ŞİİR-İlahi Aşkın Hikayesi

Çile sendeydi, aşk sen de; neydi sende ki sır
Sırlar içinde bir yığın düğüm, nice çığır
Firavun sarayında bir câriye, bir köle
Susuz çöl bile gözyaşınla dönmüştü göle
İncidir Hâcer’ler, İbrahim’lere yaraşır
Yanar ilâhi aşk ile ateşlerle savaşır
Teslimiyet sanadır, İbrahim’e imtihan
Bu nasıl bir yanmak Allah’ım, nasıl bir iman
Hâcer açlıktır, sususluktur ve yalnız kalmak
Tek amacı ilâhirızâdanmurad almak
Kundakta ki bebeğiyle, koşarken sahrâda
Koştuğun o yollar, birleşiyordu Reyyan’da
Öyle razı ettin ki hakkı, âbideleştin
Zemzem’e giden yolu sen aşkınla keşfettin
Aşkı diller anlatır, Hakk âşıkları yaşar
Aşka giden yollar Nemrudî ateşi aşar
Nasıl bir yakarış ki, arş-ı âlâ sallanır
İsmail’in ayaklarında zemzemle ballanır
O bebeğin kokusu, cezbediyor rahmeti
Ecir buluyor annemin cefakâr zahmeti
Nice kullar aradı zemzem’in kaynağını
Düşünmez misin sen, o gözyaşı sağnağını
O sağnak ki; acısı yürekleri dağlıyor
Bu duygu tufanına taşlar bile ağlıyor
Annem; cefâ sen de, vefa sen de, aşk da sen de
Sa’ylaaynîleşerek sana olunur bende
O hac ki; rükunları annemin emâneti
Aşkla yapılan haclar, müminin selâmeti
Sen yanınca aşk ile, ne yapsın ateş sana
Safâ, Merve yolunu koşarsın yana yana
Bir yangın ki; işler kızgın mızrak gibi kalbe
Büyük cihad dönüşü nefsle girersin harbe
İlâhi aşka râm olanda, bir sır, bir ışık
Yanmayan gönüllerde hisler biraz karışık
İlmen yakîn olmak yeter mi ayne’lyakîne
Uzaklarda arama, cevherinde hazîne
Çilesidir sa’y aşkın, vuslat yeri Arafat
Yanmadan âh etmek aşk kitabında kabahat
Yanarsın, sızlarsın, kan kusar âdeta yüreğin
Birşeyler beklemezsin,
göze gelmez emeğin
Âşka yelken açan; ne hesap bilir, ne kitap
Yârin gönlünü okur
“ol”dukça düşer bîtap
Utan şimdi Âşık, yüzün kızarsın utançla
Hâcer gibi yananlar, huzura varır kıvançla
Âşık YUSUFİ