SÖZ MEYDANI – Çanakkale Bizim Ruhumuz

SÖZ MEYDANI – Çanakkale Bizim Ruhumuz

Çanakkale bir iman savaşıdır. ÇÜNKÜ Müslümanların Haçlı kuvvetlerine karşı verdiği bir savaştır. Şairin “Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.” demesi de bundandır. ÇÜNKÜ Çanakkale İslam’ın korunmasıdır.

Çanakkale bir ümmetin savaşıdır. ÇÜNKÜ Çanakkale’de başta Türk olmak üzere Boşnak, Arnavut, Çerkez, Arap, Kürt herkes vardır. Tebriz, Bakü, Saray Bosna, Kerkük, Bağdat, Anadolu ve Trakya’nın tümü, her ilimiz-beldemiz ve köyümüz ordadır. Tüm Osmanlı vardır. Karşıda ise Batı ve onların kandırdığı Asya ve Afrika toplulukları…

Çanakkale bir gönüllüler savaşıdır. ÇÜNKÜ bütün savaşabilenler oradadır. Çanakkale bir asteğmenler savaşıdır. ÇÜNKÜ eğitim imkânının zor olduğu o dönemde savaşta kaybedilenlerin önemli bir bölümü eğitimli insanlardı. Lise çağındaki çocuklar bile “İş başa düştü” diyerek kalemi bırakıp silaha sarılmak zorunda kalmıştır. Çok sayıda Tıbbiye, Darül Fünun ve medrese öğrencileri şehit düşmüştür. Bu okullardan tek bir mezun bile verilememiştir. Tıpkı Kayseri Lisesinin son sınıf öğrencileri ve öğretmenleri gibi…

Bir İngiliz generalinin şu sözleri konuya ışık tutması açısından önemlidir: “Çanakkale’nin İngilizler açısından kazancı, Osmanlı’nın okumuş aydın kesiminin yok edilerek, gençliğinin ve geleceğinin elinden alınmasıdır.”

Bir tarafta düvel-i muazzama denilen devletler… Onların Asya’dan, Afrika’dan topladığı askerler… Niçin gelmişler? Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hindistanlı, Kamerunlu, Malili askerlerin ne işi vardı Çanakkale boğazında? Şair de diyor ya:

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

 

Kimi Büyük Britanya, kimi büyük Fransa uğruna, kimi kutsal ruh adına, kimi hilafeti kurtarmak adına gelmişler. Dayanmışlar çelik zırhlı silahlarıyla, “Ateş!” denilince kan kusuyor her yer.

Çanakkale bir mahremi koruma savaşıdır. Çünkü Çanakkale’den bu tarafı hilafetin merkezidir. Orası mahrem bölgedir. Bir tarafta bu haremgâhını koruyan bir ordu. Onlara destek veren gönüllüler. Osmanlı topraklarının her yerinden gelmiş ana kuzuları, kınalı kuzular… 13 yaşından 60 yaşına kadar ölüme meydan okuyan, ölümü, onunla beraber çelik zırha bürünmüş düşmanları korkutan, titreten abide insanlar…

Ancak Allah’ın huzurunda eğilip boyun büken dervişler, alp erenler:

O rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar.

Tevhide, Allah’ın birliğine inanmış tevhid muhafızları:

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…

Geçemediler onları. Her türlü maddi imkâna sahip Ehli Salîb, Selahaddin Eyyubiler, Kılıç Arslanların torunlarını yine geçemediler. Onların karşısında iman dolu göğüsleriyle serhad oluşturanları geçemediler.

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…

Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran.

 

Gencecik fidanlarımızın; Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Arap’ı Gürcü’sü ile bayrağını düşürmemek için yan yana şehit düştüğü büyük vatan savunmasıdır ÇANAKKALE… Geçilemeyen son kaledir. Çanakkale bizim ruhumuz. Bu ruhu korumalıyız. Milli sınırları, ulus devleti, milli söylemler içinde de olsak Çanakkale ruhunu diri tutmalıyız. Çünkü Çanakkale bir ümmetin cihadıdır. Ümmetin Batı emperyalizmine hayır demesidir. Onların anladığı dilden cevap vermesidir. Çünkü Avrupa’ya yalvarılmaz. Vahşetin timsali Romalılar, yalvarmalar karşısında elinde kadehlerle kahkaha atarak merhamet diye bir duygularının olmadığını arenalarda göstermişlerdir. Avrupa’ya yalvarılmaz. O vahşi Roma’nın devamıdır. Ancak güçten anlar. Bakınız Akif nasıl tespit etmiş onu;

 

“Aman Grey! Bize senden olur olursa meded…
Kuzum Puankare! Bittik… İnâyet et, kerem et!”
Dedikçe sen, dediler karşıdan: “İnâyet ola”
Dilencilikle siyâset döner mi, hey budala?
Siyâsetin kanı: Servet, hayâtı: Satvettir,
Zebûn-küş, Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir.
Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,
Üzengi öpmeye hasretti Garb’ın elçileri…

Çanakkale’de şehit vermeyen tek bir ilimiz bile yoktu. Çanakkale işte bu yüzden destandır. Çanakkale her yönüyle destandır. İnsani değerlerin destanıdır. Tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz.

Zeytin Dalı Harekâtına karşı çıkanların Çanakkale ruhundan korktukları bir gerçektir. Çanakkale ruhunu diri tutmalıyız.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.