SOSYOLOJİK SİYER- Tefekkür İkliminden Teşekkür Dönemine

SOSYOLOJİK SİYER- Tefekkür İkliminden Teşekkür Dönemine

Gelişiyle yüksek sesle, yurttan sesler korosu gibi, hem de edebî metinlerle tempo tuttuğumuz Ramazan ayından Şevval’e doğru yürüyoruz.

Kendimize değer katabilmek için “iyiyi kötüden ayırt eden” insanlığın yol haritasını okumaya, üzerinde düşünmeye gayret ettik.

Âl-i İmran suresini okurken 191. ayet bize tefekkür ettirdi tefekkürümüzü. “Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!”

Bu mübarek öğreti aklımızdan hiç çıkmayacak derecede önemli mesajlar içermektedir.

Hayat kitabımızın Ramazan ayında nazil olmaya başlaması bu ay için büyük bir değerdir. Bize düşen ise her ayı Ramazan bilip ona göre hareket etmektir. Yani yeni bir başlangıçtır Ramazan.

Bu başlangıç on bir ayın lokomotifi olmak zorunda. Çünkü hidayet, bir dönemlik ya da bir demlik değil, ömürlük ve ölümlüktür.

Yunus Suresi 24. ayete misafir olduğumuzda uzun uzun dalmamız gerekiyor tefekkür denizine. “Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü ziynetini takınıp, (rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.” Kıssalar sadece yaşandığı dönemin röntgenini çekip o tarihe hapsetmek için aktarılmaz. Geleceğin problemlerine tedavi olacak çıkarımlar da sunar, düşünen bireylere ve toplumlara.

Okuma yaparken sayı ve sayfalarda matematik hesabı tutmadan kendi iç ve dış dünyamızı yeniden dizayn etme eylemi gütmeye gayret ettik.

Küçük hesaplar peşinde koşmadan, minik adımlarla güzel yarınlara özgüvenli ve istikrarlı bir yürüyüş gerekmektedir.

Bu mübarek yürüyüş için hidayet kaynağımızı, Rasulullah’ın yaşadığı gibi algılayarak, anlayarak rehber edinmeye ihtiyaç duymaktayız.

Ramazan ayının her saatini bitmeyecek bir hayata adamak ne güzeldir.

Hamd ile başladığımız yürüyüşü her daim tefekkür, tevekkül ve titizlikle seyretmeye çalıştık.

Düşündük, düşündük ve düşündüklerimizi düşündük. Ve hasta olduğumuzun farkına vardık.

Yaklaşık bir buçuk yılı, dünyayı kasıp kavuran bir salgınla mücadele etmekle ve bu sürenin çoğunu evde bir nevi inziva ve itikâf ile geçirdik. Allah’ın (cc) insanoğluna vermiş olduğu başlıca nimetlerden aklı ve aklın gereği olan düşünme yetisini amacına uygun işlettiğimizde, dünya hayatının anlamını ve asıl hayat diyebileceğimiz ahiret için çalışmanın ne kadar önemli bir meselemiz olduğunu fark ettik. İdrak ettiğimize kanaat getirdiğimiz hakikatin işleme konulması ivedilikli meselemizdir.

Ciddi bir oksijen tedavisi gördük ibadet mevsiminde.

“Oruç tut, sıhhat bul” öğretisini, kendimizi tutmak olarak algılamaya gayret ettik. Sadece gönlümüzden akıp gelen paylaşma duygusunu bıraktık açığa, hiç dokunmadan ve tutmadan. Mazlum coğrafya için onlarca kurum ve kuruluşumuz harekete geçerken her birimiz imkânı ölçüsünde destek olduk madden ve manen kardeşlerimize.

İçimizde biriken kin, nefret başta olmak üzere atalet ve gamsızlığı üstümüzden atmaya gayret ettik. Manevi birikimimize balta vuracak, işimizi zorlaştıracak hal ve davranışları hayatımızdan silmek için çaba sarf ettik. Bu çalışmamızı Ramazan ayının devamı gibi gördüğümüz mübarek aya taşımanın heyecanını da yaşamaya başladık.

Ramazanı ihya edenlere lütfedilen bayramı yine olması gereken coşku ve heyecanla geçirmenin planlarını yapalım. Evdeyiz ve yasaklarımız var bahanesine sığınmadan bayramlıkları alalım ve giyinelim en afilisinden.

Bayram namazını kılalım. (Cami serbest olursa cami de, değilse evde) Sıcacık bir kahvaltı yapalım tebessümü bol olanından. Hazırladığımız harçlıkları dağıtalım ev halkına. Uzakta olanları yakınlaştıralım, kullandığımız onlarca programla en net görüntülerle.

Heyecan ve tebessüm katsayılarını artıralım ve bayramlaşalım, dualaşalım tüm sevdiklerimizle. Çok kişi ile konuşalım bu bayram. Takalım kulaklıklarımızı da radyasyondan daha az etkilenerek tebrik edelim, Ramazanı ihya etme çabasını bayrama taşıyanlara. Gelin daha çok sosyalleşelim ve nasihatleri kesmeyelim Şevval ve arkadaşlarında da.

Mübarek on bir ayı ihya ederken zihnimizin fon müziği yapalım, ahiret hayatının varlığını ve güzelliğini. Ebedi hayatın varlığına inanan insanların yaptığı gibi satalım, buradaki imarsız yapı gibi duran evleri barkları, alalım bizzat Allah’ın (cc) imar ettirdiği ve resmiyet probleminin olmadığı ultra ultra lüks konaklama merkezlerinden, dünyadan daha büyük ve imkânları saymakla bitmeyecek huzur mekânlarından.

Günaha bağlı ve bağımlı yaşamaktan kurtulup, “şifa ve rahmet” yoluna girelim. Bayramın kralını yaşayalım hayatın essah olanında.

Rabbim bayramımızı mübarek eylesin.

Selam ve dua ile…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.