SÖZ MEYDANI- Seçmeyi Bilmek

SÖZ MEYDANI- Seçmeyi Bilmek

Çocuklarımıza seçmeyi öğretmeliyiz. Bizim tercihlerimiz kadar çocuklarımızın da tercih hakları olduğunu bilmeliyiz. Biz seçmeyi bilmiyoruz. Bundan dolayı çocuklarımıza seçmeyi öğretemiyoruz. Önceki dönemler için ifade edersek eşimize hatta kendimize bir eşya alırken seçmez, bulduğumuzu alırdık. Hayatın şartları ihtiyacı karşılamayı ön plana çıkarıyordu. Ayakkabı alırken çocuğumuza rengini, şeklini sormazdık, eşimize de öyle. Ya da kolaydan geçer ve bu varmış derdik. Kişiler ırkını, ana-babası, hatta huyu, eskilerde eşi gibi bazı hususlarda seçme hakkına sahip değildir. Ama şimdilerde eşi dahil, giyeceğini, yiyeceğini, evini barkını, yöneticisini… vs seçme hakkı ve imkanına sahiptir. Eğer çocuklarımıza kendine ait eşya ve işlerde seçme hakkını verirsek yerinde olur. Ancak nasıl seçeceğini, seçme ölçülerini, iman, faydalılık, iyilik, güzellik, ihtiyaç gibi temel kuralları verebilirsek amaca ulaşmış oluruz. Çocukta seçme serbestliği oluştururken onu ve kendimizi harcamayalım.

Yönetici seçerken ölçümüz ne olmalıdır. Oy verme mahalline girip “şuna bas” demeden önce niçin ona “evet” dediğimizi biraz da anlayacağı dilden anlatmayı bilmeliyiz. Çocukta, büyüğüne o yönde bir güven oluşmalıdır. Oyun nasıl kullanılacağından ziyade oyun değeri, niçin’i daha önemlidir. Biz hem seçmeyi bilmeli hem de ölçülerini ortaya koymalıyız.

Şimdi 14 Mayıs’ta seçimler oldu. İkinci tura kaldı. Kaç seçim yaşadım bilmiyorum. Ama hiçbir seçim bu kadar karışık ve oyun içinde oyunların oynandığı bir özellikte değildi. Hep kutuplaştırıcı olarak Tayyip Erdoğan Bey’i gördüler ama şimdi öyle olmadığı anlaşılıyor. Bu seçimler öncesi ve sonrası yazılar, konuşmalar, paylaşımlar muhalefetin kutuplaştırdığını gösterdi. Tayyip Erdoğan Bey hiç halkı karşısına almadı. Halk adına hareket ettiklerini iddia edenleri karşısına aldı. Kimin halkın, kimin şunun bunun yanında olduğunu gösterdi. O onlardan olduğu için bazı yerlerde gözyaşı dökmüştür.

Emperyalizmin şöyle bir usulü vardı; Sömürdüğü ya da kontrol altına almak istediği ülkelerin yöneticilerinin en hassas oldukları kırmızı çizgilerini yine onların elleriyle aşar.

Mesela laiklik konusunda en hassas hangi grupsa laikliği ona el altından destek vererek onun eliyle yumuşatır (CHP). Milliyetçilerin en hassas oldukları husus etnik farklılıklar. Bu konuyu onlarla yumuşatır, çözer (İyi Parti). Dini hassasiyeti olan grupları dini kullanarak yumuşattırır (Refah-Saadet çizgisi). Liberal davranışlar (Ak parti). Bunu fark eden anlayışı hemen yıkmaya çalışır (Erbakan-Ecevit iktidarları ve son seçimlerde Tayyip Erdoğan da olduğu gibi).

Buradan hareketle şimdi manzaraya bakalım. Tayyip Erdoğan Bey’in varlığı ve icraatı milliyetçileri PKK ile yan yana getirdi. İyi Parti ve HDP’yi aynı kişide, K. Kılıçdaroğlu’nda birleştirdi. Aynı partide birleşemeyen koyu Tayyip Erdoğan düşmanları, Ak Parti ayrılanları, Babacan ve Davutoğlu yan yana CHP logosu altında seçime gittiler. Bu kini açıklayacak var mı? Erbakan Hocanın mirasçısı olduğunu söyleyen, Tayyip Erdoğan Bey’i İslam’a ve Millî Görüş’e aykırı işler yapıyor diye eleştiren Saadet lideri, seçmenlerine CHP’ye oy verin dedi. Şimdi herkesin bir kabulü var. Tayyip Erdoğan Bey ve karşısında olanlar. Tayyip Erdoğan “gitsinciler.”

İlkadım’ı ve bu köşeyi takip edenlerin bildiği bir gerçek var. Emperyalistler ve onların suyunda giden içerdeki zinde güçlerin taktiği. Emperyalizm ya da hakim olan güçlerin de istekleri bu yönde; Tayyip Erdoğan gitsin. 20 yıldır başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yüz eskimesi olduğunu varsayalım. Ama 20 yıldır icraatlarını adam akıllı eleştiren, yol gösteren, ufuk açan bir muhalefetin de olmadığı gerçek. “Biz iktidarın hiçbir icraatını beğenmiyoruz. İyi bir iş yapsa da ona iyi demeyiz, biz muhalefetiz” diyen bir anlayış.

“İstemezük”, “önümüzde ot arabası var” diyen yeniçeri mantığı. Ben istemiyorum, o halde halk da istemesin. Batı istemiyor, o halde halk da istemesin. Bir onulmaz yaranın, Tayyip Erdoğan düşmanlığının sahibi muhalefet ve Batı böyle haykırıyor. Gitmesi için de her yol mubah. Bu yönde engel gördükleri her şeyi ve kişiyi yok etmek için her yol mubahtır. Bu yolda ne etik anlayış ne de ahlaki bir kural tanımayız. Aile mahremiyeti, kişisel hayat, onur, hayâ, utanma gibi kuralları tanımayız, düşünmeyiz. Bunun için Muharrem İnce mi engel, “yok et.” Falan yazar, falan devlet adamı, falan sanatçı, falan kanaat önderi, falan alim… mi engel, “yok et.” Böyle bir muhalefet dünyada var mı ben bilmiyorum.

Son seçimdeki kaset, videolar, sosyal medyadaki paylaşımlar bunu kanıtladı. Böyle çapsız bir muhalefet ülkeye hiçbir şey vermez. Yalan ve iftirayla bir yere varılamaz, varılırsa da “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözünün gereği hemen veya yakın zamanda ortaya çıkar. Öylede oldu, oluyor değil mi?

Bu anlayış, Tayyip Erdoğan sevenleri, taraftarlarında da karşılık buldu ve seviye düştü. “Sosyal Medya” denilen, insanların, daha doğrusu akıl ve ruhla ilgili rahatsızlığı olan hasta kişilerin içinde barındırdıkları hastalıkları, bastırılmış duyguları, -meçhul oldukları için- toplum baskısı olmadan yazmaları, duyurmaları halkın bir kısmını perişan ediyor. Zifiri karanlıkta birbirini görmeyen, aralarında duvar olan insanların, birbirlerine sövmeleri, hakaretleri, iftiraları, bağırmaları, çağırmaları, aslı astarı olamayan şeyleri söylemeleri bu kişileri rahatlatıyor, deşarj olmalarını sağlıyor, olabilir. Ama onları dinleyen kişileri de çok rahatsız ettikleri kesin. Onları susturma imkanı olmadan dinlemek, dinleyenleri de hasta eder kesinlikle.

Ama rahmetli Turgut Özal’ın dediği “sessiz çoğunluk” bunları ne duydu ne de cevap verdi. Ama oyuyla tepkisini gösterdi. “Öğrenim derecesi düşük, onlar yemeyi içmeyi, yaşamayı bilmez ki seçmeyi bilsinler” diyenlere, özellikle klavye başında deprem olumsuzlukları üzerine ağıtlar düzenlere depremzedelerin cevabını hazmedemediler. Halbuki seçmeyi bilenler onlarmış, kendileriyle hemhal olanları seçtiler. Sonuç bunu gösterdi.

28 Mayıs seçimleri de millete, ülkeye, ümmete hayırlara vesile olsun. Kalın sağlıcakla.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.