Yaz Geldi Tatil Olduk Mu?

Müslümanın ne için yaşadığını ve nasıl yaşaması gerektiğini oryaya koyan tek husus Allah rızasını kazanmaktır. Yaratanının çizdiği sınırlar içerisinde hareketle hayatını tanzim etmek de tek gayesi olmak durumundadır. İyi bir Müslüman tatil, eğlence, dinlenme adı ne olursa olsun yaptığı her işte olduğu gibi bunları da dini ve insani görevlerini ihmal etmeden, dinden uzaklaşmadan, Allah’ın rızasına uygun, sınırlarını aşmadan yapmalıdır. Allah yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “(Onlar) tövbe eden, ibadet eden, hamd eden, gezip dolaşan, boyun eğip secdeye kapanan, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan, Allah’ın çizdiği sınırları koruyan kimselerdir. Müminleri müjdele.”(Tevbe, 112)
Müslüman hayatta hiç bir şeyi Kuran’a, sünnete ters yapamaz, yapmamalı. Nasıl ki namaz kılarken, oruç tutarken, zekât verirken, nikâh yaparken Allah’ın emirlerini uygulayıp, sınırlarını ona göre belirliyorsa dinlenirken, eğlenirken, oyun oynarken vs. de Allah’ın emirlerine uymak zorundadır. Bundan hareketle bir Müslüman meşru sınırlar çerçevesinde tatil yaparken, eğlenirken Allah’ın razı olacağı şeyleri yapabileceği gibi, (Allah korusun) tatil yaparken, eğlenirken Allah’a isyan içerisinde Allah’ın razı olmayacağı şeyleri yapıp, sınırları aşıp kaybedenlerden olabilir. Sıfır eğlence, hiç gülmeme, sürekli ibadet içinde bir hayat tarzını bizden ne Rabbimiz ister; ne de Peygamberimiz (sav) bize böyle örnek olmuştur. Resulullah (sav) sahabesi ile bir araya geldiğinde şakalaşan, şiirler okuyan, çocuklarla oyunlar oynayan ama din ile alakalı bir şey olduğunda emri hemen yerine getiren ve bu emri ciddiyetle uygulayan örnek bir liderdi. Yine yanına gelip sürekli namaz kılacağını, oruç yutacağını ya da hiç evlenmeyeceğini söyleyen bazı sahabelere; “Rabbinin sende hakkı var, bedeninin sende hakkı var, ailenin sende hakkı var, her hak sahibine hakkını ver.” buyurarak dünya yaşantısındaki dengenin nasıl kurulacağı konusunda sahabesini ve ümmetini uyarmıştır.
Çocuklarımız, ailemiz için Allah’ın çizdiği meşru sınırlar içerisinde çalışırsak tabi ki sonuçlar hayır olur. Allah’ın iyi iş yapanlara vaat ettiği, dünyada huzurlu bir hayat, ahrette ebedi saadet ve cennettir. Şüphesiz hem bu dünyayı hem ahreti kazanmak isteyen akıllı mü’min bu huzuru ve cenneti kazanmak için gayret sarf edendir kişidir.
Hep beraber yoğun bir eğitim öğretim döneminden, okul döneminden yorularak çıktık. Yaz geliyor, okullar tatil oluyor. Kimimiz çocuklarımız için önceden kurslar ayarladık, kimimiz yaz okulları ayarladık, kimimiz camiye göndermeyi düşünüyoruz. Ama maalesef çocuklarımızı kurslara, camilere gönderince ana babalık vazifesi bitmiş gibi yaz rehaveti ile kendimizi ve çocukları salıveriyoruz. Çocuklar camilere, kurslara gidip gelince evlerde ailenin başka bir sorumluluğu yokmuş gibi eğitici etkinlikler, aile içi sohbetler vs. yapmadan sadece televizyonda yaz dizilerini izleyerek, ahlaksızlığı pompalayan dizilerin bilmem kaçıncı tekrarını yeniden izleyerek, bilgisayar, cep telefon ve tablet oyunları ile hem kendi vakitlerimizi hem de çocuklarımızın vakitlerini ve zihinlerini katlediyoruz. Unutmayalım ki; her şeyin israfı haram olduğu gibi dinimiz vaktin de israfını haram kılmıştır. Küfür ehlini taklit ederek beş yıldızlı otellerde gününü gün ederek, günaha teşvik eden oyun ve eğlenceye dalarak, vakit ölsün diye etkinlikler yaparak, bir de geceleri gündüz gibi oturup gündüzleri gece gibi uyumayla geçirerek harcanan yaz tatili Müslüman için kazanç değil hesabı zor verilecek ömür kesitidir şüphesiz.
Aslında yaz mevsimi hasat mevsimidir kıymetini bilene. Ürün toplama mevsimidir. O halde yaz ayları bizim için büyük nimettir, fırsattır. Bu yaz aylarında çocuklarımızı, kendimizi dini bilgilerimizi arttırmak, kültürümüzü geliştirmek için güzel planlayarak geçirebilmeliyiz. Hem kendimizi, hem de aile fertlerimizi “yakıtı insan olan cehennemden korumak “ için iyi değerlendirmeli, kültürümüzü geliştirecek geziler yapmalıyız. Ailece güzel, hoş ve birlikte zaman geçirirken aynı zamanda tatlı hatıralar bırakacak eğitici programlar yapabilmeliyiz.
Sahi Rehberimiz, Canımız, Cananımız, Efendimiz; Muhammed Mustafa (sav) tatil yapmış mı? Arabistan yarımadasında yazları tatilini nasıl geçirirdi? Doğrusu kaynaklarda Peygamberimizin tatil yaptığı ile ilgili hiçbir kayda rastlanmamakla birlikte; ashabı ile birlikte çevre gezileler yaptığı, bayramlarda ashabı ile bayramlaştığı, bol tefekkür edip etrafındakileri bu yolla da eğittiğini, “seni yaratan Rabbinin adı ile oku” ayetinin gereği kâinat kitabını okuyarak ümmetine de kâinat kitabını okumalarını tavsiye ettiğine dair rivayetlere rastlıyoruz.
Göz güzeli görmekten zevk alır, beyin öğrenerek kendini geliştirir ve mutlu olur. Gözümüzü Allah’ın yarattığı güzellikleri seyrettirerek, beynimizi de bu güzellikleri nasıl ve niçin yaratıldığı hikmetlerini düşündürerek mutlu edebiliriz ve yaratılış gayesine uygun hizmet ettirebiliriz. Böylelikle Rahman olan Allah’ın bize verdiği beden, ömür ve vakit hazinelerini doğru kullanmış oluruz. Bu hazineyi boşa harcamak Allah’ın sevgili kullarına yakışmaz. Her iş ve faaliyetimizde hazine olan bedenimizi, ömrümüzü ve vaktimizi Allah’ın rızasına uygun harcar isek kazananlardan, cennetini hak edenlerden oluruz. Değil mi ki akıllı Müslüman; cehenneme götüren bir davranış tarzı içerisinde değil, cennete götüren bir davranış tarzı içerisinde hayat sürmelidir. Dua ile…