Şeytan Ademoğlunu Yine Ağaçla Aldattı

Şeytan Ademoğlunu Yine Ağaçla Aldattı

Ulusalcılar, DHKP-C ciler, kapitalistler, antikapitalistler, söyleyenler, müftü karısıyım (!) diyenler, konsoloslukta yatanlar, söylenenler, vs, vs, hep birlikte vaktiyle kunta kinte saydıkları bir grubun ümüğünü daha fazla sıkmak özgürlüğünden mahrum kalmanın verdiği acıyla; duran, düşen, bağıran, yakan, yıkan her türlü adam olabildiler.

Hele tweetleriyle Başbakana hakaret ederek özgür-leş-tiğini zanneden bir tuhaf vakalar. Suriye’deki olay ve görüntüleri tweet dolaplarıyla Türkiye’ye kopyala yapıştır yapanlar. Hele ki şecaat arz edeyim derken, sirkatin söyleyen uluslararası televizyon kanalları…  Kazlıçeşmeyle Taksimi karıştıran uydu yayını yapan coğrafya bilmezler. Ağaç koruma fahri görevlisiyken, birden bire kaldırım taşı sökme memuru olanlar.  Taş sökerken birdenbire milletin ortak malı olan, otobüsleri yakanlar… Bir gün acep annesini ya da kardeşini belki de kendisini taşıyacağını düşünmeden ambulans yakanlar. Onlara destek veren Müslüman değil de antikapitalist Müslüman olanlar, ağaçla aldandılar.

Fabrika ayarları bozulan bir güruh, başörtülülere saldırıp özgür kalmaya çalıştı. Özgürlük dediler. Camiye geldiler gelmesine de evlerindeki ayakkabı kültürüyle camiye geldiler. Otobüsleri, dükkânları, ambulansları, özel araçları yaktıkça özgür-leş-tiler. Özgürlük istediler ağaçlar için.

Beyaz Türklerin “çiçek çocuklar” üzerinden yürüttükleri bu kalkışma “mesele gezi parkı olayı değil arkadaş. Sen hala anlamadın mı? Hadi gel.” Diye gönderilen davetiyeyle deşifre oldu. Sandıktan ümit kesenler olayları Türk Baharı diye yutturmaya çalıştı. “İsteriz” dediler. “Ne istersiniz” dendi. Sıraladılar. “Biir köprü istemeyiz. İkii havaalanı istemeyiiz, üüüç kanal istemeyiiiz dört nükleer enerji istemeyiiiiz.” “İyi de ne istersiniz?” dedik, istemediklerinizi söylediniz dendi.  Öyle ya kısıtlanan hiçbir şey yoktu. Rahat rahat yiyorlar, içiyorlar… Ne isteyeceklerdi ki? Sadece ülkenin zencilerinin rahatlamalarını hazmedemiyorlardı. Bir deneme yaptılar şimdilik tutmadı fakat pes etmeyecekleri malumdur. Başbakanın “dostu düşmanı bildik” ifadesi umulur ki yankısını bulur.

Dış mihrakların nasıl bir oyun tezgâhlayıp içerideki bilinçli, bilinçsiz gezi zekâlıları kullandıkları hususuyla ilgili olarak Takvim gazetesinin 12 Haziran 2013 Çarşamba günü Ergün Diler’in “O Tim İmha Edildi.” adlı yazısı calibi dikkattir. Suriye tarafından 100 kişilik bir timin ağır silahlarla sınıra gelmesi Türk askerinin ve MİT’in dikkatinden kaçmadı. 100 kişilik özel bir tim yok edildi. Eğer saldırı gerçekleşseydi inanılmaz şeyler olacaktı. Yazının tamamını okumanız önerilir.

Öte yandan aynı anda Brezilya da benzer şeyler oluyordu. Brezilya dışişleri bakanının “Biz Türkiye’den farklıyız neden bize bunu yapıyorsunuz?” açıklaması doğrusu çok manidardı. Üstelik Brezilya hükümeti otobüs zamları bahanesiyle sokağa dökülenlere zam geri alındı vaadini yeniliyor ve zammı geri alıyordu. Olaylarsa devam ediyordu. Meğer Brezilya da IMF’ ye olan borçlarını geçtiğimiz mayıs ayında bitirmekle suçun en büyüklerinden birini işlemişti.

Oyunu Türkiye de şimdilik tutturamadılar fakat Mısır’da Tahrir Meydanını doldurup gayri meşru bir ortam doğurdular. Bu gayri meşruluk Cumhurbaşkanı Mursi’nin şiddete başvurmaksızın direnin çağrısıyla milyonların Adeviye Meydanı başta olmak üzere sokaklara çıkmasına yol açtı. Fakat gösterilerde yakan yıkan bir topluluk yok. Sataşan küfür eden bir topluluk yok. Namaz sırasında 53 şehit veren buna rağmen galeyana kapılan bir topluluk yok. Dua var, vakar var, hak arayışı var. Vaktiyle Erbakan’a yapılanlarla Mursi’ye yapılanlar nasıl da benzeşiyor. Erbakan’ın talebelerinin başarılarına bugün bütün dünya şaşıyor. Mursi ile başlayan süreç de farklı olmayacaktır. Mursi’den sonra gelecek gençler bu tecrübeleri yaşamış gençler olacak.  Ortadoğu merkezli oynanan oyunlarda her tür bel altı vuruşlara rağmen Müslümanların daha da güçlenerek geldikleri herkesin malumudur.  Vaktiyle Bediüzzaman hazretlerinin söylediği gibi herkes eğitim alıyor.  “…Mısır, İslam’ın zeki bir evladıdır. İngiliz mektebinde eğitim alıyor, Türkistan ve Kafkasya İslam’ın cengâver İki evladıdır. Rus askeri mekteplerinde eğitim alıyor. Bir gün diplomalar alınacak ve En gür seda İslam’ın olacaktır.”

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.