Yağmurun Habercisi

Bugün yine dumanlı dağların yüzü. O karanlık ve kasvetli yüzü ile yine kapatmış gri bulutlar gökyüzünü. Kuşların bile uçası yok bugün nedense. Sesleri bile bi ayrı çıkıyor o küçücük gagalarından. Her canlı gibi onlarında hoşuna gitmiyor bu karanlık hava anlaşılan. Sanki hayat duruyor. Ne sokakta oynayan çocuklar, ne ötüşen kuşlar ne de hayatın meşakkatine kapılmış insanlar var ortada. Nerede bu canlılar? O kadar mı incitiyor insanın yüreğini bu gri bulutlar?
Oysaki yağmurun habercisidir bu hava ve karanlık gökyüzü. Rahmetin yeryüzü ile buluşacağı müjdeler. Hepimiz bu ince ayrıntıdan haberdarız belki ama yine bulutlu havalar yerine masmavi, günlük, güneşlik gökyüzü tercih ederiz. O güneş ışınlarının nazlı nazlı pencereden içeriye süzülüşü bile ayrı huzur verir insanın yüreğine. Evin, odanın rengini değiştirir çünkü. Ve sanki seni harekete geçirmek içindir güneşin bu çabası.
Ne var ki boşunadır insanın beklentisi. Güneşin ışıltıları yerine bulutların griye boyadığı bir hava hâkimdir yeryüzüne. Bulutlar yorgundur. Kucaklarında biriktirdikleri damlaları bırakma zamanını beklerler. Yeryüzü ise ha yağdı ha yağacak diye aynı bekleyiş içerisindedir. Ve işte beklenen an gelir gri bulutlar, o ağır ama berrak yüklerini bırakıverirler. Ve yeryüzü rahmeti ile buluşur. Bardaktan boşanırcasına deli gibi yağar. Ortalıkta bulunan bir iki canlı da bir yer arama çabasındadır. Bu çaba boşuna değildir. O deli gibi yağan yağmur insanın iliklerine kadar işler. Ve işte insan için yine bir bekleyiş başlar. Çünkü insanın yaradılışındandır beklemek. Hamile kadın doğum yapacağı günü bekler, çalışan insan eve gideceği zamanı bekler, öğrenciler okulun biteceği günü bekler, yaşlı nine ve dedeler öleceği günü bekler… Hayat böyle devam eder.
Rabbim her şeyi o kadar ince ayrıntılı yaratmış ki, hiçbir şey günü gelmeden gerçekleşmez. Gerçekleşmeden önce de belirtilerini sunmuştur zaten. Hiçbir şey birden bire olmaz. Sabrı bilmelidir insan.
Söylediğim gibi hamile kadın, bugün hamile olduğunu öğrenip, yarın doğum yapamaz, çalışan insan mesai bitmeden işi terk edemez. Öğrenci yılsonu gelmeden okul bitti diyemez. Nine ve dedelerimiz bir ömrü geride bırakır belki ama bugün ölmek istiyorum deyip ölemez. Zamanını beklemelidir insan her şeyin.
Yağmuru beklediği gibi…