SÖZÜNDE DURANA CENNET VARDIR.

SÖZÜNDE DURANA CENNET VARDIR.

 

“Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, Elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüp getirmemek ve uygun olanı (Marufu) işlemekte sana karşı gelmemek şartıyla sana bey’at etmek üzere geldikleri zaman, onları kabul et; onlara Allah’tan bağışlanma dile; doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır.” (Mümtehine:12)

 

Rivayet olunduğuna göre bu ayetler, Hudeybiye antlaşmasından sonra Medine’ye hicret eden ve mümine olduklarını iddia eden kadınlar hakkında inmiştir. Peygamberimize ve diğer müminlere bu kadınlar hakkında nasıl davranacakları konusunda yol göstermektedir. Mekke’nin fethi gününde de indiğini söyleyenler vardır. Bizim için sebebin hususiliğinden çok mananın genelliği, yani çıkarılacak sonuçların evrenselliği önemlidir. Bu ayet, İslam toplumunu oluşturan kadınların ve erkeklerin asgaride uyması gereken ferdi ve sosyal kuralları özetlemesi ve vazgeçilmezleri sıralaması açısından hayati konumdadır.

Hz. Aişe (radıyallahuanh.)’nin rivayetine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) Mekke fethedilmeden önce mümin hanımlar hicret ettikleri zaman yukarıdaki ayette geçenlerden imtihana tabi tutulur, onlardan söz alınırdı. Onlardan kim bu “şartları kabul ederse zor sorumlulukları kabul etmiş olurdu. Onlar sözle bunları kabul edince Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) da onlara “Gidebilirsiniz, biatinizi kabul ettim.” derdi.  Vallahi bu esnada Rasullah’ın eli hiçbir kadının eline asla dokunmadı. Onlardan sadece sözle biatlerini alırdı.”Si­zin biatinizi kabul ettim.” derdi.” (Müslim)

Ebû Hayyân: Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) erkeklerin biatini aldıktan sonra,  Mekke fethinin ikinci  günü  Safa tepesinde  de,  kadınların  biatini kabul etti. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem.) Safa tepesinde oturdu. Kadınlarla biat ederken bir ucundan kendisinin tuttuğu diğer ucundan da kadınların tuttuğu bir kumaş parçası vardı, onlara biat şartlarını böyle söyledi. Teym Kabilesi’nden Rukayye kızı Emime de “Ey Allah’ın Resulü! Bizimle musafaha (tokalaşma) yapmaz mısınız?” dedik. O da “Hayır, ben kadınlarla musafaha yapmam, benim bir kadına sözüm yüz kadına sözümdür.” Dedi ve “Bizden hiçbir kadınla musafaha yapmadı.” dedi 

Bu ayetteki şartlar sadece kadınların biatine mahsus değildir. Erkekler de daha önce bu şartlar üzerine biat etmişlerdir. Ubade b. Samit (radıyallahaanh): Ben birinci Akabe biatine katılanlar için­deydim, on iki kişi idik, henüz cihad farz kılınmamıştı. Kadınların biat şartları yani ayette zikredilen bu şartlar üzerine biz de Rasulullah’a biat ettik. Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) da “Eğer sözlerinizde durursanız size cennet vardır.” buyurdular.

Bu ayete göre İslam toplumunun temel sosyal sözleşmesinin (biatin)  esasları özet olarak altı ana maddede beyan edilmiştir. 

  1.   Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak:

Allah’a yetki sınırlaması getirmemek, hayatın şu yönleri ilahi tasarruftadır, şu yönlerine değildir. Dünya işlerine Allah karışmaz gibi Allah’tan başka etkili ve yetkili varlıklar kabul etmek.

  1. Hırsızlık yapmamak:

 Allah’ın haram dediği haksız kazanç ve mal elde etme yollarına tevessül etmemek.

  1. Zina etmemek:

Gayr-ı meşru ilişki içine girmemek. Zina umumidir, Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisinde “Eller zina eder, gözler zina eder, ayaklar zina eder, organ da bunu ya tasdik eder veya tek­zip eder.” buyurmuştur.

  1. Çocuklarını öldürmemek:

Çocuk düşürmemek, kız çocuklarını diri diri gömmemek. Fakirlik korkusuyla kürtaj vs ile çocuklarını öldürmemek.

  1. Bir başkası hakkında iftirada bulunmamak:

Bir başkasına ait olan gayr-ı meşru bir çocuğu kendi kocasına nispet ederek iffetsizlikte bulunma iftirasından tutun da aklınıza nasıl bir iftira biçimi gelirse hepsini kapsayan bir ifadedir.

  1. Maruf konularda Hz. Peygamber’e itaat etmek:

Ayette maruf konularda Peygamber’e itaat konusunda da biat alması isteniyor. Bu durum Rasûlullah Efendimizin istedikleri Kur’an’da bildirilmiş olsun, ya da olmasın maruf (Allah’a itaat ifa­de eden her şey ) olduğu sürece onun emirlerine itaati de vacip kılar.  Bu madde ile Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem ) Allah’ın emrine muhalif bir emir ve tavsiyede bulunmayacağı halde yine de esas itaatin Allah’a yapıldığını vurgulamak istemiştir.  İslâm’a ters bir davranış ilke itibariyle bir suçtur. Dolayısıyla hiç kimse gayri meşru bir işin yapılması hakkında emir verme hak ve yetkisine sahip değildir. İslâm hükümlerinin aksine emir veren de, bu emri yerine getiren de suçludur. 

  • Hâşâ peygamber bile olsa Allah’a isyan konusunda hiçbir beşere itaat yoktur.
  • Kimseye mutlak, kayıtsız ve şartsız itaat yapılmaz.
  • Ulu’l emr’e, idarecilere, şeyhlere, efendilere Allah’ın muradına uygunluğunu anlamadan itaat yoktur. Rabbimiz, itaat konusunu tekrarlayarak sünnete ittiba konusunun insanların zihinlerine iyice kazınmasını istemiştir. Efendimiz de “Allah’a isyan olan hususta itaat yoktur. İtaat, ancak meşru olan şeydedir.” (Buhârı) buyurmuştur.
  • Maruf sadece Kur’an’ın bildirdikleriyle sınırlı değildir. Eğer öyle olmuş olsaydı, Allah’a itaatsizlik etmeyin cümlesiyle konu tamamlanabilirdi. Peygamber Efendimize de marufu emretme yetkisi ayrıca verilmezdi.
  • Bu ve benzeri ayetler Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’i takip etmeyi, onu taklit etmeyi, ona itaat etmeyi ve onun sünnetinin Kuranî bir kaynak sayılmasının gerektiğini vurgulayan ilahi mesajlardır. Sünnet Kuran’a aykırı değildir. Kuran’ın ışığını daha gürleştiren ve Peygamberimizin Kuran’ın açıklayıcısı olması vasfının bir neticesidir. Bu ayete göre de sünnet ümmeti bağlayan ikinci şerî kaynaktır.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bu yasal yetkisine dayanarak, Kuran’da belirtilmeyen hususlarda da söz almıştır. O dönem kadınları arasında çok yaygın olan ve bu günlere kadar da sürdürülen “Ölenin ardından bağırarak ağıt yakarak ağlamak, üstünü başını yırtmak, saçını başını yolmak, yüzünü tırnaklarıyla yırtmak, kahretmek ve evlenmeleri haram olmayan erkeklerle baş başa kalmak.” gibi kötü adetleri yapmayacaklarına dair söz almıştır.

Müslümanlar olarak; Şirk, hırsızlık, zina, cinayet ve iftira suçlarına ne çok bulaşır olduk. El ele vererek Resulullah’ın sünnetine emir ve direktiflerine uymaya yeniden yüce Rabbimiz’e söz vermeye ne kadar muhtacız.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.