Şaka Maka Cennette Köşk

Şaka Maka Cennette Köşk

Kıymetli Genç Adam dergisi okuyucuları;

Dergimiz yılın son üçlüğü ile karşınızda. Malumunuz olduğu üzere üç ayda bir huzurlarınıza çıkıyor, satırlarımızı yüksek istifadelerinize sunuyoruz.

Kabaca özetlersek yaz döneminde attığımız “Futbol ve Sanat” konulu üçlüğün ardından bu kez de “Mizah” bahsini kapak edindiğimiz sayımızla parmaklarınızın ucunda, cebinizin içindeyiz.

Mobil ve dijital dünyada yayın yapıyor olmanın en önemli avantajlarından biri de sayfa sınırı gibi uyulması gereken bir durumunuzun olmaması. Abartılmadığı ve belirli stratejiler dâhilinde dikkatle kullanıldığı sürece bu durum; yayın kurulu, yazarlar ve değerli okuyucular için büyük bir nimet.

Kapak dosyamız olan mizaha ve onun hudutlarına geldiğimizde ise bu sınır bahsi biraz daha fazla önem ve ciddiyet taşıyor. Ne kadar önemli olabilir ki şeklinde zihinlerde oluşabilecek bir soru işareti karşısında aklımıza ilk olarak Peygamberimiz aleyhisselam’ın “şaka da olsa yalan söylemeyenler için cennetin ortasında vaat ettiği ve buna kefil olduğu köşk” müjdesi geliyor.

İfade şekli itibariyle son derece basit gibi görünen bu davranış karşılığında mükafat olarak cennette köşk verileceği müjdesi dikkatle üzerinde durulması gereken bir alt metne sahip. Bu da görünür itibariyle kolaymış gibi duran bir davranışın, muazzam bir karşılık olan cennetle müjdeleneceği bilgisinin çok ötesinde bir manayı işaret ediyor. Tıpkı “Cennet size ayakkabılarınızın bağı kadar yakındır. Cehennem de öyle” hadis-i şerifinde olduğu gibi.

Şaka da olsa yalan üzerine kurulu olan mizah dünyası ve mensupları maalesef bu müjdenin kapsama alanı dışında kalıyor. Haddini bilerek ve edebini takınarak, bağlı olduğu dinin itikadına hakim bir şekilde, mizahı meslek ve icra edenlere ne mutlu, müjdeler olsun onlara.

Haddimizi bilme ve birbirimize bildirme çabamızın bir ürünü olarak da değerlendirebileceğimiz mizah konulu dosyamıza emek veren yazarlarımız arasında Ramazan ÖNCÜL, Mahmut Sami TAŞ, Adil KAPAN, Bilal İNAL, Muhammed Furkan NALÇACIOĞLU, Mikail USTA ve Enes BELADA gibi fedakar isimler var.

Ramazan ÖNCÜL, mizah nedir sorusunun cevabını arıyor.

Mahmut Sami Taş, mizahın sınırlarını çizme gibi zorlu ama zorunlu bir gayretin içerisine giriyor.

Adil KAPAN, latife ile şaka arasındaki farkları inceliyor.

Bilal İNAL, Batı’nın organize tavırlarını deşifre etmeye çalıştığı yazısında İslami değerlerimizin hafife alınması ve alçak gösterilmesi planlarına dikkatleri çekiyor.

Muhammed Furkan NALÇACIOĞLU, kara mizah karşısındaki tavırlarımızı irdeliyor.

Mikail USTA, şakalaşmak denince asrı saadette akla gelen ilk isimlerden biri olan sahabe Nuayman radıyallahu anh’ı bizlere hatırlatarak konuyu somutlaştırıyor.

Enes BELADA ise gençlerin mizaha gösterdiği ilgi ve önemi “niçin” sorusu etrafında araştırıyor.

Mizah konusunda takınmamız gereken ilk ve belki de en önemli tavırlardan biri olan “şaka da olsa yalan söylememek” hassasiyetini tekrar hatırlatıp altını iyice çizmek, meseleyi özetleyen bu tavrı sonuna kadar herkese yaymak ve dibine kadar vurgulamak istiyoruz. Ki duymayan, okumayan kalmasın. Mizah hakkında nasıl bir ölçüye sahip olmamız gerektiğini de bu hadisi şeriften pekala öğrenebiliriz.

Biraz önce andığımız hadis-i şerifin mesajını, şimdi anacağımız diğer bir hadis-i şerifin manasına bağlayarak konuyla ilgili ölçü ve davranışlarımızın netleşmesini, kalıcı, kararlı, tutarlı ve salih amel cinsinden işe yarar bir hale gelmesini kolayca sağlayabilir, konuyu nihayete erdirebiliriz.

Peygamberimiz aleyhisselam buyurmuşlardır ki; “Dilini tutan kurtuldu.”

Cennetin ortasındaki köşklerinizde, Genç Adam dergisi yazarları ve yayın kurulu üyeleriyle birlikte misafiriniz olabilmek ümidiyle…

Allah’a emanet olunuz.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.