Cemiyetten Cinnete Bir Toplumun Evrimi

Cemiyetten Cinnete Bir Toplumun Evrimi

Son zamanlarda toplumda yaşanan olaylar ‘Bize neler oluyor?’ sorusunu akla getiriyor. Tarih boyunca çalkantılı dönemler yaşamış bir milletin varisleriyiz. Savaşlar, barışlar, kıtlıklar, bolluk dönemleri, hastalıklar vs. birçok şey yaşamış atalarımız. Ama sanmıyorum ki günümüzdeki kadar cinnet hali görmemiştir bu millet. Bu kadar aşağılara düşmemiştir necip milletimiz.

Cemiyet yani toplum; kültürüyle, örf adet ve gelenekleriyle bir bütün olmuş, aynı toprak parçasını vatan bellemiş, aynı bayrağa saygı duymuş, aynı milletin evladı olmuş, birlikte yaşama kültürünü en içten yaşamış insan birlikteliği. Peki, bu tanımı sokaklarımızda, pazarımızda, okulumuzda, apartmanımızda yani bilumum ortak yaşam alanlarında şu an görebiliyor muyuz? Nerede kaldı birlikte yaşama kültürümüz, nerede örf adetlerimiz? “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” Hadis-i Şerifini kaçımız hatırında tutuyor?

Toplum öyle bir hale geldi ki, cemiyet kavramını çoktan yırtıp atmışız kenara. Her gün binlerce örnekle karşı karşıya kalarak temaşa ediyoruz bu çöküşü, maalesef! Eskiden talebe olan öğrencilerimiz, kendine harf öğretene köle olmak şöyle dursun, odasını basıp cinayet işler duruma gelmiş. Ceviz kabuğunu doldurmayacak sebeplerden çekip silahı canına kıyabiliyor bir insan bir başka insanın. Doğaya ve hayvanlara saygı ve sevgi desen esamesi okunmaz hale geldi. Tüketim çılgınlığına kapılan bireyler her şeyi yok ederken arkasında çöp yığınları ve israftan başka bir şey bırakmaz oldular. Güven duygusunu kaybedeli sanki asır olmuş gibi bir hava var. İnsanlar aynı apartmanda ve hatta aynı evde yabancı yaşıyorlar artık birbirlerine.

Gençlik ne âlemde peki? Nereye gidiyor gençlerimiz? Toplumun cemiyet kısmını ihya eden genç mi, yoksa cinnete ön ayak olan genç mi? Soralım kendimize, cemiyet için biz ne yapıyoruz? Toplumu ayakta tutan değerlere katkımız ne oranda? Değerlerimizi yaşatmak için gayretimiz ne durumda? Müslüman şahsiyetimizi, yaşantımızı cemiyete aktarmak için gayretimiz var mı?

Sorular çoğaldıkça yükümüzün ağırlığını hissedeceğiz. Ama hissetmekle iş çözüme kavuşmuyor maalesef. Toplumumuzdaki bu cinnet halinin bir an önce son bulması için genç adamlara dünden daha çok ihtiyacımız var. Müslüman kimliğini koruyan ve şahsiyeti ile cemiyete ön ayak olabilecek genç adamlara ihtiyacı var bu necip milletin. Necip vasfından ziyade vandallar vasfını daha çok yakıştırmadan evvel titremeli ve kendimize gelmeliyiz. Tarihimizden aldığımız ışıkla günümüzü aydınlatma vakti gelip geçmekte. Bizler boş beleş işler için yaratılan basit ‘şey’ler değiliz. Eşraf-i mahlûkat olmanın şuuruna varmalı ve cemiyetimizi bu cinnet halinden bir an önce kurtarmak için sadece elimizi değil, bedenimizi ve yüreğimizi taşın altına koymalıyız.

Unutmayın! Bir Fatih, bir Kanuni, bir Abdülhamid kolay olunmuyor. Cemiyeti ayakta tutan birey olmak için çaba sarf etmek boynumuzun borcu. Gayret bizden, başarı Allah’tan…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.