Sevgi Toplumu-Adem Saraç

Kıymetli İlkadım Dergisi okuyucuları! Bu ayki sayımızda sizlerle İlkadım Kitaplığı’mıza yeni bir kitap daha kazandıracağız. Saygıdeğer Adem SARAÇ hocamızın Erkam Yayınları’ndan çıkan Sevgi Toplumu isimli kitabını beraber inceleyeceğiz.
Kitabımızda altı adet çalışma mevcut. Altı çalışmada altı örnek şahsiyet bizlere tanıtılıyor. Tanıtılan altı örnek şahsiyetten beşi sahabe efendilerimizden oluşuyor. Geriye kalan biri de Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem döneminde yaşayıp Peygamberimize iman ettiği halde içinde bulunduğu şartlardan dolayı Efendimiz’i göremeyen muhadram dan oluşuyor.
Şimdi bizlere tanıtılan örnek şahsiyetleri tek tek biz de tanımaya çalışalım. Çünkü Adem Saraç hocamız sahabe efendilerimizi tanımamızla ilgili şunları söylüyor:“Bilmek, olmak ve sevmek durumundayız. O canlara can atmak durumundayız. Öyle ki onlar bizden birer parça olmalıdır! Hısım-akrabamızdan çok daha iyi tanımalıyız onları. Onları bulan, her şeyi bulmuştur; onları bulamayan neyi bulmuştur? … Bu kitapta genel hatlarıyla Sahabenin imanını, ihlasını, isarını, inceliğini, sebatını, kahramanlığını kısacası Allah ve Resulü’ne, Kur’an ve Sünnet’e, İslam’a bağlılığını, kısmen de olsa işlemeye çalıştık. Ve bir “sevgi medeniyeti” sevgi toplumu nasıl oluşur, bunu örneklendirdik.”
İlk bölümde Hazreti Habbab b. Eret radiyallahu anh’ın hayatına misafir oluyoruz. Zor zamanların Müslümanları bu güzel insanlar. Müslüman olmanın her şeyi göze almak demek olduğu zamanların Müslümanlarından Habbab b. Eret. Fakat ne olursa olsun gönüllerine düşen iman kıvılcımıyla bir milim bile gerilemeden aydınlık günleri görme hedefi olan Müslümanlardandır Habbab b. Eret.
Peygamberimizin peygamberlikle görevlendirildiğini duyunca da hemen iman etmiştir bu mübarek sahabe efendimiz. Demirciliktir mesleği. “Ih” diye vururken demire, “Allah” diye vurmaya başlamıştır artık. Dükkâna gelen müşterilerine de İslam’ı anlatma, Hz. Peygamberi tanıtma derdiyle dertlenen bir gönül eridir artık. İnsanları cahiliye dikenliğinden İslam gülistanına davet ediyordu her daim. İşvereni müşrik bir zorba idi. Kaç kez İslam’a davet etmesine rağmen her defasında dayakla karşılık veren gözü dönmüş zalimin biriydi; Ümmü Enmar isimli o melun kadın.
Habbab b. Eret radiyallahu anh onların kölesiydi. Onlardan habersiz din değiştiremezdi. Ama ruhu köle olmayan muhabbet fedaisi Hz. Habbab, İslam’la şereflenmişti. Bunu duyan sahipleri gün geçtikçe işkencelerini artırdılar. Önce mübarek sahabi efendimizin başını kızgın demirle dağladılar. Yetmedi tüm vücudunu kızgın demirle dağladılar. Bununla da tatmin olmadılar, Habbab b. Eret’i körükle iyice kızdırdıkları ateşin üzerine yatırdılar. Vücudundan damlayan yağların ateşin üzerine döküldüğünü gördüler. Dininden döndürmeye çalıştılar. Ama döndüremediler…
Hikâye uzun dostlar. Ama sonunda kazanan Hz. Habbab b. Eret oldu. İslam oldu kazanan. İman oldu kazanan.
Diğer örnek şahsiyetleri de tanıyalım diye yazıya başlamıştık ama artık onları okumak siz değerli okuyucularımıza kaldı. Peki başka kimleri mi tanıyacaksınız? Hazreti Ümmü Ümare yani Nesibe binti Kab’ı, Hazreti Ukkaşe b. Mühsan’ı, Hazreti Esma binti Yezid’i, Hazreti Abdullah b. Zeyd’i ve Veysel Karani’yi.