SÖZ MEYDANI- Taşların Düşündürdükleri

Hep gezmek isterdim Midyat’ı. Özellikle taş işçiliğini, üç inanışın ve birkaç kültürün nasıl problemsiz yaşadıklarını bizzat yerinden dinlemek, görmek istemiştim. Bu isteğim gerçekleşti. Ocak başında Midyat ve Mardin’e bir ziyaret gerçekleştirdim. Midyat Öğretmenevinin de çok temiz ve düzenli olması, çalışanların mütebessim yüzleri mutlu ediciydi. Akşam kayıt yaptırırken Midyat’ta nereleri gezebiliriz deyince görevli hemen küçük bir kağıda gezebileceğimiz yerleri, isimlerini kilometresiyle birlikte yazdı, verdi. Sabah kahvaltıdan sonra mihmandarımla beraber geziye başladık.
İlk önce Midyat Kültür (evlerine) Müzelerine gittik ve Midyat’ın şehir ve köy hayatını yansıtan eşyaların sergilendiği bu yeleri çok sevdim. Müzede karasaban yerine kullanılan alet çok dikkatimi çekti. Baştan çözemediğim sonra ne olduğunu çözdüğüm (bilgi yoktu) bir alet. Midyat tarım alanları hem dar hem de taşlık olduğu için kara sabanın geçmesi mümkün değil. Pulluk da derine inemez taban taş olduğu için. Bu sebeple oraya ait çok sayıda ucu sivri, kısa (15- 20 cm) demir pulluğu icat etmişler gibi geldi, bana.
Gezerken göz paralelinde ve yükseklerde hep taş görüyorsunuz. Taş süsleme işçiliği çok yaygın olmasa da taş işçiliği mükemmel. Süryanilerin taş ustaları meşhur. Müslüman unsurlar askerlik yapıp ölürken gayrimüslimler zanaatla uğraşıyorlar. El sanatları ve ticaret onların elinde.
Midyat ve köyleri ağırlıklı Türkler ve Süryaniler ile Yezidî ve Kürtlerden oluşuyor. Araplar da var. Mesela tanıştığım emekli öğretmen şimdi avukatlık yapan Mehmet Çetin Bey, Arap kökenliydi. Arapça, Türkçe ve Kürtçeyi bilmekteydi. Midyat ve çevresindeki yerleşim birimlerinde; Türkler, Süryaniler, Yezidiler, Ermeniler, Kürtler, Araplar birlikte yaşamaktadırlar. Tam bir Osmanlı resmi.
Taşın ev, cami, kilise, ibadethane, medrese, görkemli malikaneler haline dönüştüğü Midyat’ta tarım arazisinin az olması sebebiyle insanlar çocuklarını okutmak zorunluluğu hissetmişlerdir. Coğrafyanın insan hayatındaki etkileri sonucu Midyatlılar hem okumuş hem de daha iyi geçinebileceği yerlere göç etmiştir. Bu çok kültürlü hayatı etkilememiştir. Demografik yapıyı göçler ve sosyal çevre baskısı değiştirmiştir.
Bugün Yezidi ve Süryanilerin oldukça azalması bu çevre baskısı sonucu oluşmuş olmalıdır. Özellikle Yezidi Kürtlerin, Yezidi olmayan Kürtler tarafından horlandığı gerçeği vardır. Osmanlı Devleti’nin, Yezidilere ne ehli kitap ne de Müslüman olmamaları, çok kapalı yaşayan bir inanış grubu olmalarından dolayı fazla değer vermediği, Cumhuriyet döneminde de “tek tipleştirme” politikaları sonucu Yezidilerin bu ülkeden göç etmek zorunda kaldıkları ya da görünüşte Müslüman olarak yaşadıkları biliniyor. Kapalı ve bilinmez yaşadıkları için etrafında yaşayan diğer gruplar ve özellikle Kürtler onları bir türlü kabul etmemişlerdir. Bu da onları topraklarını terk etmeye zorlamıştır.
Günümüz Midyat’ında ise hem Süryani hem Yezidiler çok azalmışlardır. Dikkat çekici hususlardan en önemlisi Midyat’ta hiç terör olmaması ve bunların yandaşlarının da bulunmamasıdır. PKK her yerde terör estirdiği ve Güney Anadolu’da terör hakimiyeti kurduğu dönemlerde bile Midyat’ta PKK yoktur. Bunun sebebini Midyat halkının özelliği ile açıklamak mümkün değildir. Her ne kadar Avukat Mehmet Bey “Midyat teröre müsaade etmedi” dese de bunun en önemli sebebi terörü besleyen Hristiyan kaynakların buna müsaade etmemesiyle ilgilidir. Hristiyan Batı’nın koruması altında olan Yezidi ve Süryanilere dokunulmamasını, bu inanç grubunun şimdiki durumlarına bakınca daha iyi anlarız. Şu anda bu gruplar Avrupa ülkelerinin tamamında kabul gören mültecilerdir. Türkiye Yezidilerinin büyük bir kısmı bugün Almanya’da yaşamaktadır, HDP milletvekili ve AP üyesi Feleknas Uca ve Sol Parti üyesi Ali Atalan bunlardandır. Evet, her yerde terör estiren PKK tarihi boyunca Yezidi ve Süryani bölgelerinde hiç görünmemiştir. Bu durum PKK ve benzer kuruluşların arkasında kimlerin olduğunun on yıllardır somut delili.
İnsanları çok cana yakın. Herhangi bir konuda yardım istendiğinde hemen yardım ediyor ve bundan mutlu oluyorlar. Yüksekte yaşıyorlar ama alçakgönüllüler. Buraya iki isim damga vurmuş. Biri burada komutanlık yapmış ve adına bir cami yaptırmış Cevat Paşa, diğeri şehrin zengini Abdulkadir Kaya. Birçok hayır binası ve işinin kahramanı. Yaptırdığı cami harikanın ötesinde.
Cevat Paşa 1917’lerde görev yaparken askerlik yapmayan Süryanilere ya askerlik yapın ya da taştan cami yapın demiş ve adı verilen camiyi yaptırmış, rivayete göre.
Fakiri ve Suriye’den fazla mültecisi olmayan ilçede iş ilanları sık görülüyor. Bodrum katlarda bayağı tekstil ürünleri imalathanesi var. Çalışkan insanlar. Bir turizm merkezi olma yolunda hızla ilerleyen Midyat, Estel (Eskiden Arapların mahallesiymiş) ve Midyat olarak iki bölgeden oluşuyor. Estel daha otantik bir yapıya sahip. Son zamanlarda Avrupa’da zenginleşen Süryanilerin gelip gayrimenkul aldıkları ve boş tuttukları da konuşuluyor.
Yezidiler yaşadıkları her bölgede zulme ve dışlanmışlığa maruz kalmışlar. Osmanlı Devleti’nde Aleviler gibi onlar da ehli kitap olarak görülmeyip dışlanmışlar. Ermeni tehciri döneminde devlet politika ve pratiklerinden Yezidiler de ciddi bir şekilde etkilendi. Birçok Yezidi ailesi müslüman yapılmaya/olmaya zorlandı. Olmayanlar Ermenilerle aynı kaderi paylaşmak zorunda kaldı. Tehcir döneminde Yezidi nüfusundaki hızlı ve belirgin değişim de bunu desteklemektedir. 1912’deki nüfus sayımında 37.000 civarında olan Yezidi nüfusu 1923’te yapılan nüfus sayımında 18.000’e düşmüştür. Bunun dışında Cumhuriyetin ilanından sonra yürütülen tek tipleştirme/homojenleştirme politikalarından da etkilendiler, göç etmek zorunda bırakıldılar. Çünkü Yezidiler hem Kürt’tü hem de dini belirsiz bir grup, yani kurulan ulus-devlet modeli için tehlikeliydi. Irak’ta yaşayan Yezidiler için de durum çok farklı olmamıştır. 1970’lerde Irak’taki Kürt Ayaklanmasından ve İran – Irak savaşından sonra Irak Hükümeti’nin Kürt köylerini yıkma ve köylüleri farklı farklı yerlere yerleştirme politikası arttı. Bu politikalardan Yezidi köyleri de birinci dereceden etkilendi. Sincar ve Şeyxan bölgesindeki neredeyse bütün köyler yıkıma uğradı. Veya Yezidi topluluklarının bir kısmı Araplaştırma politikaları sonucu dağıtıldı.