ŞİİR – Ölüm Yokuşu

Kim demiş ki ölüm bâki; kozmosta yok oluş
Vuslatların kapısı, tırmanılan bir yokuş
Yokuşların sonudur Huzur’unda dirilmek
Dirilirken sonsuzluğa, haddimizi bilmek
Hududumun sınırı, kulluğumun ölçüsü
Uzuvlarım Divan’da amelimin sözcüsü
Kaçış yok, dönüşler kapalı, kayıt meydanda
Ecel teri dökmek var, Azâmetli Divan’da
Has terazi kurulur, defterlerim dürülür
Defterlerin içinden nice sırlar görülür
Ufak, tefek dememiş, her şeyi hassas yazmış
Meğer insanoğlu mezarını kendi kazmış
Dünyada sevdiklerim şimdi benden kaçıyor
O küçücük hesaplar, hesapları açıyor
Herkes kendi derdinde meteliği arıyor
Cümle alacaklılar, her yanımı sarıyor
Yığın yığın mahşer kaynar, kalpte dert yumağı
Kimse hayal edemez, cennette ki konağı
Sırat gibi keskin, sırat gibi ince hesap
Tel tel dökülüyor nice hesapsız kasap
Varoluşun esrarı her yanımı kaplıyor
Ufak tefek hesaplar, şimdi mızrak saplıyor
Yokuşlar kovalıyor, umutların ardını
Şimdi hesap edemem, hiç kimsenin bahtını
Yalnızım, tedirginim dertlerimle baş başa
Aman haram katmayın, ne ekmeğe ne aşa
Hesap çetin, yokuş zorlu, virajla örülü
Cennette ki vuslatlar olsun bunun ödülü
Hesap zorlu, ödül büyük, Cemâl’indir dileğim
Rahmet eyle Allah’ım, kurtaramaz emeğim
…
Âşık YUSUFİ