SOSYOLOJİK SİYER- Nasihat Kazandırır

SOSYOLOJİK SİYER- Nasihat Kazandırır

Klavyemizin tuşları bugün öyle bir kavram için harekete geçti ki, bu yazacağımız eylem hem failine hem de dinleyip amel edenine çok şey kazandıracak bir güzelliktir. Hatta bu makaleyi yazmaya gayret edene de okuyana da Allah’ın izniyle kazandıracaktır.

Kısa Kısa Nebevi Öğütler

“Duyduğu hak sözü, bir Müslüman kardeşine söylemek ne güzel hediyedir.” (Taberani)

Kapitalizmin takvim yapraklarını esir alıp her güne bir uydurma mana yüklediği günümüzde, hediye deyince akla gelen genelde maddi şeyler. Fakat mananın maddeyi tokatladığı dinimizde, önemli hediyelerden bir tanesi “nasihat” olarak kabul edilir. Biz de bu anlamda sevdiklerimize bolca hediye verelim.

“Hayra sebep olana, bunu yapanın ecri kadar sevap verilir.” (Müslim)

Aklında her daim hayır işleri olanlar, sadece kendi yaptıklarıyla kazanmaz. Aynı zamanda insanların hayırla tanışmasına veya güzellikleri istikrarlı yaşamalarına vesile olanlar da sevap hanelerine katkı sağlamaya devam ederler.

“Kendi için istediğini din kardeşi için de istemeyen, iman etmiş olmaz.” (Buhari)

Öyle bir dinin mensuplarıyız ki, sadece bizim kazanmamız yetmez, kardeşlerimize de kazandırmaya gayret etmeliyiz. İman edenlerin kendi amel dünyalarında kandiller yakmaları yetmez, hayatı kararmış insanlığın -özellikle iman ile tanışmış kardeşlerinin- salih amellerle buluşmaları için de çaba sarf etme zorunlulukları var.

“Allah azze ve celle’nin en çok sevdiği kimse, çok nasihat edendir.” (Ahmed bin Hanbel)

Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam, dünya döndükçe emsali zor görülecek bir nesli yetiştirirken nasihate çok büyük bir yer açtı. İkaza ihtiyacı olan kim olursa olsun Efendimiz aleyhisselam uygun zaman ve zeminde uyarısını yaptı. Kimi zaman bireysel kimi zaman da topluluk halinde, uyaranların en hayırlısı olan Allah’ın elçisi görevini hassasiyetle yerine getirdi.

Bugün her nefis nasihate ihtiyaç duymaktadır. Belki de en çok nasihate ihtiyacı var. Bedenî isteklerimizi manevi arzularımızın önüne geçirdiğimiz için nasihate olan ihtiyacımız arka sıralarda kalmıştır.

Başta kendimiz olmak üzere, Allah azze ve celle’nin kelamı ve son elçisinin sünneti ile tekraren buluşmalı ve suya ihtiyaç duyan ekinler gibi ruhumuzu sulamalıyız nasihatlerle. Alim ve ariflerin yanlarında çokça bulunarak yaşanan nasihatlerin kopyasından benliğimizi sevindirelim.

Nasihat Nedir?

Hayatımızı ve hayatları daha da değerli kılacak olan nasihat nedir sorusuna cevabı alimlerimizden aldık.

Sözlükte “saf, halis olmak, kötülük ve bozukluktan uzak bulunmak; iyi niyet sahibi olmak ve başkasının iyiliğini istemek” anlamlarındaki nush kökünden türeyen nasîhat kelimesi “başkasının hata ve kusurunu gidermek için gösterilen çaba; iyiliği teşvik, kötülükten sakındırmak üzere verilen öğüt; başkasının faydasına ya da zararına olan hususlarda bir kimsenin onu aydınlatması ve bu yönde gösterdiği gayret” manalarında kullanılmaktadır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “nṣḥ” md.; et-Taʿrîfât, “en-Naṣîḥa” md.; Lisânü’l-ʿArab, “nṣḥ” md.; M. Tâhir İbn Âşûr, VIII/2, s. 193-194).

Kaynaklarda nasihat, daha umumi olarak kişinin inanç, ibadet ve her türlü iyiliklerdeki dürüstlük ve samimiyetini ifade edecek şekilde açıklanmaktadır. Bununla birlikte sadece sözle yapılan irşad ve uyarılara nasihat denildiği, sözlü olmayan uyarılar için kelimenin ancak istiare yoluyla kullanılabileceği belirtilmektedir (Lisânü’l-ʿArab, “nṣḥ” md.).

Kur’ân-ı Kerîm’de nasihat kelimesinin on iki âyette isim ve fiil şeklinde türevleri geçmektedir (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “nṣḥ” md.). Hadislerde ise hem nasihat kelimesi hem türevleri sıkça kullanılmıştır (Wensinck, el-Muʿcem, “nṣḥ” md.). Özürlü, hasta veya savaş masraflarını karşılayacak maddî güçten yoksun olanları savaşa katılmaktan muaf tutan bir âyette (et-Tevbe 9/91), bunların Allah ve resulü için nasihat faaliyetinde bulunmaları halinde sorumlu tutulmayacakları ifade edilmektedir. Bu âyet, Kur’an’ın, nasihati Müslümanlar için görev sayması yanında özürlülerin de bazı faaliyetlere katılarak faydalı hizmetler verebileceklerini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

Şevkânî, âyetteki “Allah için nasihat”in öncelikle “Allah’ın kullarına nasihat etme” anlamına geldiğini, ayrıca Allah’a iman edip O’nun dinine göre yaşama, Allah yolunda cihad edenleri destekleme ve Müslümanların düşmanlarına hiçbir şekilde destek olmama şeklindeki görevleri de içerdiğini belirtmiş; “Allah’ın resulü için nasihat”i de O’nun peygamberliğini ve getirdiği dinin hükümlerini tasdik edip bütün emir ve yasaklarına uyma, dostuna dost, düşmanına düşman olma diye açıklamıştır (Fetḥu’l-ḳadîr, II, 446; Diyanet Vakfı İslam ansiklopedisi).

Yukarıda yapılan tarifler tarih sayfalarında bireyler ve toplumların yaşantılarına nüfuz edince, dünyası ve ahireti kurtulan nesiller yetişti. Biz de kendimize iyilik yaparak dünya ve ahiret saadetinin peşinden koşabiliriz.

Selam ve dua ile…

Not: Allah izin verirse nasihatle ilgili yazılarımız devam edecek.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.