SOSYOLOJİK SİYER – Camide Nitelikli Zaman Geçirelim/Ömer Faruk Özcan

Bir yazıda böyle bir başlık okunduğu zaman, beş vakit camiye gitmeye çalışan ya da gönlü camide olanlar “Estağfurullah, estağfurullah, böyle bir başlık mı olur, böyle bir yazı mı olur?” diyebilirler. Zaten hayatta işe yarar çok az işimiz var ve bunların başında da camiye devam etmek geliyor diyebilirsiniz.

Kendi açınızdan baktığınızda muhakkak haklı olduğunuz yön çok çok fazladır.

Bir de ideal açısından baktığımız zaman, alemlere rahmet olarak gönderilen, en güzel örnek ve önder peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem camileri nasıl kullandı?

Nasıl istifade etti?

Neler yaptı diye düşündüğümüzde sanki kendimize zayıf not veririz gibi geliyor bana.

Cami ve Mescitlerin Önemi

1-En Sevimli Mekânlar

Peygamberimiz (s.a.v.), yeryüzünde Allah’a en sevimli yerlerin camiler olduğunu bildirmiştir. (Müslim, “Salât”, 53)

Hem manevi huzur hem de işlevsellik açısından camileri asr-ı saadetteki kadar verimli kullanmanın yollarını aramalıyız.

2-İslam’ın İlk Tesislerinden Biri de Mescitlerdir

Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde daha Medine’ye ulaşmadan Medine yakınında Kuba Mescidi’ni, Medine’ye geldiklerinde de Mescid-i Nebi’yi inşa etmiştir. Sadece namazgâh değildi mescitler. Hayatın en önemli yerinde durmaktaydı. İnsanların en önemli işleri ve sorunları mescitte görüşülürdü.

3-Mescitleri Kimler İmar Eder?

“Allah’ın mescitlerini, yalnız Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece Allah’tan korkan kimseler onarırlar. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (9/Tevbe, 18)

Namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan korkan kimseler mescit imar eder: Çünkü yetiştirilecek bir nesil var ve bizi bekliyorlar. Camilere/mescitlere ihtiyaçları var.

Peygamberimiz (s.a.v.), cami yaptırmanın fazileti hakkında şu müjdeyi veriyor:

“Kim Allah rızası için mescit yaparsa, Allah, benzerini onun için cennette inşa eder.” (Buhârî, “Salât”, 65; Müslim, “Zühd”, 3; İbn Mâce, “Mesâcid”, 1) Müslim’in diğer bir rivayeti; “Allah cennette ona bir köşk yapar.” şeklindedir.

4-Sevabı Kesilmeyen Hayırlardan Biri de Mescitlerdir

“Bir mümine öldükten sonra amelinden ve yaptığı iyiliklerinden ulaşacak şeylerden biri de yaydığı ilim, geride bıraktığı iyi evlat, miras olarak bıraktığı mushaf-ı şerif, yaptırdığı mescit, yolcuların barınması için inşa ettiği ev, akıttığı su, sağlığı yerinde iken malından çıkarıp verdiği sadakadır. Bunlardan hangisini yapmış ise öldükten sonra onun sevabı kendisine ulaşır.” (İbn Mâce, “Mukaddime, 20)

Dünya ve ahireti dengede yaşama gaye ve gayretini taşıyanlar için muhteşem bir müjdeler dizisi. Ticareti, kârı, fayda ve zararı hesap edebilenler için inanılmaz bir imkân ve nimet.

Camilerden Nasıl İstifade Edelim?

1-Camiler bizim evimiz gibi olmalı. Aslında namaz dışında da vakit aralarında oturabildiğimiz, kitap okuduğumuz, tesbihat yaptığımız, tefekkür ettiğimiz ve dua yaptığımız mekânlar olmalı.

2-Sadece ibadet amacıyla geldiğimiz yerler olmaktan da çıkarmalıyız camilerimizi. Bazen çay içmeye gittiğimiz, bazen dertlenmeye ve dertleşmeye gittiğimiz, hatta kimi zaman yatıya dahi gidebilmeliyiz camilere.

3-Camileri yaz kursunda değerlendirmeye çalışıyoruz.

Diyanet İşleri başkanlığımıza ve görevlilerimize çok çok teşekkür ediyoruz. Fakat eski usul talebe okutma vefat etmiştir, Allah rahmet eylesin.

Doldur boşalt modelinden, düzenli kayıt, düzenli takip, belki camilere sınıf sistemi, güzel müfredatlar, seviyeli eğitimciler ve planlı bir eğitim şart camilerimize.

4-Camilerde çok sık sosyal faaliyetler düzenleyebilecek ortamlar da hazırlamamız gerekiyor.

Örnek verecek olursak aile seminerleri düzenleyebiliriz.

Baştan sona incelenmiş ve uygunsuz yerleri kesilmiş, mesaj içeren film gösterimleri yapılabilir.

Özellikle küçük yaştaki çocuklar ve gençlerin ilgisini çekecek akıl-zekâ oyunları ile camilerimiz doldurulabilir.

Kısacası ecdadımızın kullandığı gibi bir vakıf binası olarak kullanmalıyız camileri.

Elbette camileri sadece oyun, eğlence, mekân olarak görmek yanlış. Zamanına ve zeminine göre uygun faaliyetler yerine getirmek, camileri de eli ayağı düşürmemek şartıyla.

Bir de camide safları dolduran müminlere söyleyeceklerim var:

Hocalarımız sohbet yaparken dışarıda oturup muhabbet etmeyi keserek ilim halkalarına dahil olalım.

Cami dışına çıkınca sanki hiç namaza gelmemiş gibi dedikodu, gıybet, laf taşıma, kötü lakapla insanları çağırma gibi hastalıklardan korunalım.

Bir mümin olarak mahallemize örnek olmanın gayretinde olalım.

Selam ve dua ile…