SİZDEN GELENLER- İnsan ve Paylaşmak

SİZDEN GELENLER- İnsan ve Paylaşmak

İbrahim TENEKECİ bir yazısında “Ortaya çıkardığınız bir güzelliği, elinizdeki bir kıymeti, anlamayana gösterir, bilmeyenle paylaşırsanız hevesiniz kırabilir. Bakmayı bilmek ve sahiden anlamak da marifet istiyor.” demişti.

O zaman meseleye insan neyi kiminle paylaşmalı sorusuyla devam etmek istiyorum.

Beşer olan bizler her zaman bir paylaşım içinde değil miyiz? Paylaşmak kelimesi Türkiye topraklarında aynı anlamı ifade ederken karşılığı olan paylaşılacaklar Ali’den Veli’ye, Ayşe’den Fatıma’ya değişti durdu.

Bu coğrafyada; iyilik, kötülük, sevgi, dostluk… ekmeğimizi paylaştık.

Paylaştık, adına zekât dedik.

“Bakara Suresi, 177. ayet: Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlar da bunlardır.”

Zekât, İslam’ın şartları arasında yer alan, hem ibadet hem de vergi yönü bulunan bir ameldir. İslam tarihinde zekât bir yandan fakirlik probleminin aşılmasında bir vasıta olarak görülürken diğer yandan devlete itaatin de sembolü olarak addedilmiştir. Fıkıh kitaplarında zekâta ilişkin hükümlerin hangi tarihsel zemine dayandığını bilmek son derece önemlidir. Hz. Peygamber ve dört halife döneminde zekâta ilişkin hükümlerin konulma süreci tarihsel açıdan ele alınmıştır.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamber olarak gönderilmesi ile birlikte daha ilk andan itibaren inanç alanında tevhidi vurgulayan vahiy, Mekke döneminin belli başlı toplumsal problemlerine de eğilmiştir.

Bu kapsamda olmak üzere Mekke’de indirilen sûrelerin temel mesajları arasında toplumda zayıf konumda bulunan fakirler, miskinler, köleler ve yetimlere özel bir ilginin gösterildiği görülür. Mekke’de indirilen sûrelerde sıklıkla yemek yedirmek (it’am), vermek (i’tâ / îtâ) teşvik edilir. Dahası yoksulu doyurmaya teşvik etmeyenler kınanır.

Velhasıl dünya nasip yurdudur.

Paylaşmak nasip olsun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.