Tüketim Kültürümüz

Ümmet olarak hemen her alanda muhasara altındayız. Adeta hayatın bütün alanlarında çağın getirmiş olduğu fitnelere maruz kaldığımız bir zaman dilimini yaşıyoruz. Mü’minler olarak ekonomi ve siyasetin iplerinin elimizde olmayışının bedelini ödüyoruz belki de… Zira ekonominin Allah’a iman etmeyenlerin elinde oluşu, tarımı onların idare ediyor olması insanlığın adım adım helake sürüklenmesi sonucunu doğuracaktır.
Tüketim anlayışımızın da şer güçler tarafından şekillendirilmeye çalışılması bizim için sıkıntılı bir süreci beraberinde getirmektedir. Fakat biz Mü’minler olarak bir hakikate iman ediyoruz ki o da şudur: “Eğer biz Allah’la berabersek hiçbir zaman ve mekânda bizim için çaresizlik ve mağlubiyet söz konusu değildir!” Evet, yaşadığımız şu asırda aleyhimize yapılan propagandaların hat safhaya ulaştığı doğrudur. Fakat umudumuz odur ki mü’minlerin samimi gayretleri ve Allah’ın yardımıyla dünya denen şu imtihan sahasında sorumluluklarımızı yerine getirip Rabbimize kavuşacağız ve inşallah Adn cennetlerinde buluşacağız.
Tüketim kültürümüz başlığı altında Kur’an’ımızdan iki ayet bize engin ufuklar açıyor. İlk olarak Bakara suresinin 168. ayeti. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Yeryüzünde olanların Helal ve Tayyib olanlarından yiyin. Sakın ha Şeytan’ın adımlarını takip etmeyin! Zira o sizin apaçık düşmanınızdır.”
• Öncelikle hitabın insanlığa oluşu sanki tüketim ahlakının Müslümanlıktan önce insanlığın bir gereği olduğunu ortaya koyuyor.
• İkinci olarak tüketim hususunda iki önemli nokta gözlerimizin önüne seriliyor. Yiyeceklerimiz ‘Helal ve Tayyib’ olacak. Bunun açılımı; “Hem Allah’ın haram ettiği bir şey olmayacak hem de sağlık açısından sıkıntılı olmayıp temiz olacak. Tıbbın yasakladığı bir ürün de olmayacak.
• Ve ayetin üçüncü cümlesi de bize şunu anlatıyor: Eğer ‘Helal ve Tayyib’ kalitesinde bir tüketim anlayışınız olmazsa Şeytan’ın adımlarını takip ediyorsunuz demektir.
Bugün tüketim konusunda Şeytan’ın adımlarını takip edenlerin sadece kâfirler olmadığını Müslümanlardan da bir sınıfın bu imtihanda sınıfta kaldığını esefle söylemek zorundayız. Midelerimize girmemesi gerekenlerin sadece domuz eti ve alkol olduğunu vehmetmemiz, helalliği noktasında şüphe bulunan ve tıbbın ‘Aman ha, yaklaşmayın!’ dediği ürünlerin soframızda bulunması üzülerek ifade ediyorum ki Şeytan’ın ayak izlerini takip ettiğimizin belgesidir.
Ağır konuştuğumun farkındayım. Fakat bugün şüpheli ve zararlı gıdalarla beslenen nesillere yarın “Haydi Allah için kalk!” denildiğinde vaktiyle bünyelerine aldıkları gıdalardan dolayı hantallaştıkları için gevşeklik gösterip adeta yere çakılı halde kalmaları da bizim için çok ağır olacaktır.
Gıda ve tüketim hususunda ince düşünmek, ince hesaplar yapmak zorundayız. Zira yaşadığımız asırda belki de en büyük imtihan gıda üzerinden yürümektedir. Gırtlağımızdan aşağı inenlere dikkat etmedikten sonra kıldığımız namazdan lezzet duymamız da zorlaşmaktadır. Çünkü helalle beslenen bir vücut Allah’la beraber olmanın hazzına varabilir, ‘Helal ve Tayyib’ standartlarında beslenen nesiller Allah’ın dinine hakkıyla omuz verebilirler. Dolayısıyla biz Mü’minler olarak market reyonlarını dolduran ve bizim de bir şekilde tüketmek durumunda olduğumuz gıdalar hususunda seçici davranmak zorundayız. Böylece melekler bu konudaki gayretlerimize şahit olacaklar.
Bugün Türkiye’de -elhamdülillah- helal gıda noktasında ciddi ve samimi olarak işleyen bir kurumumuz var. Fakat Mü’minler olarak bu konuya gereken ehemmiyeti vermediğimiz için helal marketler çok yaygın değil. Bu hususta gayret edip helal marketlerin sayısını artırmalıyız. Şeytan’ın her konuda olduğu gibi tüketim konusunda da önümüze barikatlar kuracağı ve ayağımızı kaydırmaya çalışacağı kesindir. Dolayısıyla bu konuda dik durup gereken hassasiyeti ortaya koymak zorundayız.
Konumuzla alakalı ikinci ayetimiz Mü’minûn suresinin 51.ayeti. Rabbimiz buyuruyor ki: “Ey Peygamberler temiz şeylerden tüketin ve salih amel işleyin. Şüphesiz ben sizin yaptıklarınızı bilmekteyim.” Hitap Peygamberlere olsa da hükmü geneldir ve bütün mü’minlerin ortaya koyması gereken tavrı anlatmaktadır. Bakara suresinin ilgili ayetindeki anlam örgüsü burada da gözümüze çarpıyor. Esasen Rabbimiz bu ayette temiz ve sağlıklı şeylerle beslenin ki salih amel işlemeye takatiniz olsun mesajını veriyor.
Evet, Rabbimiz hakikati ortaya koyuyor. Ancak temiz ve sağlıklı beslenenler alınlarını zevkle secdeye koyabilirler. Ve Allah’ın ismini yüceltmeye namzet olabilirler. Rabbimizden bu konuda yardım istiyoruz. İnsanlığın tüketim konusunda ifratta olduğu şu asırda midelerimizi haramdan ve şüphelilerden muhafaza edip salih Mü’minler olarak Rabbimizin huzuruna çıkmayı temenni ediyoruz. Sözlerimizin sonu ve yaşamamızın amacı “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun!”