hatun. Erzurum’un gencecik gelini, minarelerden yapılan çağrıları işittiğinde “Seni bana Allah verdi, ben de O’na emanet ediyorum” diyerek küçücük bebeğini geride bırakıp şehadete koştu. Tıpkı 15 Temmuz’un “Ben Erzurumluyum Nene Hatun’un torunuyum” deyip tankların önünde duran Nene Hatunları ve Şerife Bacıları gibi. Anadolu’nun yiğit kahramanı, direnişin sembolü ve 1955’te Türkiye’de yılın annesi seçilen ilk anne Nene Hatun bu topraklardaki kahramanlardan yalnızca bir tanesiydi.

Ayaklarının Altında Cennet Saklayanlar…

Cennet ayaklarının altında olan anneler hayırlı evlat yetiştiren, imanlı nesillerin mimarları olan, cehenneme odun taşıyıcısı değil cennete çiçek eker gibi Asım’ın neslini önce karnında sonra bir ömür sinesinde taşıyan fedakâr anneler. Yüzlerine bakmak bile ibadet sayılan annelere hizmet bu dünyadaki her şeyden hayırlıdır. Öyle olmasaydı Veysel Karani, peygamberi görmeden Medine’den dönmezdi. Öyle olmasaydı İslam öf bile demeyi yasak etmezdi.

Anne Babaya Hizmet İbadettir

Nene Hatun sadece bir yılın annesi değil kendinden sonraki bütün zamanların kahraman annesidir. İsimleri değişse de kendinden sonraki bütün annelere en güzel örnektir. Anneleri bir gün değil her an başının üstünde ve gönlümde taşıyacak hayırlı evlatların annesidir.

Bu toprakların Nene Hatunları hiç bitmeyecektir. Nene Hatun demek, cenneti ayaklarının altında saklayan anne demektir. Nene Hatun demek, iman kimliğinin özü olmuş vefakâr ve fedakâr Türk kadını demektir. Nene Hatun demek özünde Erzurum’un yiğit gelini, genel anlamda ise varlığı çok eskilere dayanan ve kıyamete kadar hiç bitmeyecek olan Haticeler, Fatmalar, Ayşeler demektir. Adı ne olursa olsun eli öpülesi anneler demektir.

Yüzlerine bakmak bile ibadet sayılan annelerin kıymeti bir gün değil her gün bilinmelidir. Ne dinimizde ne kültürümüzde yeri olmayan, popüler kültürün bize dayattığı şeyleri reddetmek Müslüman olarak vazifemizdir. Çünkü biz biliriz ki “bir kavme benzeyen o kavimdendir”. Sünnete uyarak popüler kültürün dayattıklarını reddetmek peygambere benzemek olacaktır.

Anne ve babalarınız hayattayken onlara iyi bakın. Onlara hizmet ettiğinizde hissedeceğiniz o ibadet lezzetini başka bir şeyle hissetmeniz mümkün olmayacaktır. Bu lezzeti dünyadayken tadın. Anlatmak istediğim şeyi ancak büyüklerimize canı gönülden, sadece Allah rızası için hizmet ettiğinizde manen hissedeceğiniz o ibadet lezzetini tattığınızda anlayabilirsiniz. Allah hepimize bol bol tatmayı nasip etsin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.