Şu An Ne Yapıyorum?

Şu An Ne Yapıyorum?

Geçmiş zamanlarımız ve gelecek vakitlerimiz birer anlardan ibarettir. İyi ve kötü geçen anlar toplamı hayatımız olmaktadır. Bazen dolu dolu geçen bazen nasıl geçtiğini bilmediğimiz anlar bütünü hayatımızın tamamı olmaktadır. Ve hakikat o ki; şu an da gelecek vakitler de geçen zamanlar gibi şekillenip hayatımızdan bir parça olmaktadır. O halde “Şu an ne yapıyorum?” sorusu büyük bir öneme sahip olmaktadır.

Alışkanlıklar insanın yapageldiği ve yapmaya devam edeceği davranışlardır. Eğer ki güzel alışkanlıklar edindi isen ne âlâ, yok edinemedi isen ne bela bir durum! Elde edilmesi zor, bırakılması da kolay olmayan bu alışkanlıkların güzel olması hep istenen bir durumdur. İnsan kötüyü istemez ama alışmış olabilir. İnsanın bir alışkanlık edinebilmesi de onu an be an düşünmesi ve tekrar tekrar yapması ile oluşmaktadır.

İnsan bu dünyada yaşama gayesi olan varlıktır. Kendisine verilen akıl nimeti ile de en değerli varlık olmaktadır. Ancak yaptıklarının farkında olmayıp dünü, bugünü ve yarını düşünmeyen insan bu değeri kaybetmektedir. Şoförü olmayan bir araba gibi yolda devam etmektedir lakin sonu büyük bir hüsran olacaktır. O halde bizler için şu an ‘ânımıza’ odaklanmamız gerekmektedir. Hemen bir durum tespiti yapmalı ve içerisinde bulunduğumuzun halin kritiğini yapmalıyız. Düne ve bugüne göre şekillenecek olan yarınımızı daha kontrollü karşılamalıyız. Dün geçti, yarın gelir mi gelmez mi belli değil. O halde an bu an deyip harekete geçmeliyiz.

Şu ana odaklanmayı öğrendik. Asıl yapılması gerekenler bundan sonra başlayacaktır. Öncelikli olarak bizleri her zaman zor durum içerisine sokacak olan kötü alışkanlıkları tespit edip bırakmaya karar vermeliyiz. Yaptıklarımızdan pişman olmalı ve bir daha asla tekrar yapmamak için gayret sarf etmeliyiz. Bu genel olarak zikredilen şartlar insanın kötü alışkanlıklarından kurtulmasını sağlayacaktır. İçerisinde bulunduğumuz her anımız da Allah Teâlâ’nın rızasına uygun değilse durum aynıdır. Bunlardan kurtulmanın yollarını aramalıyız. Ve bu yolun ilk durağı da tövbedir.

Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerim’de tövbenin önemini bildirirken sevgisinin olduğunu öğrenmekteyiz: “Her halde Allah hem çok tövbe edenleri sever, hem çok temizlenenleri sever.”[1] Efendimiz aleyhisselam da şöyle buyuruyor: “ Allah Teala’ya, bir gencin tövbe etmesinden daha sevimli bir şey yoktur.”[2] Buradan öğreniyoruz ki Allah Teâlâ’nın sevgisini/rızasını kazanmanın yolu tövbe yoluna girmekle oluyor. Çok kıymetli olan bu ânımızı tövbe ile geçirerek, ömrümüzün geri kalanında Allah Teâlâ’nım sevgisini kazananlardan olalım.

Efendimiz aleyhisselam buyuruyor ki: “Pişmanlık tövbedir.”[3] O halde öncelikli olarak günahlarımız için pişmanlığımız olacak. Bu pişmanlığın kendisinin tövbe olduğunu unutmayalım. Daha sonra günahımızı terk etmeli ve bir daha asla yapmamak için çalışmalıyız. Bunlar bir bütün olduğunda kâmil bir tövbe ettiğimizi de unutmayalım. Bizlerin gayesi Cenab-ı Hakk katında tövbe edenler zümresinden olmaktır. O halde “Şu an ne yapıyorum?”. Tövbe ediyorum ve Cenab-ı Hakk’ın sevgisini kazanıyorum.

 


[1] Bakara suresi – 222. Ayet.

[2] Kuşeysi, er-Risale.

[3] Kuşeyri, er-Risale.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.