Süleyman Konak İlk 11’de

Süleyman Konak İlk 11’de

Süleyman Konak abimiz 1972 yılının Aralık ayında Rize’de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Rize’de tamamladı.1996 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Mezun olur olmaz Nevşehir’de Zeki Soyak hocamızın yanında Enderun camiasında hizmete başladı. Sırasıyla Enderun Eğitim Vakfı, İhya Yayıncılık, ilk adıyla ART FM (şimdiki adı Enderun FM) ve İlkadım Dergisi’nde hizmet etti. 2006 yılında ART FM radyosunun Kayseri’ye taşınmasıyla Kayseri’ye göç eyledi. 2009 yılında (35’inden sonra) kamu sektörüne geçti. 40’ından sonra yüksek lisansını tamamladı. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Bizden duymuş olmayın ama hamsi konusunda uzmandır.

1. Gençken ‘iyi ki yapmışım’ dediğiniz şeyler nelerdir?

Babamın elimden tutup köyden şehre giderek Rize İmam Hatip okuluna kaydolmak. (Rahmetli babamın “Önce Kur’an Kursu’na yazalım, hafız olup öyle İmam Hatip okuluna gidersin.” demesine rağmen önce Kur’an Kursu’na gitmediğim için de üzülüyorum.) 2. Üniversitede Zeki Soyak hocamızın talebelerinin evinde kalmış olmak. 3. Rahmetli Zeki Soyak hocamız ve Enderun camiasıyla tanışıp bu hizmetlerde bulunmak.

2. Kendi gençlik döneminizle şimdiki gençlik arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

Gençlik dönemini üniversite olarak temel alırsak en önemli farkı hayata bakış olarak görüyorum. Esasen buna Türkiye’deki İslami hareketler bağlamında bakmak gerekir. Dönemleri 1990’lı yılların Türkiye’si ve gençliği ile 28 Şubat sonrası Türkiye’si ve gençliği olarak ayırabiliriz. Bizim dönemimizdeki gençlik daha idealistti. Ki bu idealizm hedef olarak İslam devlet nizamını kapsamakta idi. Ve bizim zamanımızdaki gençliğin gündemi de farklı idi. Cihad, şeriat, ensar, muhacir, devlet… Şimdilerde ise maalesef dünyaya yön verenlerin zihinlere de yön vermeye çalışması ile gençliğin düşünce ufku da değişmiş durumda. Hayata daha pragmatist bakmaktalar. Ama tüm bunlara rağmen şimdiki gençlerde de bizim zamanımızda olmayan üstün yönler mevcut. Daha sosyal ve interaktifler.

3. Şu an gündeminizdeki konu başlıkları nelerdir?

Suriyeli sığınmacılar. (Suriye’de devam eden savaş, öncelikle siyasetçilerin ve ülkeyi yönetenlerin kafa yoracağı mesele.) Kundaktaki bebekten 80’ini devirmiş yaşlı insanlara kadar zulümden kaçarak bizlere misafir olan insanların durumu. Küçücük çocukların gözlerindeki pırıltıyı görünce, kendi çocuklarınıza bakmaktan utanır olmamız gerek. “Bu kardeşlerimize karşı ne kadar Ensar’lık yapmaktayız?” sorusu her an beynimizi kazımalı.

4. Heyecan’ı tanımlar mısınız?

Düşünüldüğünde sizi uyutmayan şey.

5. Telaffuz etmekten hoşlandığınız kelimeler nelerdir?

Mutlak surette “Selamun aleykum.” Her kapıyı açan sihirli kelime.

6. Otokontrolünüzü nasıl sağlıyorsunuz?

Şöyle düşünürüm: “Ben Müslümanım. Herkes kendine yakışanı yapar, öyleyse Müslümana yakışanı yapmalıyım.” Bu hususta iki büyük zattan söz aktarmak istiyorum:

“Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün.” Mevlana

“Benim istediğimi Allah istemiyorsa konu kapanmıştır!” Necip Fazıl Kısakürek

7. Dikkatinizi çeken Osmanlı padişahı hangisidir, niçin?

Yavuz ve Abdülhamit Han. İlki; 8 yıl gibi kısa bir sürede İslam ümmeti üzerindeki fitneyi kaldırarak, Osmanlı’nın Batı’ya doğru fütuhatını başlatmıştır. Ki bugün ümmetin böyle bir Yavuz’a ihtiyacı var. Diğeri ise 33 yıllık padişahlığı ile tüm iç ve dış düşmanlara rağmen memleketi ayakta tutmaya çalışmıştır.

8. Yakın tarihimizin bilinmesi gereken olayları sizce hangileridir?

Son yüzyılı Cumhuriyet’in ilk dönemlerine kadar irdelemek gerekir. Hatta daha da geriden başlarsak Tanzimat ve sonrası, I. Dünya Savaşı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları ve tek partili dönem. Şimdiki dünya haritası bu yıllarda çizildi ve bugünkü sorunların temeli o yıllarda atılmış durumda.

9. Genç Adamlar’ın okumasını düşündüğünüz kitaplar nelerdir?

Evvela hiç şüphesiz Kur’an-ı Kerim. Tabi mealiyle beraber. Zira birçok şeyi okumaktayız ama en çok okumamız ve idrak etmemiz gereken Kitap biraz geri planda kaldı sanki. Sonra temel eserler; Tefsir, Hadis, Siyer, İslam Tarihi ve en azından bir İlmihal (Zeki Soyak Hocamızın İslam Ahkâmı). Ayrıca; İhya’u Ulumi’d-Din – İmam Gazali, Mukaddime – İbni Haldun, Siyasetname – Nizamülmülk… Bunların dışında ilmiyle ve fikriyle irfan sahibi zatların eserlerini okumalarını tavsiye ederim. Birkaç örnek verirsek; Ölçüler Dengeler – Zeki Soyak, Hak Yolcusunun Düsturları – Ahmed Er-Rufai, Vahiy Kültürü – Ruhi Özcan. Ayrıca Necip Fazıl, Cahit Zarifoğlu, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Rasim Özdenören, Mustafa Kutlu unutulmamalı. Ve tabii ki ilgi alanıyla alakalı faydalı eserler.

10. Genç Adamlar’ın bilmesi gereken kavramlar sizce hangileridir?

Bildiğimiz birçok önemli kavram mevcut ama ben Genç Adam Dergisi’nin ismi gibi “Adam”, “Adamlık” ve “Adanmışlık” kavramlarını Genç Adamlar’ın iyi öğrenmesi ve o şekilde hayatlarına düstur edinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca “Doğruluk”.

11. Günah deyince aklınıza ne geliyor?

Kur’an-ı Kerim’den birkaç ayetle cevap verirsek eğer ilk aklıma gelenler şunlar:

Lokman, 16: “(Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”

Araf, 200: “Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O işitendir, bilendir.”

Araf, 16-17: “Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) Beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım. Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.”

(Yusuf, 23): “Evinde bulunduğu kadın onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve ‘Haydi gel!’ dedi. O da ‘(Hâşâ) Allah’a sığınırım!’ … dedi.”

Şeytan ve avenesinin kol gezdiği, günaha ulaşma yollarının bu kadar çok ve kolay olduğu günümüzde Adem-Şeytan mücadelesinde hep tetikte olmak ve asla ve asla gevşeklik göstermemek, Allah’ın her zaman bizimle olduğunu unutmamak gerekir. Öncelikle günaha giden yolları kapatmak gerektiği için toplumsal olarak mücadele etmemiz gereken çetin bir süreçten bahsediyorum. Maalesef mevcut sistemimiz “özgürlük” kisvesi altında ferdî bir yaşam tarzı dayatmaktadır. Bu bireysel yaşam tarzı günah işlemeyi olağanlaştırmaktadır. İçinde bulunduğumuz toplum giderek hassasiyetini kaybetmektedir. Başta İslami hizmette bulunan camialar bu his kaybını ortadan kaldıracak yollar bulmalılar. Küçük gibi gözüken günahlar maalesef bizleri sarmalamış durumda. Günah deyince sadece zikredilen büyük günahlar aklımıza gelmekte, hâlbuki küçük ve önemsiz gördüğümüz, “Canım bundan da bir şey olmaz.” diyerek olağan kabuller haline gelen günahlarla öncelikle mücadeleye başlamalıyız. “Malayaniyi terk etmeyi” başa koyabiliriz mesela.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.