ALLAH RASULÜNDEN HZ.ALİ’YE ÖĞÜTLER

Mükerrem Mekke ile, Münevver Medine’nin
Mübarek toprağına gökten âyetler inmiş.
Selât-ü Selâm Sana, Seninle geldi bahar,
Gülün her yaprağına o güzel kokun sinmiş.
Rabbimiz, kullarına olan engin merhametinden dolayı, âlemlere rahmet olarak gönderdiği Sevgili Habibine buyuruyor ki;
Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver. Allah’tan korkan, öğüt alacaktır. Bedbaht olan, ondan kaçınacaktır. (A’lâ : 9-11)
Sen onlara öğüt ver. Nefislerine hoş gelecek açık ve güzel sözler söyle. (Nisa : 63)
Öğüt ver; doğrusu öğüt müminlere fayda verir. (Naziat : 55 Müddesir : 49-50)
Rabbinin yoluna hikmetle, güzel ve etkin öğütle davet et. (Nahl : 125)
Hayat kitabımız Kur’an; peygamberler dâhil biz insanlara hidayet ve mutluluğun yollarını gösteren öğütler veriyor.
İşte, Şefkat ve Rahmet Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) “İlmin kapısı” diye ifade buyurduğu Hz. Ali (radıyallahu anh) Efendimize, O’nun şahsında bütün insanlığın saadet ve selâmetine vesile olacak altın öğütleri :
Ali b. Ebi Tâlib radıyallahu anh demiştir ki:
Habib-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bana şu tavsiyelerde bulundular:
“Ey Ali! Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım, onları iyi muhafaza et. Gereklerini yerine getir. Şunu bil ki vasiyetimi tuttuğun müddetçe hayırdan ayrılmamış olacaksın.
Ey Ali! Müminin üç alâmeti vardır: Namaz kılmak, oruç tutmak ve zekat vermektir.
Kıskançta üç alâmet vardır: Yanında iken kişiye yaltaklanır, arkasından gıybetini yapar, başkası bir musibete uğrayınca sevinir.
Zâlimde üç alâmet bulunur: Kendisinden aşağı olanlara baskı yapar, kendinden üstün olanlara isyan eder ve zâlimlere arka çıkıp destekler.
Riyakârın üç alâmeti vardır: İnsanların yanında iken işlerini seve seve koşturarak yapar.Yalnız iken de her şeyde gevşeklik gösterip tembellik eder. Her işte övülmekten hoşlanır.
Münafıkta üç alâmet olur: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
Yâ Ali! Tembelin de üç alâmeti vardır: Allah Teâlâ’ya yaptığı taatinde tembellik eder. Kusurlu amel eder ve böylece yaptığı da boşa gider. Namazını geçirip günaha girer.
Akıllıya gerekir ki meşguliyeti şu üç şeyin dışında olmasın: Hayatını sürdürecek kadar hayatın gerekleri için çalışmak. Haram olmayan şeylerden lezzet almak. Ahiret azığı hazırlamakla meşgul olmak.
Ey Ali ! Allah’ın gazabını celbederek kimseyi razı etmeye kalkmayasın.Allah Teâlâ’nın sana ihsan ederek verdiğine karşılık, başka birisine hamd ve senâ etmeyesin.Allah sana bir şeyi vermemişse bu sebeple kimseyi zemmetmeyesin.
Ya Ali ! Cehaletten daha şiddetli fakirlik olamaz.Akıldan daha çok muhtaç olunan bir şey yoktur.Akıldan üstün bir mal olamaz.Ucübden yani kişinin kendisini beğenmesinden daha korkutucu yalnızlık düşünülemez.Müşavereden daha sağlam yardımlaşma bulunmaz.Yakîn gibi iman bulunmaz.Haramlardan kaçınmak gibi üstün verâ yoktur.Güzel ahlâk gibi neseb bulunmaz.Tefekkür gibi ibadet olamaz.
Ya Ali ! Her şeyin bir âfeti vardır.Sözün âfeti yalandır.İlmin âfeti, unutmaktır.İbadetin âfeti riyâdır.Zekânın âfeti kibirlenerek haddi aşmaktır.Şecâatin âfeti zulmetmektir.İhsân ve cömertliğin âdeti başa kakmaktır.Güzelliğin âfeti, kibirlenmektir.Asil bir soya sahip olmanın âfeti, övünmektir.Hayânın âfeti zaaftır.Cömertliğin âfeti yaptığınla övünmektir.Fazla mala sahip olmanın âfeti, cimriliktir.Cûd sahibi olmanın âfeti, israfa düşmektir.İbadetin âfeti, kibirdir.Dinin âfeti hevaya tabii olmaktır.
Ey Ali! Güneş ve aya karşı yönelme. Onlara sırtını dön. Çünkü onlara yönelmek hastalık, sırtını dönmek ise devâdır.
Ya Ali! Yâsin Sure-i Celilesini çok oku. Zira onu okumakla on bereket hâsıl olur. Aç okursa doyar. Susuz kalmış kimse okursa susuzluğu gider. Korkan kimse okursa emniyet bulur. Hapse düşmüş kimse okursa serbest bırakılır. Bekâr okursa evlenir. Yolcu okursa yolculuğunda birçok yardımlara mazhar olur. Yitiği olan kişi okursa yitiğini bulur. Sekerât halinde bulunan kimsenin baş ucunda okunursa ölümü kolay olur. Sabah okuyan kimse akşama kadar emniyette olur. Akşam okuyanda sabaha kadar güven içinde olur.
Ey Ali! Cuma gecesi “Duhân sûresi” ni oku ki mağfiret bulasın.
Ya Ali! Her namazın arkasından Ayete’l-Kürsî’yi oku ki, sana şükredenlerin kalbi, nebilerin sevabı, ebrarın amelleri verilsin.
Ey Ali! Haşr sûresini okursan kıyamet gününde her şeyden emin olursun. Mülk ve Secde sûrelerini okursan bu iki sûre kıyametin şiddetli hallerinden kurtulmana vesile olur.
Ya Ali! Uyumadan önce Mülk sûresini okursan kabir azabını senden kaldırır. Münker ve Nekir’in suallerine karşı da himaye eder.
Ey Ali! Abdestli bir şekilde İhlâs sûresini okursan, kıyamet gününde sana şöyle nidâ edilir : “Ey Allah Tealâ’yı metheden kişi! Kalk ve cennete gir.”
Ya Ali! Bakara sûresini de oku. Çünkü onu okumak bereket, terk etmek ise mahrumiyete sebeptir. Sihirbazlar ona takât getirip dayanamazlar.
Ya Ali! Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitir. Çünkü tuz yetmiş türlü hastalığa şifadır.
Ey Ali! Yemeğe besmele ile başla. Sonunda da “Elhamdülillah” diyerek Allah’a hamdet. Çünkü seni koruyup gözeten hafaza melekleri durup dinlenmeden senin iyiliklerini ve hatta lüzumsuz olarak senden sâdır olan her şeyi yazarlar.
Ey Ali! Aynaya bakınca da şöyle söyle:
-Ey Allah’ım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlâkımı da güzelleştir. Beni ( en güzel bir rızıkla rızıklandır.)
Ey Ali! Bir ihtiyacını gidermek için evinden çıktığın zaman Ayete’l-Kürsi’yi oku ki inşaallah ihtiyacın giderilmiş olur.
Ya Ali! Abdest almaya başlarken “Bismillah ve’s-salatü alâ Rasûlillah” diyerek başla.
Ey Ali! Yüzüğü şehâdet ve orta parmağına takma. Çünkü bu Lut Kavmi’nin adetlerindendir.
Ya Ali! Rükû ve secdede iken Kur’an okuma.
Ya Ali! Cidalden kaçın. Çünkü cidal amelleri boşa çıkarır.
Ey Ali! At üstünde gelse bile isteyene reddetme. Bir şeyler ver. Zirâ sadaka eline düşmeden Allah Tealâ’nın eline ulaşır.
Ya Ali! Gazaplanma. Zira şeytan insanı daha çok gazap halinde alteder.
Ya Ali! Şakacı olma. Çünkü bu kişinin değerini düşürdüğü gibi sevincini de giderir.
Ya Ali! İhlâs sûresini okumaya devam et. Zira bu sûre fakirliğe engel olur.
Ey Ali! Evine girince hane halkına selam ver ki evinde hayır ve bereket çoğalsın.
Ey Ali! Fakir ve miskinleri sev ki, Allah da seni sevsin. Onları kovup azarlama ki kıyamet gününde de melekler sana aynı muameleyi yapmasın.
Ya Ali! Yalandan kaçın. Zira yalan, yüzü karartır. Kişi yalan söylemeye devam ederse Allah katında yalancı olarak adlandırılır. Doğru söyle ki Allah katında doğrulardan yazılasın. Yalan imanı uzaklaştırır.
Ya Ali! Doğru olsun yalan olsun hiçbir konuda yemin etme. “Allah’ı yeminlerinize hedef kılmayın.”(Bakara : 73) Zira Yüce Allah yalan yere Allah adına yemin eden kimseyi tezkiye etmediği kimseyi merhamette etmez.
Ya Ali! Hırslı olma. Zira baban Âdem aleyhisselamı cennetten çıkaran hırstır.
Kimseye haset etme. Çünkü haset, ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi güzel amelleri yer bitirir.
Ya Ali! Mümin kul kırk yaşına gelince Allah onu şu üç şeyden emin kılar:
- Delilik
- Cüzzam hastalığı
- Abraş hastalığı
Kul altmış yaşına varıncaya kadar ilerlemeye devam eder. Altmıştan sonra gerileme devresidir. Mümin kul yetmiş yaşına gelince, gök ehli ve yeryüzünde bulunan Salihler ona muhabbet ederler. Seksen yaşına gelince, iyilikleri yazılır, kötülükleri silinir. Doksan yaşına gelince ise Allah Tealâ onun geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar. Mümin kul yüz yaşına ulaşınca Allah Tealâ onun ismini semâya “Allah’ın yerdeki eseridir” diye yazar. Artık o kişi Allah Tealâ’nın “celis”i yani yüce katında özel ilgisine mazhar birisi olmuş demektir.
Ya Ali! Vasiyetimi muhafaza et. Onu iyi koru. Muhakkak ki sen Hâk ve hakikat üzeresin. Hâk da seninle beraberdir.”
Rasulullah Aleyhisselâm’ın Hz.Ali radıyallahu anha olan bu öğütleri İbn Arabî’nin Fütûhât-ı Mekkiyye’ sinden özetlenerek aynen alınmıştır.
Âlemlerin Rabbine Hamd-ü Senâlar, ümmeti olmakla şereflendiğimiz Efendimiz Aleyhisselâm’a Salat-ü Selâm ile…