SÜPER Mİ KAHRAMAN?

Süper kahraman şirketinde sıradan bir gün, Patron en gözdesi Kaptan Spatula’ya yarın için talimat veriyor:
“- Yarın, saat iki de, büyük avm’nin dördüncü katında, elektronik malzemeler dükkânın da, medya ile beraber orda olacağız. Polis, hırsızı yakalamadan hemen müdahale et. Birkaç sert yumrukla halledersin zaten, ha bir de fan gurupların da orda olacaktır, agresif davranma!”
“-Tamamdır Patron.” dedi gür sesiyle.
Hırsızı, yakinen tanıyormuş edasıyla, Patron “- Unutmadan, Hırsız bizim elemanlardan yıpratma çocuğu!”
Bu muhabbetten sonra yarınki soyguna müdahale etmek için istirahate çekilen bordo pelerinli süper kahramanımız, duvarında asılı posterine hayranlıkla baktı, büyük insanım ben diye düşündü durdu. Sabah uyandı, görev listesine baktı: bir banka soygunu, kan davası meselesine müdahale, avm deki hırsızlık… o da neydi… Saat sekiz de miting alanında Başkana yapılacak silahlı saldırıya müdahale etmemek!! Son görevini onlarca kez tekrar ettikten sonra patronunu aradı:
Soğukkanlılığını koruyan Patron, iknacı sesiyle “-Sakin ol! Başkan, süper kahraman şirketiyle anlaşmadı. Süper kahramanı istemeyen başkana neden yardımcı olalım?” dedi.
Kaptan sinirini belli eder şekilde “-Göz göre göre ölümünü mü izlememi istiyorsun yani! “ dedi.
“-Sana öldür mü dedik! Müdahale etme yeterli. Konuşmamız bitmiş olmalı, şimdi git ve banka soygununu durdur. Kahramanlık yapmak istiyorsan, dediklerime uysan iyi olur.!”
Peleriniyle, son model arabasına binerek banka soygununun gerçekleşeceği bankaya doğru yol alan bordo pelerinli, ağır çekim yürüyüşü ve elindeki ne işe yaradığı konusunda efsanelerin dolaştığı çapası ile hırsızı serçe parmağı ile havaya kaldıran, Kaptan Spatula kameralara havalı pozlar vererek, sorulan soruları cevaplamıştı.
Polisten önce müdahale ediyor olmasıyla, akşam muhabirlerin dilinde muazzam bir haber olacaktı. Daha sonra aile dizilerinin ürün yerleştirmelerinde Kaptan Spatulanın resimleri, posterleri, tişörtlere basılmış resimleri, genç kızlar için ideal erkek figürü çizimleriyle oluşan reklamlar, dizinin bitiminde bir tartışma programı “Kaptan Spatula stratejisi hakkında bilmemiz gerekenler”, “Kaptan Spatula varken neden polise gerek var?” Meseleleri konuşulacaktı.
Kaptan Spatula, banka soygununda sonra, doğu dizisi çekimlerini andıran, yarım ağız şive yapmakta zorlanan oyuncuların arasında kısa metrajlı kan davası önleme filmi çekimini gerçekleştirdi. Programına harfi harfine uyan kahramanın, zihninde Başkanın suikastı hakkında düşünceler geçip duruyordu. Zamanı azalmıştı, bir kişinin öleceğini bile bile müdahale etmemek ne kadar kahramanlıktı? Avm hırsızıyla, medyaya verdiği pozlardan sonra, düşünceler içinde saat sekize kadar ne yapacağını düşündü. Miting alanına sivil kıyafetlerle gitmeyi, polisi aramayı veya miting alanında kargaşa oluşturarak dikkatleri dağıtmayı düşündü. Sivil kıyafetlerini giyip, evden çıkmak için kapısını açmıştı ki Patronu karşısındaydı.
“-Hayırdır? Miting alanına mı?”
“-Hayır, kahramanlık dışında başka bir işim var, o yüzden sivilim.” Dedi kaptan.
Zihninden geçenleri anlamış, bilge tavrıyla “-Bak, Kaptan Spatula, Başkana yardım edemezsin. Şirketimizle anlaşmıyor. Eğer bugün kahraman şirketiyle anlaşmayan bir başkan ölürse, yarın gelecek olan tüm başkanlar bizimle anlaşmak zorunda kalacak. Halk bizim vazgeçilmez olduğumuza inanmalı. Anlıyor musun? Kötülük olmazsa, kahramanlığın ne önemi var? Şimdi miting alanına git ve kameralar karşısında gözyaşlarını göster muhabirlere. Onlara ‘Başkanı ne kadar çok sevdiğini, kendini asla affetmeyeceğini aslında burada Polisin de suçlu olup seni miting alanına istemediklerini ‘söyle.” Tüm nefret ifadeleriyle, emrini vermişti Patron.
Son dakika haberleri, muhabir hanım ağlamaklı şekilde “Miting alanında, kimliği tespit edilemeyen bir kişi tarafından iki el ateş edilen silah, Başkana isabet etti. Başkan olay yerinde hayatını kaybetti. Başkanın naaşı yarın saat iki de gerçekleştirilecek. Halk bu ani ölümün bir terör faaliyeti olduğunu düşünüyor. Bayraklar yarıya çekilmesiyle milli yas ilan edildi, Milletçe ortak dileğimiz ‘kahramanlarımız hep yanımızda, bizimle olmasıdır.’
Patron, muhabirin sözlerini yarıda keserek, elindeki kumandayla televizyonu kapattı. Olaylara aldırış etmeden, ay sonuna iki büyük devleti sokacakları savaşta hangi tarafın, şirkete daha çok para ödeyebileceği tezleri hakkında müzakerelere koyuldu. Savaşın sonucunu da belirlemeleri gerekiyordu, kahraman olarak çıkmaları için hamle planlamaları çoktan yapılmıştı. Kahramanlık dedi içinden, kötülük olmasa neyle ölçülecek?
….
Bu hikâye Psikolojide Fil yönetimi olarak anlatılmaktadır. Fil her gün aynı yoldan geçen bir canlıdır. Fil avcıları yola tuzak kurarak onu çukura düşürürler. Siyah elbise ile gelip iyice döverler. Bir iki gün sonra beyaz elbise ile gelip kurtarırlar. Fil, artık onları kurtarıcı olarak görür. Bu psikolojik savaş yöntemidir: Toplumu bunalıma sok, sonra kurtar ve kendine bağla, kahraman ol.
Son yüzyılın psikolojik savaşının esirleri olarak, kıssadan hisse çıkarmak değerli okuyucuya bırakılmıştır.