Ulaşılamayan Makama Sesleniş
Dürr-i yeganem
Gönlüme değdi paren
Oldum üftade
Çok ağlar oldu durmaz bîçare
Lâkin
Gel diyemez dil
Ahlakına ayna olmadan gafil
Yürek parçalar halim
Tutsam elimde kalır kararım
Yara açar her bir adımım
Dur desem
Diretir gözyaşlarım
Tufan doludur her yanım
Ya gözyaşlarımda boğuluram
Ya tufanlarda
Düşe kalka ulaşabilir miyim ki sana
Gelsem rüsva halimle
Gül kokun siner mi her zerreme
Götürebilir miyim ebede
Peki bakabilir mi suretine
Bu dide
Anlatabilir mi aşkını maşukuna
Yakalayabilir mi asr-ı saadeti
Bir lokma tadabilir mi ya da
Yaralarıma merhemdir senin gül kokun
Her an olsam kevser başında
Avuç avuç içirsen suyundan
Sönmez
İçimdeki odu kül eylemez
Eyleyemez
Yokluğunda düştüğüm kuyular
Kör zindanlar
Kollarımdaki prangalar
Artık yoklar
Lütfederse âl-i zatın
Lâyefna bir saadetle bağındayım
Ben divane sersem
Sen eşsiz benzersiz
Huzurundakiler hemdem
Yerim midir ki bilmem
Ama her daim o huzura yürürem