SOSYOLOJİK SİYER – Birlik Olmada Peygamberimizin Örnekliği – 2/Ömer Faruk Özcan

SOSYOLOJİK SİYER – Birlik Olmada Peygamberimizin Örnekliği – 2/Ömer Faruk Özcan

Hayatı yaşamada yegâne önderimiz Peygamber Efendimiz (sav) her alanda örnek alındığı zaman Müslümanlar olarak hem dünyada hem de ahirette rahat ederiz. Geçen ay yazmaya gayret ettiğimiz yazımızda birlik ve beraberliğimize zarar verecek hallerden, durumlardan kısa kısa bahsetmeye gayret ettik. Bu yazımızda da kaldığımız yerden devam edelim.

Hayır İşlerinde Birlik Olmak

Ebu Zer Cündeb İbni Cünade radıyallahu anh şöyle rivayet ediyor: “Ey Allah’ın Resulü! Hangi amel daha üstündür?” dedim. “Allah’a iman ve Allah yolunda cihaddır” buyurdu.

Ben: “Hangi (esir veya) köleyi (azat etmek) daha faziletlidir?” dedim. “Sahiplerine göre en kıymetli ve bedeli en yüksek olanı” buyurdu. (Cihad ve köle azadını) Yapamazsam, dedim. “(Bir) İş yapana yardım edersin veya işini beceremeyenin işini görürsün” buyurdu. Ey Allah’ın Resulü! Bunlardan hiçbirini yapamazsam, dedim. “İnsanlara zarar vermezsin. Zira bu da kendi kendine iyilik etmen demektir” buyurdu (Buhârî, Itk 2; Müslim, İman 136).

Tam manasıyla anlaşıldığı ve uygulandığı zaman hadis-i şerif birçok meselemizi çözecektir. Öncelikli olarak Allah yolunda cihad etmenin tüm Müslümanların gündeminde olması ve zulüm ortadan kalkıncaya kadar da hiç düşmemesi gerekir. Elbette herkesin üzerine farz olan cihadı farklı olabilir. Bu konuda herkesten aynı çalışmayı bekleyemeyiz. Ama gücümüzün yettiğini yapmaktan sorumlu olduğumuzu asla unutmamamız gerekir.

Hadis-i şerifte geçen köle azat etmenin de üstünde durmak gerekir. Eskiden bireyler köle olarak alınıp satılırken günümüzde koskoca şehirler ve hatta ülkeler dahi esarette bırakılabiliyor. Aslında esaret dahi hafif kalabiliyor Filistin, Doğu Türkistan ve mazlum coğrafyamızı anlatmak için. Yaşama hakları ellerinden alınan kardeşlerimizin tekrar hürriyetlerine kavuşabilmeleri de bizim bir ve beraber olmamızla çok yakından ilgilidir. Özellikle halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri üç maymunun taklidini asıllarından daha iyi yapıkları şu dönemde biz Müslüman halklara daha da fazla iş düşmektedir.

Hadisin üçüncü merhalesi, işini göremeyenlerin yardımına koşarak yapılması gerekeni yapmak olarak ifade ediliyor. Aramızda bu konuda elinden geleni yapmaya çalışan bir azınlık var ama yetmiyor, yetmeyecek. Uyuyanları uyandırmak gerekecek. Yoksa hepimiz bir daha uyanmamak üzere uyuyup kalabiliriz. Elimizi taşın altına sokarken taşın büyüklüğünü de düşünerek birkaç el ile ellerimizi birleştirmemiz gerekecek. Uzanan ellerin sahiplerini yargılamadan ve ötekileştirmeden samimiyetle taşı kaldırıp zalimin üzerine atmalıyız. Gücümüz yetmiyorsa dahi taşı mazlumun üzerinden almak zorundayız.

Hiçbir şey yapamayan ne yapacak sorusuna Efendimizin cevabı çok güzel: “İnsanlara zarar vermezsin. Zira bu da kendi kendine iyilik etmen demektir.” Faydalı olamıyorsan zararın da olmasın. Dilini Müslümanlara zarar verecek sözler söylemekten alıkoy. Özellikle yalan, iftira ve gıybetten uzak dur ki vereceğin zarar için ayrı bir gayret gerekmesin. Enerjimiz o yöne kaymasın. Elini Müslümanlara zarar verecek insanlardan çek ki kendine iyiliğin dokunsun. Özellikle kardeşine kurşun sıkacak ellere para yollama ki hesabın kabarmasın. Kendi ellerimiz ile kendimizi tehlikeye atmayalım. Boykot sadece boykot değildir, unutmayalım.

Dilimizden ve elimizden gelebilecek zararlardan bahsetmişken hem bunlara yön veren ve de fazlasıyla zarar açan, sahip olmamız gereken iki organımız kalp ve beyin. İnsan düşünmeden ve planlamadan çok az iş yapar. Aklımızı ve vicdanımızı hep iyiliklere kanalize ederek kendimize ve Ümmeti Muhammed’e faydalı olabiliriz. En azından zararımız dokunmaz.

Aslında bir hadis bin hadiseye ışık tutuyor ve sayısız derdimizi çözebiliyor. Hadislere bakışımız, hadiselere yaklaşımımızı dahi etkiliyor.

Rabbim Efendimizin (sav) yolundan ayırmasın.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.