SÖZ MEYDANI – Çözüm Kabullenmedir

Yaş ortalamasına dikkat çekerek diyorum. Biz belli yaşın üstüne çıkmış insanlara iki bakışı unutmamak gerekiyor. Birincisi, bu yaşı (60 diyebiliriz) aşmış kişilerin kendilerine bakışı: Onlar diyor ki; “Benim bilgi, birikim ve tecrübelerim çok fazla. Kendi çocuklarım bana saygı göstersin ve benden akıl alsınlar. Dışardan gençler de benden istifade etsinler, bana değer versinler. Dernek, vakıf, parti gibi kuruluşlar da benden fikir alsın, saygı duysun ve beni değerlendirsinler.” Bu yaş üstü bunu beklerken, bunların olmamasından dolayı rahatsız, müşteki olmaktadırlar. Haklılık yanları var mı? Tabi ki var.
İkinci bakış açısı ise bu yaşın altında, dışında olan genç veya olgun bakış açısıdır. Bunlar der ki: “Bu yaşlılar işlerini tamamlamış, emekli olmuş, hızlı hareket etme, hızlı ve pratik düşünme melekelerini yitirmişlerdir. Bir kenara çekilip hiçbir şeye karışmadan hayatlarını sürdürseler. Ona buna, bize karışmasalar, müdahale etmeseler, fikir beyan etmeyip tam bir teslimiyet gösterseler.”
Birçok hususta olduğu gibi bu konuda da ifrat ve tefrit var. Çünkü nesiller arası anlaşmazlık tarihin her döneminde olagelmiştir. Şikayetler de aynı. “Ah bizim zamanımızda…” diye başlayan ve devam eden cümlelere “ama sizin zamanınız geçti” diye verilen cevaplar hep aynı olmuş. Ancak bu dönem biraz daha farklı. Genç nesil daha donanımlı, bilgiye daha çabuk ulaşıyor, daha pratik düşünüyor, değişimlere daha hazırlıklı ve çabuk uyum sağlıyor. Bu da nesiller arası farklılığı artıran bir husus. Belirttiğim hususlar ve özellikle bilgisayar (teknik iletişim) konusunda çok donanımlı gençler. Birçok konuda yaşlılardan daha ileri seviyede ve daha çabuk bilgi sahibi oluyorlar.
Hocalar sohbet ederken söylenen ayet ve hadislere, isim ve olaylara ellerindeki cepten hemen ulaşıyorlar. Eksik ya da hatalı olanı hemen fark ediyorlar. Artık “hocalar her şeyi bilir” teslimiyeti yok. Hemen her şeyi sorguluyorlar. Sorularına tatmin edici cevapları alamayanlar “Onlar da pek bir şey bilmiyorlar aslında.” sonucuna ulaşıyor. Bunun için büyüklere “tepeden bakıyorlar.”
Demem o ki artık kimse nesiller arası iletişim kopukluğu veya farklılığından şikayetçi olmasın. İki kesim de “ben” demekten vazgeçip iletişimi koparmamalı. Her yaştakiler kendi durumlarını bilmeli, diğeri için de empati yapmalıdır.
Büyükler gençlerin bilgi ve pratikliğine, gençler de büyüklerin tecrübesine saygı gösterip birbirinden faydalanma yoluna gidilirse işler daha iyi yürüyecek gibi. Hiç kimse “bulunmaz Hint kumaşı” değil. Her insan kendi şartlarında değerlidir. Çekirdek aileye dönüşün sıkıntılarını yaşayan genç hanımlar ve beyler büyüklerin hayatlarından çok şey öğreneceklerdi. Ama olmadı. Bireyselleşme her alanda kendini gösterdi. Ben bana yeterim anlayışının çoğu yerde iflas ettiği görülüyor. Aile çatırdamasının sebeplerinden birisi de bireyselleşmedir. Çünkü Doğu toplumlarının aile yapısı ve birey anlayışı Batı’ya hiç benzemez. Hele milletimizin aile yapısı, anlayışı, beraber yaşama olgusu Batı anlayışı ile örtüşmez. Bu sebeple çözülmenin temelinde “bireyselleşme” dediğimiz, kendi hayatını yaşama ve ben bana yeterim anlayışı vardır.
Öyleyse ah vah etmeden nesiller arası ortak yola girilmesi, herkesin kendi konumunu, tamlığını, eksikliğini bilip kabul etmesi birçok meseleyi çözecek ve yeni problemlerin de yolunu kapatacaktır kanaatindeyim.
Artık şu noktaya gelmeliyiz. Gençler şöyle olmalı, böyle olmalı diye onları şekillendirme gayretinden vazgeçerek “gençler ne düşünüyor?” demeliyiz. Gençler fikrini açıklarken de “amalı” cümleleri kurmamalıyız.
VEFA BULUŞMALARI
Geçen sayıda tatilden bahsetmiş ve tatilde ne yapmamız gerekir anlamında bir deneme yazmıştım. Tatil, dinlenme, gezi hep beraber olursa her şey çok güzel olur demiştim. Mademki tatil yapıyoruz öyleyse bunu hem tatil hem ziyaret hem dinlenme şeklinde değerlendirelim önerisinde bulunmuştum.
Ben de âcizane Temmuz’da hem gezi hem tatil hem dinlenme hem de buluşma gibi çok amaçlı bir gezi gerçekleştirdim. Erzurum Üniversitesi Mezunları, MTTB mensupları (genellikle 1975-82 mezunları ve mensupları) her sene bir şehirde ailecek bir gündem dâhilinde iki gün üç gece bir araya gelip buluşuyoruz. Alanında uzman akademisyenler ve siyasetçiler gelip bizlerle hasbıhal ediyor. Çoğu zaman bir konu üzerinde forum usulü genel değerlendirmeler yapılıyor. Yaş ortalaması 65 olan ve çoğu emekli arkadaşların, yılların birikimi ile yaptığı değerlendirmeleri dikkat çekiyor. Bilgi, gözlem, birikim ve anılar herkesi son derece faydalı bir sonuca ulaştırıyor.
Geçen sene (2020) covid sebebiyle gerçekleştirilemeyen buluşma bu sene “İstişare Heyeti” toplantısı şeklinde Bolu’da bir termal otelde gerçekleştirildi. Yine iki gün boyunca güzel konuşma ve değerlendirmelerden müstefid olduk. Erzurum Üniversitesi Mezunları, MTTB Mensupları Derneği’nin başkanı ve üyelerine bu organizasyondan dolayı teşekkür ederim. 20 yıldır devam eden bu vefa buluşmalarının 2020’de Erzurum’da yapılması gereken ve covid sebebiyle yapılamayan buluşması 14-15 Ağustos 2021’de yapıldı. Yine İhsan Süreyya Yılmaz başta olmak üzere güzel ve birikimli insanlar bir araya geldiler. Gündem üzerine veya forum çerçevesinde çok değerli değerlendirmeler yapıldı.
Kalın sağlıcakla.