Ülkelerde Bayram

Ülkelerde Bayram

MYANMAR / Vahdettin Kaygan

Bizde olduğu gibi bayram sabahı bir sevinç ve mutluluk var ama Budist hükümetten korktukları için Müslümanlar her şeyi aleni yapamıyorlar. Hükümetten gizli olarak camilerde bayram namazını eda etmeye çalışıyorlar.

Büyük meydanlara çıkıp bayram namazını kılamıyorlar. Ancak devlet otoritesinin etkisini pek hissettirmediği, kıyıda köşede kalmış bir kasabada alanlara çıkıp bayram namazını eda edebiliyorlar. Onun dışında da ya camilerde ya evlerinde bir şekilde bayram namazlarını eda ediyorlar. Kadınlar da bayram namazına gidiyor. Ama malum baskı sebebiyle bu durum da oldukça sınırlı. Myanmar’da bizdeki gibi ev ziyaretleri olmuyor ama insanlar birbirlerini soruyor. Zaten Myanmar’da bir köyden komşu ya da başka bir köye geçmek için merkezi otoriteden izin almanız gerekiyor. Bu yüzden bir köy diğer köylerde neler olup bittiğini duymuyor. Ama her yerde olduğu gibi bayramlarda çocuklar sevinir. İmkânı olanlar çocuklara yeni elbiseler alır. Çocuklar ziyarete giderler, çeşitli oyunlar oynanır.

Kurban bayramında et dağıtırken bir yere bir poşet et verdik, o kadar çok dua ettiler ki. Yerel dili bilmiyordum, bir sorun bakalım ne oluyor dedim, buradaki çocuklar bir yıldır hiç et görmedi, bu eve bir yıldır et girmedi dediler. Bunu öğrendiğimde çok etkilendim ve böyle bir hayra vesile olduğum için elhamdülillah dedim.


DOĞU TÜRKİSTAN / Vahdettin Kaygan

Çin hükümeti hiçbir STK’ya Doğu Türkistan’da çalışma yapması için izin vermiyor. Biz, Türkiye’deki Doğu Türkistanlılar aracılığıyla orada ortak faaliyetler yapmaya çalışıyoruz ama hiçbir zaman gidip de orada pankart açıp, bildiri dağıtamazsınız. Ramazan’da gıda kolisi, Kurban’da et dağıtımı yapamazsınız. Biz biraz daha üstü kapalı yollarla girmeye çalışıyoruz. Onun için Doğu Türkistan’da Ramazan ve Kurban bayramlarını yaşamak çok daha zor oluyor. İnsanlar camilere bayram namazını kılmak için gidiyorlar ama çok sönük geçiyor bayramlar. Namaz kılmalarında bir beis görülmüyor ama bayramları kutlamalarına müsaade edilmiyor. Bu durum uluslar arası camiada Çin’in güçlü olması ve üzerine pek kimsenin gidememesinden kaynaklanıyor. Doğu Türkistan’a ancak turist olarak girebiliyorsunuz. Ama bir yere kadar dünya basınına kendini duyurabilmişler ve herkes Doğu Türkistan’da neler olup bittiğinin farkında.


KIRGIZİSTAN / Orhan Şefik

Eskiden Sovyetlere bağlı başkentlerin çoğunda büyük bir meydan vardır. Bu meydanlar, genellikle millet meclisi, cumhurbaşkanlığı sarayı, başbakanlık gibi önemli devlet binalarının bulunduğu meydanlardır. Kırgızistan’da bayram namazlarını başkent Bişkek’te şehrin en büyük meydanında kılarlar. Bütün şehir oraya akın eder. Devlet kademesinde çalışanlar, milletvekilleri, aksakallılar dediğimiz ihtiyarlar, kanaat önderleri hepsi bayram namazına katılır. Meydana mihrap, minber kurulur. Bizim de ülkemizde hayal ettiğimiz bir özellik bu. Bizde nasıl baklava, börek yapılırsa onlarda da kendi yöresel yiyecekleri yapılır ve sofra sürekli hazır tutulur. Gelen misafir aç veya tok olsun önce sofraya oturtulur ve mutlaka bir şeyler yemek zorundadır. Sofradan sonra sohbete geçilir. Çat kapı girdiğiniz herhangi bir evde sizi sofraya buyur ederler. Bütün Türk cumhuriyetlerinde bu gelenek vardır. Ama bizdeki gibi el öpme, şeker toplama, harçlık alma gibi âdetleri yoktur.


SENEGAL / Vahdettin Kaygan

Afrika, Avrupalılarca uzun yıllar sömürüldüğü için insanlar kendilerine ait kültürü daha fazla ön plana çıkarma gereği hissediyorlar. Senegalliler dini ve milli bayramlarda Fransız kültüründen sıyrılıp kendi geleneklerine bürünüyorlar. Senegal, batı Afrika’nın en stratejik bölgelerinden biri ve yıllarca Fransız sömürgesinde kalmış. Afrika’da Müslümanlar bayram namazlarını şehrin en büyük meydanında kılar. Beni burada en çok etkileyen şeylerden biri; sabah namazından sonra Müslümanların çok değişik, canlı, cıvıl cıvıl yerel kıyafetlerini giyip farklı renkler taşımalarına rağmen bir arada bayram namazını eda etmeleridir. Senegal’in başkentindeki bayram namazına bir milyon insan katılabiliyor. Ses sistemini kuruyorlar. İmam çıkıyor namaz kıldırıyor, hutbe okuyor. Harika.

Beyaz birinin kendileriyle birlikte namaz kıldığını ve onlarla birlikte bayramlaştığını görünce çok acayip oluyorlar. Bayramda et dağıtırken bir çocuk benim yanıma gizliden gizliye yaklaşmaya ve bana dokunmaya çalışıyordu. Bunu sonradan sordurdum. Beyaz birine dokunursak o beyazlık bize de geçer mi diye bir düşünceleri varmış. Özellikle bir yabancı varsa (benim gibi) neredeyse hepsi, onu gören herkes gelip ona sarılıyor, bir şeyler söylüyor. İnsanların çoğu Müslüman ama cahil bırakıldıkları için bir lokma ekmek veya çok basit bir şey karşısında dinini değiştirebiliyor. Bunların sayısı on binleri bulmuş. Yeterince bilgiye sahip olmadıkları için kim onlara gülerse, acılarını paylaşırsa, dertleriyle dertlenirse ondan yana oluyorlar. Onun için herkesten önce Müslümanların buralara gelmesi ve bu insanlara ulaşması lazım. Avrupalılar Afrika’yı terk ederken sadece askerlerini geri çekmişler. Kıtanın birçok ülkesinde yönetim halen Avrupalıların elinde. Ama buradaki Müslümanlar Myanmar ve Doğu Türkistan’daki Müslümanlar gibi değiller. Namaz, oruç gibi ibadetlerini daha rahat eda edebiliyorlar. Buradaki asıl sorun cehalet ve açlık.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.