SİZDEN GELENLER- İktisadın Toplum Tasavvuruna Giriş – 3

Bir önceki yazıda tüketim toplumunu ele almaya çalışmıştık. Bu toplum yapısının kendini tanımlamak için piyasadaki ürünlere önemli anlamlar yüklediğini gözlemlemeye çabaladık. Bu açıdan herhangi bir ürünün onun için hem gündelik hayatta ihtiyaç hem de kendi kimliğindeki önemli bir parça olduğu düşüncesi yer almaya başlamıştı. İşte burada dünyada bu tüketimi destekleyecek ve süreklilik kazandıracak itici güç, “finansallaşma” olarak düşünülebilir.
“Finansallaşma” bir ekonomide mal ve hizmetlerden elde edilen kâr giderek azalırken finansal piyasalarda kârın artmasına denir. Bu açıdan karşımıza çıkan kavram ise finansal piyasaların ne olduğudur. Finansal piyasaları kısaca, kıymetli evrakların alınıp satıldığı yer olarak tanımlayabiliriz. Kendi içerisinde para piyasaları ve sermaye piyasaları olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. İki piyasada da tasarruf sahipleri ile borca ihtiyaç duyan kişilerin buluşturulması amaçlanmaktadır. Para piyasasında daha çok vadesi bir yılı geçmeyen fon varlıklar varken sermaye piyasasında ise bir yıldan daha uzun fon varlıkları bulunmaktadır. Finansal piyasaların araçlarına hazine bonosu, devlet tahvilleri ve yatırım fonu katılım payları gibi işlemler örnek verilebilir.
Bu açıdan bakıldığında sanayi üretim biçimini tamamlamış gelişmiş ülkelerde(!) 1970’li yıllardan itibaren finansal sektörlere ağırlık verilmeye başlandığı söylenebilir. Bu durum, kendisini reel olarak herhangi bir ürünün üretilmesinden elde edilen kâra değil de daha çok bununla ilişkili olan yukarıda bahsi geçen finansal piyasalardan kâr elde edilmesine yol açmıştır. Böyle bir piyasa yapısı da küreselleşme ile birlikte herhangi bir yerden herhangi bir ülkede bulunan şirketin hissesini alabilme imkânı getirmiştir.
Sistem içerisindeki bu yatırım fonları da ağırlıklı olarak teknoloji şirketlerine aktarılmaktadır. Bunun sebebi ise ilerleyen teknolojik gelişmelere insanların hayatını rahatlatacak, onlara refah sunacak gözüyle bakılmasındandır. Tüketim toplumunda bahsettiğimiz insanlar, almanın daha kolay olduğu ve onsuz her daim noksan kaldığını düşündürecek teknolojik ilerlemeler sayesinde yatırım ve fon bulma gibi işlemler daha rahat tüketilmekte ve üretilmesi için gerekli fon bulunmaktadır. Bu durum neticede uzay çalışmalarına bile yansımakta “yeni bir yaşam” sloganı ile sağlanabilmektedir. Bu durumda oluşan kapitalist piyasada ilişkiler küresel anlamda birbirine oldukça bağlı ve irtibatlı bir hale gelirken sistemin devamlılığı için piyasa içerisindeki inovasyonlar önemli bir rol oynar duruma gelmiştir. Nitekim sistemin devamlığı da bugün ki metaverse gibi gelişmeler ile sağlanmaktadır.
Bu zamana kadar ki olan yazı silsilesi en temel hatlarıyla iktisat tasavvurunu anlatmayı amaçlamıştır. Bundan sonraki süreçte bahsedilen kavramları, geçen düşünceleri ele alarak asıl konumuz olan İslam İktisadı meselesine geçiş yapabiliriz.
Bir sonraki yazıda görülmek üzere…