SOSYOLOJİK SİYER – Ömer Faruk Özcan – Yeryüzünde Yapılmış Seyahatlerin En Güzeli
Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem hayatındaki en önemli ve toplumsal sonuçları en büyük seyahatlerden biri Hicret’tir.
Hicret, sadece bir mekân değişikliği değil, aynı zamanda Müslüman toplumunun kuruluşunu ve yeni bir medeniyetin başlangıcını temsil eden örnek bir seyahattir.
Hicretin Amacı
Mekke’deki müşrik baskısından kurtularak, İslam’ı tebliğ etmek ve toplumsal yapıyı kurmak için daha uygun bir ortam olan Medine’ye (o zamanki Yesrib) sığınmak. Bu seyahat, bir zorunluluktan doğsa da Peygamberimizin tedbir, teslimiyet ve mükemmel planlama örneklerini gösterir.
Hicret kesinlikle bir kaçış değil, Allah’ın dinini yaşamak için yeni yollar aramanın, bulunacak imkânları insanlık ve İslam’ın hizmetine sunma arayışıdır.
Seyahate Çıkmadan Önceki Hazırlıklar ve Dikkat Edilenler
Peygamberimiz (as), yolculuğa çıkmadan önce ve sırasında büyük bir tedbir ve planlama örneği göstermiştir.
Gizlilik ve Tedbir: Mekke’den ayrılışını en yakın dostu Hz. Ebû Bekir hariç kimseye haber vermemiş, Kureyş’in takibinden kaçınmak için herkesin beklediği gibi doğrudan Medine yoluna değil, aksi istikametteki Sevr Mağarası’na gitmiştir.
Görev Paylaşımı: Seyahati bir ekip işi olarak yönetmiştir.
Hz. Ebû Bekir: Yol arkadaşı.
Abdullah b. Ebû Bekir: Mekke’de kalıp müşriklerin haberlerini toplayıp onlara ulaştıran istihbaratçı.
Âmir b. Füheyre: Koyunları otlatarak ayak izlerini silen ve onlara süt getiren lojistik destekçi.
Abdullah b. Uraykıt: Güvenilir, tecrübeli ve putperest olmasına rağmen sır tutan rehber.
Dualar ve Teslimiyet: Tüm bu maddi tedbirlere rağmen, her işinde yaptığı gibi Allah’a dua ederek ve O’na tevekkül ederek yola çıkmıştır.
Sefere Çıkarken Okunacak Dualar
Nebi-yi Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
Bir sefere çıktığın zaman arkadaşların içinde hâli en güzel ve azığı en bol bir kimse olmak ister misin ey Cübeyr? Öyle ise şu beş sureyi oku: Kâfirûn, Nasr, İhlâs, Felâk ve Nâs. Her sureye besmele ile başla ve besmele ile bitir. (Heysemî, X, 134)
Efendimiz (sav) şöyle dua ederdi: “Rahman, Rahîm Allah’ın adıyla.
Ey Rabbim! Senden yardım istiyorum, sana tevekkül ediyorum, benim işimin zorluğunu azalt! Seferimin meşakkatini kolaylaştır ve beni hayırla rızıklandır. Benden her türlü şerri defet. Rabbim! Sadrıma inşirah ver. İşimi kolaylaştır, dilimdeki düğümü çöz. Allah’ım, kendimi, dinimi, ehlimi, malımı, akrabamı, bana ve onlara ihsan ettiğin âhiret ve dünyaya müteallik bütün nimetlere seni bırakıyorum ve onları sana emanet ediyorum. Bizim hepimizi her türlü kötülükten ve üzücü şeylerden muhafaza et! Ey kerem sahibi Rabbim! Beni ve benim beraberimdekileri muhafaza et! Beni ve beraberimdekileri selâmette kıl, beni ve beraberimdekileri menzilimize ulaştır ey Rabbim! Ey Rabbim! Sana tevbe ettim, sana sarıldım, takvayı bana azık olarak ver, günahımı mağfiret et, her nereye yönelirsem beni hayra yönelt!”(krş. Nevevî, el-Ezkâr, 195 vd.)
İster gemi olsun ister binek hayvanları olsun, üzerlerine bindiğimiz zaman şöyle diyerek Rabbimizi tespih edecek ve O’nu her türlü noksan sıfatlardan, ortağı olmaktan, herhangi bir şeye ihtiyacı bulunmaktan pak ve uzak tutacağız:
“Bunu bizim hizmetimize veren Allah her türlü kusur ve noksanlıktan uzaktır. Yoksa bizim buna gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz, bu nimetlerden sorulmak üzere Rabbimize döneceğiz!” (Zuhruf 43/13-14)
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuktan dönünce ne yapardı?
Kab b. Mâlik radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir yolculuktan döndüğü zaman ilk iş olarak mescide uğrar ve iki rekât namaz kılardı.
Hz. Peygamber, ne maksatla ve hangi sebeple olursa olsun çıkmış olduğu bir yolculuktan döndüğü zaman, doğruca mescide gider, orada iki rekât tahiyyetü’l-mescid namazı kılar ve bir süre oturmak suretiyle Müslümanların “hoş geldiniz” demelerine imkân verirdi. Bu arada görülecek bir iş ya da bakılacak bir dava varsa onu da hallederdi. Resul-i Ekrem Efendimiz bunu alışkanlık haline getirmişti.
Yaptığımız seyahatlerden sonra yaşadığımız mahallemize gelip, eş dost akraba ile selamlaşıp, onların bize hoş geldin demesine fırsat vermeliyiz.
Yaşadığımız güzelliklerden çıkardığımız hisseleri paylaşıp, tecrübe edinilen zorlukları da aktarmalıyız ki seyahate çıkacaklara örnek olsun.
Özellikle farklı ülkeleri gezerken muhakkak yazılar yazıp veya belgeleri fotoğraflayıp seyahatlerin önemli noktalarını kayıt altına almamız birçok açıdan bize fayda sağlayacaktır.
Yeni gördüğümüz yerlerde insanların insanlığa kazandırabileceği birçok farklılığın olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Hele hele seyahatin bizlere kazandırdığı unsurları hiçbir şekilde unutmayalım.
Belki de günümüzde insanların yemeye, içmeye ya da malayani sayabileceğimiz birçok şeye para harcadığını gördüğümüzde onlara, bir şeyler biriktirip dünyanın farklı coğrafyalarına seyahat etmelerini tavsiye edebiliriz.
Selam ve dua ile…