YENİ CHP LİDERİ K.K. İLE RÖPORTAJ !..

Tak tak tak atıverir, çok meşhurdur taklası
Bazen kuru bazen yaş, ağzındaki baklası
İpi kimin elinde oynatana baksana
O meşhur kuklacının, kuklasının kuklası
Türkiye, 12 Haziran 2011 tarihinde yeni bir genel seçime gidiyor. Seçimlere girecek siyasi partilerden, özellikle AK PARTİ, YENİ CHP ve MHP’nin Genel Merkezlerine, Milletvekili olabilmek için yoğun talepler oldu…
Partilerin Genel Başkanları ve yetkili organları tarafından, her partinin kendi değer ölçülerine göre, başvuru da bulunan aday adayları arasından bir seçim yapılarak listeler oluşturuldu ve 11 Nisan 2011 tarihi itibariyle Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildi.
Bu tarih, genel başkanların yaptığı birinci seçim traşı!. Aday adaylarının saçları ak mı, kara mı, görsünler diye…İkinci seçim traşı ise, 12 Haziran Pazar günü millet tarafından yapılacak; genel başkanların saçları ak mı kara mı, onlarda görsünler diye!
Yani, kimin milletvekili olacağına önce genel başkanlar karar verecek, onlar seçecek. Ondan sonra da, kendi seçtiklerini halka dayatacaklar: “Siz de sandığa gidin, OY pusulasının üzerinde, partimizin amblemi altındaki bizim seçtiklerimizin adları bulunan kısma hiiiç çekinmeden EVET mührünü basın.”diyecekler. Yâni, hem onlar seçecekler, hem de biz seçmiş gibi olacağız!. Seçimlerden sonra kimler kaç sene , “Oooyy, Oooyy” çeker Allah bilir gayri…
Derdine yandığımın Demokrasisi! Dadından yenmiyor canım!
Ben bu düşüncelere dalmışken, Doğan Dedenin TV kanalında bir son dakika haberi: Yeni CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; YSK’ya verilen listelerle ilgili açıklama yapıyor. Açıklamadan sonra, çoğunluğunu “Silivri Tv Muhabirleri Derneği”ne mensup gazetecilerin sorularına cevap veriyor sayın Kılçdaroğlu. Bir gazeteci:
-Efendim, Yüksek Seçim Kurulu’na vermiş olduğunuz listeyi gördüğümüzde , biraz şaşırdık doğrusu!. CHP’nin bütün ağır toplarının liste dışı kaldığıyla ilgili yoğun eleştiriler var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Şaşırmanızı gayet doğal karşılıyorum. Çünkü, bu listeyle biz bir DEVRİM gerçekleştirdik. Benim adım KEMÂL. Bilirsiniz ki Kemâller devrimci olur! Eski CHP’nin kurucusu, ulu önderimiz Mustafa Kemal.Yeni CHP’nin kurucusu bendeniz. YÖK eski başkanı Kemal Gürüz. İTÜ eski rektörü Kemal Alemdaroğlu. Eski grup başkan vekili Kemal Anadol.Ünlü romancımız Yaşar Kemal. Şu anda Silivri nöbetinde bulunan Kerinçsiz Kemal. Rahmetli KEMAL Sunal..Görüyorsunuz Kemallerin neler başardıklarını!..
-Efendim ama, sayın Kemal Anadol partide önemli bir isim.Uzun bir dönem Grup başkan vekilliği yaptı. AKP’ye karşı her zaman ön saflarda savaştı.Şimdi ise liste de yok. Bu nasıl olur anlamıyorum!
-Bak arkadaşım, sana dürüstçe bir şey söyleyeyim! Daha yaşın genç, ilerde anlarsın! Hem de her insan, her işten anlamak zorunda değil ki! Örneğin dün eski CHP’nin başına, bir anda nasıl getirildiğimi bende anlamadım! Ama bugün, bir devrim gerçekleştirdim ve yeni CHP’nin genel başkanı olarak karşınızdayım işte. Kemal Anadol’a kafayı takmayın siz, unutun gitsin. Hem de; Ağlayarak aç gidenler tok gelir, CHP’ye iki Kemal çok gelir!
-Sayın Kılıçdaroğlu, konuyu Kemallere getirip, ‘ağır topların liste dışı kalmasının nedenlerini’ es geçiyorsunuz ama!
-Hayır arkadaşım es geçmiyorum. Benim adım Kemal. Elbette Kemallerin önemini yadsıyamayız. Sadece birkaç örnek verdim, o kadar. Şimdi şu ‘ağır toplar’ meselesine gelince; öncelikle belirteyim ki, böyle bir ifadeyi yadırgadığımı söylemek durumundayım! ‘Ağır toplar’ ne demek arkadaşlar? Ben bu tür ifadeleri, bu tür beyanları, listeye yeni giren arkadaşlarımın tamamına hakaret sayarm. Yâni onlar, sizin ifadenizle ‘ağır toplar’da, bunlar ‘hafif tüfekler’mi ?..
-Efendim, size genel başkanlık yolunu açan eski genel sekreter Önder Sav’ı niçin tasfiye ettiniz?
-Bakın arkadaşlar, siz hâlâ eskiden bahsediyorsunuz! Artık yeni CHP var. Lütfen kabullenin bu gerçeği. Bana genel başkanlık yolunu açan sayın Önder Sav’ın açtığı yoldan, ben aynen yürüyorum. Yoldan çıkmadım ki. CHP’nin tek önderi vardır, o da Mustafa Kemal’dir. Başka önder tanımıyorum. Yâni, bizde bu devrimi tek başımıza yapmadık her halde. Diğerleri gibi, Sayın Önder SAV’ı da, sav gitsin dediler, biz de savdık gittiler. Süheyl’imin dediği gibi; ‘Kâğıttan kaplan’mış hepsi!..
-Yâni Sayın Kılıçdaroğlu; Sayın Önder Sav, Sayın Kemal Anadol, Sayın Hakkı Süha Okay, Sayın Yılmaz Ateş, Sayın Mustafa Özyürek, Sayın Canan Arıtman gibi, CHP’nin omurgasını teşkil eden ve yıllarca CHP’yi sırtında taşıyan bu arkadaşlarınızı listeye almamanız, bir tasfiye operasyonu değil midir sizce? Cidden merak ediyoruz ne diyeceksiniz?
-Yahu arkadaşlar, medya mensupları olarak, beni ve CHP’yi yakından tâkip ettiğinizi biliyorum. Elinizi vicdanınıza koyarak, siz söyleyin Allah aşkına.. Yıllarca bu arkadaşlar mı CHP’yi sırtlarında taşıdı, yoksa CHP mi bunları taşıdı? Böyle sav sav sorularla, konuyu sabote edip de savsaklamayın lütfen, rica ediyorum!
Eğer CHP’yi bu zamana kadar, bunlar sırtında taşımışsa, eh ne diyelim, sırtlarına sağlık. Çok teşekkür ederiz. Yorulmuşlardır, bir müddet dinlensinler! Yok eğer, CHP bunları taşımışsa, el insaf yâni. Lütfen insinler de biraz da CHP dinlensin!
Değerli arkadaşlar; önemine binaen bir kere daha şu iki hususu vurgulamak istiyorum. Birinci husus: Bundan sonra Yeni CHP’nin birilerini sırtında taşıması veya birileri tarafından bir yerlere taşınması asla söz konusu olamaz. Benim adım Kemal, ben buna müsaade etmem! İllâ taşınması gerekiyorsa, taşınması gereken yer bellidir… Onu da ben taşırım. İşlerimin yoğunluğundan dolayı şimdilik genel merkezi Silivri’ye değil, Silivri sakinlerini genel merkeze taşıyorum. Bundan da gayet memnuniyet duymaktayım..
İkinci husus: Arkadaşlar kesinlikle bu parti içinde bir operasyon değildir. Bu yandaş medyanın uydurmalarıdır, iftiralarıdır! Asıl operasyonları, yandaş medyayla, yandaş yargıyla AKP yapıyor, CHP’nin ve Cumhuriyet’in kalelerine…Ama yıkamayacaklar…
Arkadaşlar hiç merak etmeyin…Parti içi demokrasi gayet güzel işliyor. Bu hareket, bir ‘TASFİYE’ hareketi değil, bir ‘TESVİYE’ hareketidir. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz… Benim adım Kemal. Benim tesviyem de böyle işte.
-Sayın genel başkanım; Liste dışı kalan eski arkadaşlarınızdan biri aynen şöyle diyor: ‘Vefa 1.ligdeydi. Küme düşünce bizim partide de vefa kalmadı. Küskünler oluşturuldu. Aldığım telefonlarda, ‘örgüt kaynıyor’ lafları duyuyorum. Ne diyorsunuz?
-Ne diyeyim ben bu arkadaşımıza! Allah akıl fikir versin diyorum. Bir defa Vefa 1.ligden ne zaman düştü? Benim dönemimde böyle bir düşme olmadı. Arkadaş yanlış hatırlıyor. Küskünler oluşmuş, oluşabilir. Önümüzde 19 Mayıs Bayramı var, hepsiyle barışırız. Örgütlerin kaynama işine gelince; varsın kaynasın, kime ne zararı var? Kaynayan kazanın taşmaması için, elinde kepçe olanlar sürekli karıştırmalıdır!
-Sayın başkan; daha önceleri; ‘2B bir ihanet projesidir.’diye Anayasa Mahkemense götürüp iptal ettirdiniz. Bugün ise; ‘2B Barış Projesi’ diye sunuyorsunuz. Bunların hangisi doğru?
– Bunların ikisi de doğru.. Allah Demirel babamıza uzun ömür versin. O’nu başımızdan eksik etmesin!..O’ndan daha öğreneceğim çok şeyler var benim..
-Efendim, Elazığ Ticaret Lisesine Kemal KARABULUT olarak kayıt yaptırdınız; Kemal KILIÇDAROĞLU olarak mezun oldunuz! Soyadınızı niçin değiştirdiniz? Bir de şayet iktidara gelirseniz, başka neleri değiştireceksiniz?
-Şimdi böyle bir günde, bu münasebetsiz sorunun ne gereği vardı. Ama madem sordunuz, söyleyeyim.. Benim adım Kemal, babamın ki Kamer. Soyadımı da ben değil, babam değiştirdi! Tamam mı.. Hem bir halk türküsü var, sen duymadın mı? ‘Kara bulutları kaldır aradan’. diye!
1946’dan beri kitlesel sara nöbetleri tutuyor. Eğer Yeni CHP bir iktidara gelirseeee, daha neleri değiştireceğimi bu halk o zaman görecek! Az daha sıkalım dişimizi canım Yoldaşlar… En güzel demler, en güzel cemler sizin olsun!