Toplumumuzun Sosyal Medya İle İmtihanı

Yaşadığımız dünyanın yeni buluşlar, teknolojik değişimler ve yeni sosyal eylemlerle tanıştığında bir değişim, bir başkalaşım geçirdiği hakikattir.
İlk insanların yaşadığı dönemle, günümüz dönemi arasında şöyle bir tarihe mercek tutacak olursak, başlanan noktayla gelinen nokta arasında inanılmaz derecede yaşam farklılıkları gözlemlenmektedir.
Hele şu çeyrek asra bakacak olursak, sanki asırlar içerisindeki değişim yirmi beş yıla sığmış gibi durmakta.
Bu yazımızda sosyal medyanın toplum üzerindeki etkileri ve toplumun sosyal medya ile imtihanını kaleme almaya gayret edeceğiz.
Sosyal Medya Olmadan Önce Neler Yapıyorduk?
Sosyal medya öncesinde insanların birbirleriyle yüz yüze daha çok konuştukları hakikattir. Bir araya gelme oranları daha da yüksekti.
Komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Sadece ziyaretleşmeler ele alındığı vakit hakikat anlaşılacaktır. Taziye ve düğün tebrikleri dahi sosyal medya aracılığı ile yapılmakta maalesef. Tabii bizzat giderek acıyı ve mutluluğu paylaşmanın yerini tutamaz, tutmayacaktır.
Kadın erkek ilişkilerindeki mahremiyetin sınırlarının daha net ve daha koyu çizgilerle çizildiğini de söylemek mümkündür. Sosyal medya da yapılan işlerin söylenen sözlerin sosyal hayatta olanla hiçbir farkı olmadığını anlamak ve anlatmak mecburiyetindeyiz.
Özellikle gençlerimizin sanatsal, sportif ve gezi içerikli faaliyetlerinin sosyal medya veya oyun alanlarının dijitale taşınmasıyla azalığına şahit olmaktayız.
Sokaklarımız, caddelerimiz çocukların sesiyle yaz kış inlediğini bizzat bizler yaşadık ve yaşayanlara şahit olduk. Şimdi ise daha çok yaz mevsiminde ve yaşı on yaşının altında olanları görmekteyiz.
İnsan en çok değerlendirmesi gereken kıymetin zaman olduğunu idrak ettiği vakit hayatına anlam katabilir. Bu cümlemi sosyal medyasız zamanlarda daha iyi doldurabiliyorduk.
Altyapısı sağlam yapılmış binaların sarsıntılara karşı dimdik ayakta durduğu hakikatinden yola çıkarak kendisini iyi yetiştirmiş insanların sosyal medya gibi çağımızın bir yönüyle hayatı zorlaştıran buluşları karşısında zorlanmadığını görmekteyiz.
Kendini yetiştirmemiş ufak esintilerle yerle bir olan kimlik ve kişiliklerde ise sosyal medya tahribatın en büyüğünü gerçekleştirmektedir.
Elbette kendini yetiştirmiş insanların da sosyal medya ile imtihanı farklı açılardan gerçekleşiyor olabilir. Bu sınavı hiç yabana atmıyor ve üzerinde çokça tefekkür edilmesi gereken bir konu olduğu düşüncesindeyim.
Ekran başında geçirilen zamanın yetişmiş insanlarda kitap veya seccade başında geçirildiğini söyleyenlerin sayısını da hafife almamak gerekir.
Toplum Olarak Sosyal Medyayı Nasıl Kullanıyoruz?
Yapılan araştırmaları incelediğimiz zaman sadece gençlerin değil, orta yaş ve hatta ihtiyarlık dönemlerinde dahi akıllı telefon kullanımlarının çok yüksek seviyede olduğu görünmektedir.
Akıllı telefon uygulamaları içerisinde de sosyal medyanın özellikle de video paylaşım portallarının çokça kullanıldığını, ortalama 6 ile 8 saat arasında ekran açıklığı gözlemlenmektedir.
Ekranların yukarı aşağı, sağ ve sola kaydırma hareketleri ile gün boyu en fazla yaptığımız egzersiz olduğunu hepimiz tarafından itiraf edilmektedir. Herkes kendince bir muhasebeye girdiği zaman sosyal medya özellikle de video izleme noktasında yöneldiği eğilimler açısından bir de helaller ve haramlar açısından düşünülmesi gerekmektedir.
Sosyal Medyayı Nasıl Kullanalım?
- Bireysel eğitimimiz için sosyal medya alanlarında etkin ve yetkin eğitimci ve uzmanların sohbet, ders ve münazaralarını izleyerek amaca uygun kullanımında olumlu bir adım atabiliriz.
- Hakkın, hakikatin anlaşılmasında ve anlatılmasında aracı olarak kullanabiliriz sosyal medyayı. Aslında İsrail kâfirinin mazlum Filistinli kardeşlerimize yaptığı zulümleri dünya, büyük büyük geleneksel medya kanallarından çok, başta Filistinli kardeşlerimizin ve vicdanlı bireylerin kameralarından sosyal medya hesaplarına yansıyan paylaşımlarından görmüşlerdir. Dünyanın dört bir yanından zalimlere tepkiler çığ gibi büyüdü. Burada sosyal medyanın iyi kullanılmasının da katkısı oldu.
- Toplumun birbirine uzak olan kesimleri mesafe olarak yakınlaştırmada sosyal medya kullanımı önemli rol oynamaktadır.
- Özellikle dil bilen kardeşlerimizin ürettiği içeriklerle video ve yazılarla İslam’ın anlatılması, aktarılması sağlanabilir. Yani tebliğ ve irşad alanında da etkili iletişim kanallarından birinin sosyal medya olduğu çağdayız.
- Çocuklarımızın, özellikle de gençlerimizin ilgisini çekecek onlara yeni öğretme yönüyle ele alabileceğimiz sosyal medya içeriklerini oluşturabiliriz. Klasik öğrenme usullerinin çoğu geride kalmıştır. Uzun uzun anlatımları dinleyen gençlerimizin sayısı her geçen gün azalmaktadır. Daha kısa ve vurucu anlatımlar herkesin daha çok ilgisini çekmektedir. Elbette 40 dakika sohbeti, dersi dinleyen dinlediğini anlayan anladığını yaşayan insanlarımız da bulunmaktadır sayıları az olsa da.
Sonuç olarak, sosyal medyanın sosyolojik olarak hayatımızda önemli bir zaman dilimini meşgul ettiği hakikatinden hareketle, bizler bizi sorumlu tutacak ve hesabımızı zorlaştıracak işlerden kaçınarak, hakkın hâkim kılınması için bir araç olarak sosyal medyayı kullanabiliriz. Amacına uygun kullanılmadığı takdirde sosyal medya hesaplarımızın kapatılması gerektiğini bilmeliyiz.
Selam ve dua ile…