İLKADIM KİTAPLIĞI-Mabetsiz Şehir / Osman Yüksel Serdengeçti

İLKADIM KİTAPLIĞI-Mabetsiz Şehir / Osman Yüksel Serdengeçti

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ay sizlerle Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’nin Serdengeçti dergisinde yayımlanan yazılarını topladığı Mabetsiz Şehir isimli kitabı inceleyeceğiz.

Bizler bazı isimleri duyarız. Duya duya o isimlere karşı aşinalık kazanırız. Herhangi biri duyduğumuz o isimle ilgili bir şey sorduğunda da biliyor havasında kalıplaşmış cümleler söyleriz. Sanki Osman Yüksel Serdengeçti de o duyduğumuz ama tanımadığımız isimlerden biri. Kendisiyle ilgili bildiğimiz üç beş olayın dışında daha fazla bilgi veremez gibiyiz sanki. Kendisiyle ilgili yazılan kitapları veya kendi yazdığı kitapları okuduğumuzda artık yakından tanımaya başlıyoruz onu.

Mabetsiz Şehir kitabı da Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’yi biraz daha yakından tanımamızı sağlayacak kitaplardan biri. En azından 1940’lı 1950’li yılları tanımamız açısından güzel bir kitap. Kitapta Osman Yüksel Serdengeçti’nin fikir dünyasını, milli değerler dünyasını, dini kaygılarını kısacası yazarımızı SERDENGEÇTİ yapan özellikleri yakından görüyoruz. Dertli bir insan. Davası olan bir insan. Derdinin, davasının delisi olan bir insan SERDENGEÇTİ.

Kitabın ismini nereden aldığından başlayalım. Mabetsiz Şehir diye tavsif edilen Ankara’da Yenişehir olarak kurulan bölgeden. Bu şehir imar edilirken tamamen Batı’nın örnek alındığı bir şehir inşa edilmeye çalışılıyor. Yeni adetler içinde namaza yer olmadığı için camiye gerek duyulmuyor. Yeni şehirde balo salonları, orkestra salonları vb. eğlence mekanları ön planda tutuluyor. Osman Yüksel’e yaşlı bir amca “Evladım! Burada namaz kılacak yer yok mu?” diye sorar. Osman Yüksel de “Bu şehrin insanlarının mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarındadır.” cevabını verir.

Kitabın sayfalarında ilerlediğimiz zaman ahlaki bozulmanın çok önceden başladığını görüyoruz. Cumhuriyetin ilk yılları diyebileceğimiz 1940’lı yıllarda bile üniversite gençlerinin hali içler acısı.

Osman Yüksel “Kim bir kötülük görürse eliyle düzeltsin, eliyle düzeltmeye gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmiyorsa kalbinden buğzetsin. Bu da imanın en zayıf noktasıdır.” hadis-i şerifiyle amel etmeyi kendine şiar edinmiş bir mücahittir. Etrafındaki yangına bana ne demiyor. Ben ne yapabilirim şuuruyla hareket ederek SERDENGEÇTİ dergisini çıkarıyor ve kalemiyle mücadele ediyor.

Kitabın her bir bölümü bizleri 1940’lı yılların sonuna, 1950’li yılların başına götürüyor. İstifade edilecek bir kitap.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.