Temmuz 2014 M. Akif DENİZ A- A+
A- A+

Bunlar Neden Oluyor?

Bir müddettir AK partiyi iktidardan uzaklaştırmak için ülke genelinde girişimler yapılmakta. Görünen o ki bu operasyonlar bir müddet daha, milletvekilliği seçimlerine kadar devam edeceğe benziyor.

Uzaklaştırma operasyonu 2004 ve 2005 yıllarındaki darbe girişimleri ile başlayıp gezi parkı olayları ve 17-25 Aralık girişimleri ile doruk noktaya tırmandırıldı. 30 Mart yerel seçimler öncesine denk getirilmeye çalışılan yıpratma girişimleri ile AK parti yerel seçimlerde oy oranını düşürecek ve iktidardan uzaklaştırılmanın önü açılmış olacaktı. Bunu sağlamak içinde kullanılacak konu olarak da bütün zamanların ortak konusu olan yolsuzluk/ hırsızlık seçildi. İktidarları zorlayacak olan anarşi ve terör durdurulmuş ülke genelinde bir barış/ kardeşlik havası oluşturulması başarılmıştı. Geriye sadece yolsuzluk/ hırsızlık konusu kalmıştı.  Yazılı – sesli – görüntülü her türlü medya aracılığı ile yapılan yayınlarda millet üzerinde güven problemi oluşturulmaya çalışıldı. Senaryo AK partinin bir önceki yerel seçimlerde aldığı oy oranı olan % 39 ‘un üzerine kuruldu.  Hedef AK partinin oy oranını %35 kritik sınırına çekmekti. Hele hele bu oran daha aşağılara çekilebilinirse zafer kazanma edası ile meydanlara çıkılacak ve AK parti iktidardan uzaklaştırılacaktı. 

Fakat kapalı kapılar ardında yapılan hesaplar seçim sandığına uymadı. Millet AK partinin oy oranını düşürmek yerine yaklaşık %6 daha artırarak iktidara güven tazeledi.

Peki bunlar niçin oluyor? Kimler kullanılıyor?

1950 seçimleri ülkede yönünü millete çeviren onun önceliklerine öncelik veren bir partinin Demokrat partinin iktidara gelmesi ile sonuçlandı. Adnan Menderes ezanı aslına çevirmekle birden halk kahramanı oldu. Ancak genç Türkiye Cumhuriyeti Devletinde belki bilerek belki de bilmeyerek yeni bir politika yöntemi geliştirmiş oldu. Yönetme sorumluluğunu kendisine veren halka karşı sorumluluk bilinci taşıma dolayısıyla halk için halka rağmen değil halk için halkla birlikte politikalar geliştirme anlayışını geliştirmiş oldu. Demokrat partiden sonra bu anlayış ile hareket eden siyasi parti ve liderler milletin sevgisini kazandılar. Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan bu anlayışla hareket eden liderler oldu.

Erdoğan son dönemin tartışmasız en karizmatik lideri.  Alışılagelmişlikleri bozuyor. Dışarıda İsrail devlet başkanına siz katilsiniz diyebiliyor, BM sisteminin çürüdüğünü kurulun toplantılarında yüzlerine karşı dile getiriyor, içeride sivil- askeri bürokrasiyle, patronlar kulübü ile basın – yayın baronları ile ve üniversite akademisyenleri ile karşı karşıya gelebiliyor ama her girdiği seçimden oy oranını artırarak çıkabilme başarısını gösterebiliyor. Üstelik her seçim öncesinde oluşturulan yıpratma- devirme operasyonlarına rağmen. Bunun bence tek bir açıklaması var kendisinin Allaha ve milletine karşı sorumlu olduğunu düşünerek geliştirdiği çözüm önerilerinin milletin onay vereceği politikalar olmasına özen göstermesine bağlıyorum. Bu aynı zamanda bunlar niçin oluyor? Sorusunun cevabını da teşkil ediyor.

Birileri eskiden beri bu ülkenin ve milletin sahiplerinin kendileri olduğuna inanmış ülke ve milletin geleceği hakkında karar verme yetkisinin sadece kendilerinde olduğunu sananlar bunun aslında böyle olmadığı gerçeği ile karşı karşıya kalınca bir türlü kabullenmek istemiyorlar.

Diğer taraftan uluslar arası arenada bize siz uydusunuz psikolojisi yerleştirilmiş ve bu anlayış bir şekilde politikacılarımıza yerleştirilerek bağımsız karar alma yetkimizi kullanamaz hale getirilmişiz. Bu psikoloji Özal ve Erbakan ile kırılmaya çalışılsa da konjonktür kırılmaya izin vermedi. Daha sonra Dünyada meydana gelen birtakım değişim ve gelişmeler Türkiye’nin hem önemini artırmış hem de çok daha güçlü bir şekilde bağımsız politikalar geliştirebilme hatta önümüzdeki 25- 50 yıllık dönemler için hedefler koyabilme yollarının açılmasını sağlamıştır. Tayyip Erdoğan başkanlığında ki kadrolarla bu fırsatlar iyi değerlendirilmeye çalışılmış ve bu belli bir oranda başarıya ulaştırılmıştır. İnsansız hava aracının geliştirilmesi, tank, helikopter, hızlı tren ve Marmara gibi çok kritik ama çok önemli projelerin gerçekleştirilmesi güven artırma ile birlikte hedef büyüterek beraberinde çok daha büyük ve etkili projelerin, kanal İstanbul, hava limanı, nükleer santral gibi projelerin devreye girmesi sonucunu getirmiştir. Bu gelişmeler de bunlar niçin oluyor?  Sorusunun uluslar arası boyutunun cevabını oluşturuyor.

Fakat durmak yok yola devam…

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Temmuz 2014

Sayı: 42