SOSYOLOJİK SİYER-Dava Adamlarına Olan İhtiyacımız

Bu hayatı güzel bir şekilde yaşayabilmek için yaşama sanatını öğrenmemiz gerekiyor.
Her sanat/zanaat, ustası takip edilerek öğrenilir. Bu imtihan sahasında da insanoğlu önünde bir rehbere ihtiyaç duyar.
Tarihin her döneminde Allah celle celalühu yol gösterici elçiler görevlendirmiştir. Sadece yazılı kitaplar değil kitapların uygulayıcısı Resuller gelmiştir.
İnsanoğlu her dönemde olduğu gibi bu dönemde de İslam’ı orijinaliyle yaşayan örnek insanlara ihtiyaç duyar.
Allah’ın kitabı, Peygamber Efendimizin sünneti varken neden yaşayan bir insana ihtiyaç duyalım? Allah ve Rasulü bize yetmez mi?
Nasıl anlamalıyız, nasıl yaşamalıyız?
İnsanoğlu bir şeyi öğrenirken onu yapan birini gördüğünde modellemesi çok daha kolay olur.
Doktor olacak bir öğrencinin, hocasını takip ederek onun yaptığı gibi tedavi metotlarını öğrenip geliştirmesi beklenir. Bir araba tamircisi, ustasını izleyerek kendini geliştirir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Uzmanlarla tanıştığımızda hayatın birçok alanında olaylara bakış açımız değişir.
Bir psikiyatr arkadaşımız varsa insanın ruhi açıdan sıkıntıya düştüğü zamanlar neler yapması gerektiğini daha çabuk kavrarız.
Bir sosyolog dostumuz varsa ve sık sık sohbet etme imkanımız oluyorsa toplumsal problemlere karşı bakış açımız farklı olur.
Hayatta manevi olarak inanç, ibadet, ahlak ve muamelat gibi konularda yaşantısıyla topluma ışık tutan insanların olması hem yakınlarına hem de onunla görüşen insanlara çok büyük güzellikler kazandırır.
Günümüz gençliğinin sizce en büyük problemi ne diye bir soru sorsak ve üzerinde herkes birazcık düşünse, cevap olarak başta ailesi, arkadaşları, öğretmenleri ve sosyal hayatını paylaştığı insanların örnek davranışlardan uzak olması diyebiliriz. Gençlerin hiç istemediğimiz noktalara gitmesini sağlayan etkenlerin başında ortam bozuklukları gelmektedir.
İnsanlık olarak rol/model insan sıkıntısı çekiyoruz. Hem de hat safhada diyebileceğimiz bir noktada.
Sadıklarla Beraber Olmak
Okuduğunuz kitaplar, aldığınız diplomalar, sertifikalar, başarı belgeleri bunların her biri bir yere kadar… İrfan sahibi bir dostunuz, bir üstadınız varsa bin diplomadan daha büyük bir kazanımınız var demektir.
Cehalet asrını saadet asrına döndüren, “insanlara en güzel örnek olarak sunulan önderimiz peygamberimizdir.”
Peygamberimizden sonra yaşamıyla insanlara önder ve örnek olan yüzlerce alim ve arif sayabiliriz. Yeri gelmişken bir büyüğümüzü hatırlayalım.
Ebu Hanife, yaşadığı döneme hayatı ile damga vurmuş, insanları kötülükten iyiliğe yönlendirmiş, sadece yaşadığı çağa değil arkasından gelecek nesillere de yol göstermiş büyük bir alimdir.
Her dönem böyle dava eri insanlardan bahsetmek mümkündür.
Büyük Bir Alim ve Dava Adamı
İnsanlar maalesef negatif olayları çok konuşup pozitif değerlendirmelerden uzak duruyorlar. Gözlerinin önündeki nuru göremiyorlar. Allah celle celalühu her dönem insanlığa rehber olacak güzel dava erleri var etmektedir.
Bizim için de rahmetli Zeki Soyak hocamız, yaşadığı dönemin alim ve arif dava erlerinden biriydi.
Hayatımın en önemli olaylarından bir tanesi muhterem hocamla tanışmaktı.
Ondan öğrendiğim o kadar çok şey var ki saymakla bitmez.
Önder, lider bir dava adamının özellikleri nedir, hocamızda yakinen gördüm.
En başta mefkûresi olmalı bir yol göstericinin.
Mefkûresi İslam olmalı.
İslam hayatından bir parça değil, yaşamının tamamı olmalı.
Dün dündür, bugün bugündür diyen değil, her an Allah bizi görüyor şuuruyla yaşayan bir dava eri olmalı.
İslam’ın bir bölümünü bayraklaştırıp ona göre hayatını yaşayan değil, tamamını düstur edinen bir alim olmalı.
Vasıtaları gaye olmamış, gayesi sadece Allah’ın rızası olan ve bu yolda var gücüyle çalışan, istişare etmeyi prensip haline getiren, ölçülü ve dengeli dava adamları olmalı. Rahmetli hocamız gibi.
Rabbimizin emirlerini Peygamber Efendimizin gösterdiği şekilde yaşama gayreti olan, sahabe sevgisi yüreğinde ve bedeninde hissedilen alimler olmalı dünyada.
Faziletli bir toplum yetiştirmek için derdi olmalı, dert için çalışırken de fedakarlıkların hesabı yapılmamalı diyecek ve bunları insanlara gösterecek yol öncülerine ihtiyacımız var.
Şahsi meselelerinde hep affedici olmayı tercih eden, mesele İslam olunca yerinde duramayan mücahit ve muvahhid alimler olmalı.
Yazdığımız maddeleri ve yazamadığımız güzellikleri yaşayan ve toplumun da yaşaması için öncü olan hocamızı tanımak, sadece eserlerini okumakla olmaz. Aynı hassasiyetlerle İslam’a hizmetkar olmamız şart.
Bundan tam on sekiz yıl önce yani 29 Mayıs 2005’te kutlu bir fethin yıl dönümünde ahirete uğurladığımız hocamıza Rabbimizden rahmet diliyorum.
Allah azze ve celle Zeki Hocamızdan razı olsun.
Selam ve dua ile…