SOSYOLOJİK SİYER – Dersimiz Ahlak

SOSYOLOJİK SİYER – Dersimiz Ahlak

Hepimiz biliyoruz ki, toplum olarak birçok sorunumuz var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi de Ahlak sorunumuz. Hâlbuki biz “Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örnek”1 olan Efendimizin aleyhisselam, rahmeti her şeyi kuşatmış olan Allah’ın azze ve celle tasdikiyle “yüce bir ahlâk” üzere2 yaşadığını hayat kitabımızdan okumuş ve iman etmiştik.

 

Ahlâkın özünü kişilik; kişiliğin özünü ise kendiliğinden, devamlı ve kuşatıcı olan kısmı teşkil eder. İzlenmesi gerekli yol olarak “sünnet” de içerdiği devamlılık ve kuşatıcılık ile Hz. Peygamber’in eşsiz ahlâkını şüphe ve yanlış anlamaya meydan vermeyecek şekilde insanlığın düşünme, ibret alma ve doğruyu bulma yeteneğinin istifadesine sunar.3

 

Sünnetten Yaşanacak Ahlak

 

Hayatımızın tamamına hâkim olduğunda dünya ve ahiret saadetine ulaşacağımız temel kaynaklarımızın ikincisi olan sünnetin sahibi aynı zamanda birinci kaynağın en güzel uygulayıcısıdır. Yani sünnete ittiba aynı zamanda vahye tabi olmanın da yolunu açar.

 

Yaşamımızı güzelleştiren ahlak ilkelerini peygamberimizin hayatından madde madde hayatımıza nakşetmemiz gerekir.

 

Önce doğruluk; Hangi konumda ve ortamda olursak olalım sıddık olmak için gayret sarf etmemiz gerekiyor. Rasulullah aleyhisselam efendimizin kendi aleyhimize dahi olsa doğru söylemeyi, şakadan dahi olsa yalan söylememeyi öğütlediğini ve yaşayarak gösterdiğini biliyoruz.

 

Adâlet; “Herkes için her yerde” diye sloganlaştırıp dilimizle ve eylemlerimizle hep adil olmak zorundayız. Adaletin zıttı olan haksızlık ve zulüm, devletleri dahi yıkarken insanımızı yıkmayacağını nasıl düşünebiliriz.

 

Söz ve amel ahengi; özü sözle, sözü de davranışla ayrılmaz bir vücut halinde görmemiz gerekir. Yahudi ahlakında olan başkaları için yazmak ve konuşmak müminlere yakışmaz. Söylediğimizi yaşamayı, yaşadığımızı söylemeyi ilke edinmemiz gerekmektedir.

 

İçtenlik ve samimiyet; düşünülen, söylenen ve yapılan her şeye güzellik ve insanilik damgasını vurur. Yapacağı işten daha kaliteli eylem samimiyettir diye öğrenen ve yaşayan Müslümanlar örneklik noktasında daha değerli olacaktır. “Din samimiyettir” diye buyuran efendimizin aleyhisselam hayat ödevine karşı hassasiyet göstermek zorundayız.

 

İncelik ve nezaket; Bir insan bir yere gitmeden-misafir olmadan önce incelik ve nezaketi gitmeli. Yaptığı her güzellikte zirve olan peygamberimiz aleyhisselam incelik ve nezakette de en güzel insandı. Kaba-saba insanların etrafında uzun süre kalınamaz, anlattıklarından istifade edilemez. Nazik insanlar ise uzun süre hitap etseler dahi insanlar onları can kulağı ile dinler ve örnek alırlar.

 

Hayâ; Öyle güzel bir eylem ki, imandandır diye canımız peygamberimizden övgü almış. Kendisi bir genç kızdan daha hayâlıydı zaten. Bugünün en büyük ahlaki problemlerinin başında utanmazlık yani hayâsızlık gelmektedir. “Utanmıyorsan yap” ilkesi gerçekleşince bir defa, artık zincirleme ahlaksızlık kazaları yaşanır oldu toplumumuzda. “Ahlakı, ahlaksızdan öğrendim” sözü artık hayat bulmalı. Utanmazın hayatına bakarak utanmalıyız.

Her türlü iyiliğin özünü simgeleyen şefkat, merhamet ve muhabbet; her durum ve şartta insana yakışırlığı temsil eder.

 

Hilm, cömertlik, sabır, cesaret, kökü sağlam, dalları ise gökte olup her daim Rabbin izniyle yemişini veren iman ve güzel ahlak ağacının özünü teşkil eder.

 

Takva, itidal ve hakkaniyet, her türlü güzellik ve olgunluğun en güzel elbiseleri olan tevazu, sadelik ve vefa… O’nun aleyhisselam yüce ahlâkının ana çizgilerini oluşturur.

 

Yeme-içme, giyim-kuşam, istirahat ve eğlenme gibi tabi ihtiyaçlarını karşılamasında; ailesi, akrabaları, dostları ve düşmanları ile ilişkilerinde; duâ, ibâdet ve niyazında; tebliğ ve sohbetlerinde; geçimini teminine yönelik faaliyetlerinde; tebessüm ve vakarında; afiyet ve hastalığında; zenginlik ve fakirliğinde; savaşta düşmanla olan mücadelesi ile evinde çocuklarıyla olan muhabbetinde; vefat etmiş oğlu İbrahim’in bedenine damlayan gözyaşlarıyla şehid olmuş amcası Hz. Hamza’nın delik deşik edilip hunharca parçalanmış bedenine bakan gözlerinde … kısacası hayatının her an ve her aşamasında bütün bu yüce değerler olgunlaşma çabası altında kendilerini gösterir ve O’nun şahsiyetinin ayrılmaz parçaları haline gelirler.

 

Hayat, devamlı değişen ilişkiler bütünü olup bütün değişimleri ile bir süreci ifade eder. Ahlâk ise istikrarı, gelişimi ve olgunlaşması ile bu sürece kimliğini kazandıran, şahsiyetini verendir. Bu açıdan Peygamber Efendimizin detaylarıyla bilinen hayatına bakıldığında, bu hayata örnek şahsiyetini verenin, yüce değerlerin, dosdoğru yolun, insanca, insanın yaratılış amacına uygun yaşamanın ilahi kelimelerle ifadesi olan Kur’an-ı Kerim olduğu rahatlıkla görülür.

 

Kendisine O’nu en iyi tanıyan kimselerden biri olarak “O’nun ahlâkı nasıl idi?” diye sorulduğunda, sevgili eşi Hz. Âişe’nin “O’nun ahlâkı Kur’an idi.” şeklinde cevap vermiş olması bu açıdan çok önemlidir. Öncelikle yaratan ve emredip en güzeline hidâyet eden yüce Allah’ın “Yâsîn, hikmet dolu Kur’an hakkı için, sen şüphesiz gönderilenlerden (Resûllerden)sin, dosdoğru yol üzerindesin.” (Yâsîn, 1-4); “Nûn. Kaleme ve yazdıklarına and olsun ki sen Rabbinin nimeti ile bir mecnun değilsin ve hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir ecir vardır. Ve hiç şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 1-4) ve benzeri âyetler ile Peygamber Efendimizin bir yandan üstün ahlâkına bir yandan da bu üstün ahlâkın ilâhî öğreti ile bağlantısına şahit oluruz.4

 

İnsan yaşamının üzerinde gerçekleştiği yeryüzü nice başarılara şahitlik etmiş; insan elinde çiçeklenen nice güzelliklerin tanığı olmuştur. Ancak bütün bu güzellik ve başarıların tek bir insanın şahsiyetinde Hakk’a ve hakikate şahitlik ettiği pek görülmemiştir. İşte Peygamber Efendimizi ve O’nun eşsiz ahlâkını mümtaz kılan, hayatın muhtelif yönlerinde ortaya konulan çeşitli başarıların sahibi olan diğer insanlardan ayırıp da O’nu tüm olgunluk ve kemalin numunesi haline getiren husus bu kuşatıcılığı ile bütünlüğüdür. Bu durumda insana ait yaşamın her anı ve her safhası için O’nun asil hayatı ve güzel ahlâkında olması gereken, olgunluk ve kemale işaret eden bir örneklik vardır. Rabbim bizleri de bu güzel ahlaktan nasipdar eylesin.

 

Kaynakça

 

  1. Ahzab, 21
  2. Kalem, 4
  3. Ahmed Kalkan, Konulu Siyer
  4. Ahmed Kalkan, Konulu Siyer
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.